İYİ Parti’nin Kimliği

159

İYİ Parti Afyon Çalıştayı’nda 21 Temmuz 2018 günü Prof. Dr. İskender Öksüz de bir konuşma yaptı. Konuşmacı ve konuşmanın konusu bu çalıştay için en uygun seçimdi. Çünkü çalıştayda katılımcıların en çok üzerinde değerlendirme yaptığı hususların başında partinin kimliği veya İYİ Parti’nin konumlanması geliyordu.

İYİ Parti her ne kadar MHP içindeki parti içi demokrasi talepleri ile başlamış bir siyasi hareket ise de, kendini merkez partisi olarak konumlandırmış, eski tabirle merkez sağ, merkez sol (ortanın solu, sosyal demokrat) kitlelere de kucaklarını açan bir yapı oluşturulmuştu.

İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener’in de katıldığı çalıştayda bu kavramların siyasilerce değerlendirilmesinin yanında, bir bilim adamının tanımlamalarıyla netleştirilmesi doğru oldu.

Bir kesim milliyetçi parti kimliğinin MHP’nin kopyası görüntüsü vereceği kanaatinde. Türk Milliyetçisi kimliğinin vurgulanması halinde merkez sağ ve merkez sol seçmenin ürkütüleceği, Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde partinin gelişemeyeceği endişesini taşıyor. Diğer bir kesim ise milliyetçi-ülkücü çizginin bu partinin omurgası olması gereğine inanıyor.

Prof. Dr. İskender Öksüz bir bilim adamı objektifliği içerisinde şu değerlendirmeleri yaptı:

“Sağ, sol, orta kalmamıştır; sadece Türk İstiklali, Türk Cumhuriyeti, Türk Milleti’nin kayıtsız şartsız hâkimiyeti, yani egemenliği vardır. Tehdit edilen budur. (Artık sadece egemenliğimizi tehdit edenler ve tehdide karşı koyanlar var. RS)

Adını telaffuz etmese de halk Türk Milliyetçisidir. Siz isterseniz ayağınızın altına alın. Bu şartlarda alamazsınız da… Nitekim AKP, Türk Milliyetçiliği karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.

AKP milliyetçi oldu ama pek kimse inanmadı. Kendi de inanmadı. AKP bunu gördü ve tedbirini aldı. (Yedek marka olarak MHP’yi kullanmakta. RS)

Türk Milliyetçiliği tepesi AKP tarafından kapatılmıştır. Fakat geri almak kolaydır. En kolaydır.”

*******************************

Halk İYİ Parti’yi Nasıl Görüyor?

Prof. Dr. İskender Öksüz çalıştaydaki konuşmasının bir bölümünde bu soruya cevap aradı. Kendi cümleleriyle aktaralım:

“Siz bir süredir piyasadaysanız halk sizi zaten bir yere koymuştur ve siz o yerden kolay kolay çıkamazsınız. Bu yerin ne olduğunu anlamak için yapılacak şeyi, İYİ Parti’ye kim oy veriyor diye sormaktır.

Bu soruyu -seçimden önce- bir anket sormuş. Area Araştırma Şirketi’nin 50.000 denek üzerinde yaptığı tespite göre seçmenlerden şu oyları almaktadır:

İYİ Parti seçmenlerinin yüzde 43,2 si partiyi Milliyetçi olduğu için; yüzde 43,1’i Atatürkçü; yüzde 7,4’ü Muhafazakâr; yüzde 6,3’ü de Sosyal Demokrat olduğu için tercih ediyormuş.

Milliyetçi ve Atatürkçü (ki o da milliyetçi demektir) kesimlerden gelen oy toplamı  %86,3‘e varıyor. Atatürkçü milliyetçi demektir çünkü Atatürk’ün bir Türk Milliyetçisi olduğu ve bütün yaptıklarını bu duygu ve düşünceyle yaptığı açıktır. Atatürk, Cumhuriyet tarihinin tartışmasız en Türk Milliyetçisi lideridir.

İşte halk sizi böyle görüyor. Milliyetçi-Atatürkçü bir parti olarak görüyor ve kendilerine Türk Milliyetçisi ve Atatürkçü diyenlerden oy alıyorsunuz.

‘Milliyetçilik aleyhtarlığının emperyalizme hizmet olduğunu’ bilmeyen solcularımız var. ‘Milliyetçilik = ırkçılık = kavmiyetçilik = günah algısını pompalayan sözde din merkezlerimiz’ var.

Milliyetçiliğin sağı solu olmadığı gibi, milliyetçilik düşmanlığının da sağla solla ilgisi yok.

Bu devlet Türk Milliyetçiliği temeli üzerine kuruldu. Atatürk düpedüz, apaçık bir Türk Milliyetçisidir. Fakat ondan sonra adım adım, Türk Milliyetçiliğinden gıdım gıdım, her adımı bizi sarsmayacak kadar dikkatli ve küçük olmak kaydıyla o kuruluş temelinden uzaklaştırıldık. O kadar uzaklaştık ki, ‘Ne mutlu Türküm diyene!’ vecizesi dağdan, taştan, üstelik ilkellikle suçlanarak ve ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım…’ diye başlayan andımız okullardan kaldırılırken rahatsız olmadık. En garibi hâlâ Atatürk’ün yolundan gittiğimizi sandık, sanıyoruz.

Evet, seçmen İYİ Parti’nin yerini tayin etmiş, onun zihninde ve gönlünde yerleştiğiniz alan belli: Türk Milliyetçiliği ve Atatürkçülük.

Sizi bu konumdan jiletle bile kazıyamazlar. Bu konuma yerleştiğinizde size kimler gelir. Bir düşünün. Türk halkının büyük çoğunluğu da o konumdadır.

Bu konumdan saparsanız; “Bize milliyetçi diyorlar ama aslında biz ortanın…” gibi etkilere kapılırsanız, kimler “lanet olsun” deyip gider?”

******************************

Olduğunuz Gibi Olun

MHP, Türk milliyetçiliği çizgisinden saptığı, “milliyetçiliği ayakları altına alanlarla işbirliği” içinde olduğu halde, seçmendeki algı kısa zamanda değişmediği için, hala yüzde 10,9 oy alabiliyor.

CHP, 6 okun umdelerinden biri olan milliyetçilik ilkesini dile getirmekten çekinse bile, milli konularda çoğunluğu “ulusalcı” reflekslere sahip bir kitleyi temsil ediyor.

Ak Parti, Türk adını ağzına alamadığı ve kendisine milliyetçi demediği halde, tamamen milliyetçi söylem ve sloganlarla Türk Milliyetçisi seçmenden çok ciddi oy devşirebiliyor.

MHP, CHP ve Ak Partinin seçmen kitlesinin ekseriyeti milliyetçi. Fakat bu üç parti de milliyetçi bir konumda değiller. Atatürk’ün ve kurucu iradenin ilkelerine uygun duruşları yok.

Buna karşılık bazı İYİ Partililer bırakın “Türk Milliyetçiliğini” ağzına almaktan, “Türk Milleti” demekten bile çekiniyor.

İskender Öksüz Hoca’nın konuşmasından özetle İYİ Parti’ye şu tavsiyeleri verdiğini çıkardım:

  • Türk milletinin istiklali ve istikbali için tek çare devletimizin kuruluşundaki en temel değerlerinden biri olan Türk Milliyetçiliğine sahip çıkmaktır. Bu görevi yapacak başka İYİ Parti yok.
  • İYİ Parti zaten Türk Milliyetçisidir. Olduğunuz gibi olun. Ayrıca insanlar sizi zaten Türk Milliyetçisi olduğunuz için tercih ediyor. Siyasi başarınız da buna bağlı.
  • Başka partilerin slogan, söylem, işaret ve sembollerini kullanmayın. Çünkü bunların çağrıştırdığı markaya/ partiye hizmet etmiş olursunuz.

İskender Öksüz, son olarak, İYİ Partililerden susmayıp konuşmalarını istedi:

“Bir devlet yıkılıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin üstünde yükseldiği temellere saldırı üstüne saldırı düzenleniyor. Niçin susuyorsunuz? Bunları siz söylemeyeceksiniz de kim söyleyecek?”

“Başka İYİ Parti yok.”

Bana da, gönlüme ve aklıma yatan bu kadar değerli sözleri sizlerle paylaşmak düştü.

 

 

Önceki İçerikGör
Sonraki İçerikTuna’nın Türk’ü, Tuna’nın Türküsü
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.