İYİ Parti kurulalı sadece bir ay oldu. Bir yandan teşkilatlanma çalışmalarını devam ettirirken bir yandan da lideri Meral Akşener, Parti’nin kurmay heyeti ile birlikte her hafta bir ilimizde vatandaşlarımızı dinleme ve onlarla buluşma toplantıları yapıyor.
Bitlis (Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz) ve Edirne‘den sonra ziyaret sırası Mardin‘de idi.
Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “CHP ve MHP liderleri Ankara’dan doğuya gidiyorlar mı? Doğu, Güneydoğu illerine acaba kaç defa gittiler. Başlarına ne geleceğini bilir, gidemezler” diye muhalefeti eleştiren bir sözü vardı.
Bu söz bir yandan muhalefetin doğu ve güneydoğudan oy alamayışını, CHP ve MHP liderlerinin bu bölgelerde toplantı yapmaya cesaret edemeyişini bir siyasi argüman haline getirme çabasını gösteriyordu. Bir yandan da hükümetin iç güvenliği sağlayamadığının itirafı oluyordu.
İYİ Parti‘nin ülkemizin doğu ve güneydoğusuna yaptığı bu ziyaretler diğer muhalefet partilerinden farklı olduğunu, iktidara talip olduğunu gösteren bir tavır.
Buradaki halkımızın biri meşru (güvenlik güçleri), diğeri gayrimeşru (PKK) iki silahlı gücü temsil eden AKP ve HDP arasındaki sıkışmışlığına, İYİ Parti‘nin bir alternatif olduğunu gösteriyor.
“Gidemediğin yer senin değildir” inancıyla, ülkenin her bölgesini gezip, her yöreden insanımızla kucaklaşmak amacıyla ziyaretlerde bulunan Meral Akşener’in cesaretinin ve çalışkanlığının takdir edilmesine vesile oluyor.
Akşener “nutuk atmak için değil, vatandaşlarımızın dertlerini ve sorunlarını dinlemek için” yaptığı ziyaretlerde vatandaşlarımızın büyük sevgi gösterilerine muhatap oluyor.
Bu ziyaretler, son 15 yıl içerisinde ilk defa ortaya çıkan merkezdeki siyasi boşluğun vatandaşların daha fazla farkında olmasına, değişim talebinin güçlenmesine sebep oluyor.
Siyasi boşluğun sadece İYİ Parti tarafından doldurulacağına ve istenen değişimi İYİ Parti’nin gerçekleştireceğine olan kanaati genişletiyor.
İnsanlarımız İYİ Parti ile normalleşecek bir Türkiye’nin işaretlerini görüyor. Gerilimden uzak, ötekileştiren ve ötekileştirilenin olmadığı, kardeşçe, huzur içinde yaşayan bir toplumun inşa edileceğini hissediyor.
İYİ Parti ile “öğrenilmiş çaresizlik” çemberi kırılıyor. Siyasi hayatımızın köklü bir değişim ve gelişim yaşayacağına olan inanç büyüyor.
***********************************
Mardin İzlenimlerim
Mardin yaklaşık 800 bin nüfusu olan ve büyükşehir statüsünde bir kadim şehrimiz. Etnisite olarak Arap, Kürt, Türkmen, Süryani, Ermeni vatandaşlarımız ve farklı dinlerden insanlarımız yaşıyor. Merkez’de Araplar çoğunlukta iken, ilçe ve köylerden gelen göçlerle denge Kürt nüfus lehine değişmiş.
7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP yüzde 73,3 ile 5 milletvekili ve AKP yüzde 19,2 oy ile 1 milletvekili kazanmıştı.
1 Kasım 2015 seçimlerinde oranlar biraz değişerek HDP yüzde 68,4 ile 4 milletvekili kazanarak birinci ve AKP yüzde 28,5 ile 2 milletvekili kazanarak ikinci parti olmuş. Varlığını hissettiren başka bir parti yok.
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığını da Demokratik Bölgeler Partisi’nden Ahmet Türk kazanmıştı. Fakat şu anda Belediye kayyum olarak atanan vali tarafından yönetiliyor. Küçük yerleşim yerlerinde HDP daha güçlü.
Burada 50 civarında esnaf vatandaşımızla birebir sohbet ettim. Terörün yoğun olduğu 3-5 sene içerisinde adeta siftah etmeden dükkân kapadıklarını, son bir senedir işlerde az da olsa bir toparlanma olduğunu ancak hala çok zayıf olduğunu anlattılar. Hala terör öncesi dönemdeki turizmin canlı olduğu parlak günleri hasretle anıyorlar.
Esnaftan bazıları “bir değişimin şart olduğunu” vurgulayıp bizlere başarılar dilerken, bazıları da “İYİ Parti’yi halkımız henüz tanımıyor. Tanıdıkça kanaati belli olur” dedi.
Görüştüğüm Arap, Kürt, Süryani asıllı esnaflar yanında “ben kendime Türk diyorum. Babam Türk, annem bir Kürt (ağa kızı)” diyen esnaf da vardı. Ama hepsi son derece misafirperverdi. En çok duyduğumuz kelimeler “hoş geldiniz, başım gözüm üstüne” oldu. Hepsi de hemen “çay, kahve veya yemek ikram edelim, bir kebabımızı yiyin” diye ısrar ediyorlardı.
Mardin’de özellikle altın, gümüş işçiliği, telkari takı sanatı ve ticaretinde Süryaniler ağırlıklı. Zaten Kapalıçarşı’da bu işi yapanların çoğu Mardin’den göç eden Süryanilerdir.
Görüştüğüm Süryani bir kuyumcu “eskiden burada nüfusun çoğunluğu Hıristiyan’dı. İldeki sanat değeri olan yapıların tamamına yakını Hıristiyan eseridir. Şimdi ise Mardin merkezde 900, Midyat’ta ise 9000 Süryani aile kaldı. Süryanilerin çoğu ABD ve bir kısmı da Avrupa’ya göçtü” dedi. Süryani Vakfı yöneticisi olan bu esnaf, vakfa ait bazı arazilerin devlet tarafından hala geri verilmediğinden yakındı.
Caddede dolaşırken “kendisinin Mardin’e sürgün edildiğini, burada emekliliğine kadar kalan birkaç yılı geçirip emekli olacağını” söyleyen bir yargı mensubu ile karşılaştım. “Burada İYİ Parti’ye bir ilgi var” dedikten sonra bir uyarıda bulundu. Mardin’de 15 civarında büyük aile bulunduğunu, bu ailelerin çoğunun desteğini alabilecek bir il başkanı bulursa İYİ Parti’nin şansının artacağını anlattı.
**********************************
Meral Akşener’den Manşetlik Mesajlar
Meral Akşener esnaf ziyaretinin ardından bir otelde Mardinlilere hitap etti. Burada kendisine sorulan sorular üzerine, manşetlik mesajlar verdi:
“Seçmen kitleleri arasında geçirgenliği ortadan kaldıran ve bu kitleler arasında konuşmayı, birbirini anlamayı ortadan kaldıran bir dille Türkiye iki alanda sıkıştı kaldı.
Şimdi biz İYİ Parti olarak, bir üçüncü yolu milletimizin tercihine getiriyoruz. Bu güçlü seçenek sizi güçlü yapacak. AK Parti, HDP ve CHP karşısında güçlü yapacak.”
“İYİ Parti bir kadın hareketidir. Ak Parti’yi iktidara kadınlar getirdi. İYİ Parti kadınları iktidara getirecek.”
Söz veriyorum; İYİ Parti iktidarında hiç kimse ötekileştirilmeyecek, hiçbir kadroya liyakat dışı atama yapılmayacak; söz veriyorum, yandaş, candaş, kandaş kayrılması olmayacak.”
Kocaeli’den gelen arkadaşlar olarak Meral Hanım’ı Mardin’den uğurladıktan sonra, Midyat ve Hasankeyf‘de incelemelerimize devam ettik.