Fark Etmek İçin Kendini Farklı Kılmak Lazım

93

Can Yücel’in çok sevilen “Fark Etmeli İnsan” şiiri, “Farkında olmalı insan… /Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı /Farkı fark etmeli, / Fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen… / Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını / Fark etmeli.” diye başlar.

Şiirin devamında Yücel, neleri fark etmemiz gerektiği üzerinde durur, veciz ifadeler ve bilgece bir tavırla. Şiirini şöyle bitirir: “Ömür dediğin üç gündür, / Dün geldi geçti yarın meçhuldür, / O halde ömür dediğin bir gündür, / O da bugündür.”

Fark etmek için kendimizi farklı kılmamızlazım. Kişi ne zaman farklı kılınır, sorusu bir kurt gibi kemirmeli zihnimizi. Erdemli insanın özelliğidir farklılık. Yaratan, bizi varlık sistemi içerisinde farklı yaratmış, biz de farklı olmuşuz; ancak kendimizi farklı kılmak ve farklı kalmak iradesini bize bırakmış. Sınav burada başlıyor.

Kaliteli insan olmak zorundayız. Özel durumundan ya da genel durumdan yakınmak, yani şikâyet etmek ve kovuculuk (dedikodu yapmak) insan kalitesini düşürür; bundan kaçınmak lazım. Çözüm odaklı olmalıyız her durumda. Durumlar karşısında bakış açımızı değiştirmek ve karşımızdakini kendimiz yerine koymak (empati yapmak), çözümsüz görünen pek çok problemi kolayca çözer.

Kendini farklı kılan insan, hak yemez. Şahıs ve olayları yalnız akıl değil, kalp süzgecinden de geçirir. Böyle bir tavır, onun yanlış yapmasını önler.

Kibirlenmek, böbürlenmek, kendini vazgeçilmez göstermek; bir ruh hastalığıdır. Kendini farklı kılma gayretinde olan kişi, bunun, kişiyi dinden çıkaracağını, insanların gözünden düşüreceğini bilir. Hiçbir zaman demagoji  (laf kalabalığı) yapmaz, her durumda nettir. Bu özellikler, kişinin kendisine ve karşısındakine duyduğu saygının gereğidir.

Farklı insan, nitelikli insandır. İradeye hâkim olmak, kişilerle uyumlu olmak, kendisiyle ve çevresiyle barışık olmak, kişiye nitelik kazandıran özelliklerdir. Uyumsuz fert, herkesi kendinden kaçıran fosseptik gibidir.

Hitabet gücü, düzgün diksiyon, kişiyi toplum içinde farklı kılar. Anlayarak hızlı okuma, kişiye ekstra değer katar. Güzel konuşmanın sihirli gücünü bilen politikacılar, bunu, tarihin her döneminde kullanmışlardır. Şairler, bu yönleriyle yönetenleri ve kitleleri etkileyebilmişlerdir.

Kendini farklı kılanlar, karar ve cesaret bakımından da fark edilirler. Onlar, kararlarında isabetli, cesaretlerinde de mantıklıdırlar. Hiçbir zaman ucuz kahramanlık peşinde koşmazlar, her işi sebep-sonuçlarıyla değerlendirirler.

Kâşiftirler, inkişafa açık insanlardır, farkı fark edebilecek olanlar. Güzelliğin, ayrıntıda olduğunu bilirler, sanat kabiliyetlerini yükseltirler. Bu manada, nitelik peşindedirler. Sıradanlık, yoktur onların hayatlarında. Biraz da kimsenin cesaret edemediğine cesaret edecekleri için başkalarının gözünde deli olmak zorundadırlar. Yeteneklerini de keşfetmişlerdir bu insanlar. Yetenekleriyle ön plana çıkarlar. Fark, ancak onların farklı düşünce ve eylemleriyle fark edilebilir.

Başarılıdırlar. Başarıyı yakalamak için işi ehlinden öğrenmek gerektiğini bilirler. Günceldirler, güncelin peşindedir. Bilineni tekrarlamak yerine, güncel olana bir değer katma kaygısı içindedirler. Tekrara düşmek, onların en büyük korkularıdır. Tekrar, bir bakıma kokuşma işaretidir.

Ruhsal farkındalık, onların önemli bir niteliğidir. Niyetleri iyidir. “Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyaya kılıç vermektir.” der Mevlana. Islah edicilerdir. Niyetler salih olacağı için eserleri de ahsen (güzel) olacaktır.

Kendini farklı kılan bireyler, sorunun değil, çözümün parçası olmak zorundadırlar. Hayata özgün bakmalıdırlar. Tembel değillerdir, mübalağadan kaçınırlar. Güler yüzün, tebessümün, buz dağlarını eriten bir güneş olduğunu bilirler. Buna göre davranırlar ya da bunu bir yaşam biçimi haline getirirler. Gerektiğinde sükut etmenin, kavga etmekten daha etkili olduğu gerçeğiyle hareket ederler.

Geçen zaman ve söylenen söz geri alınmaz, yaydan çıkan ok gibidir. Bunun da farkındadırlar. Sevgi, bilgi; içselleşmiştir onlarda.

Farkı, fark etmek için kendimizi farklı kılmak zorundayız. Çünkü biz farklıyız. Farklı olmak, bir lütufsa kendimizi farkı kılmak da bir erdemdir. Bu, bizim görevimizdir. Her şey sınırlı; nefes aldık ve verdik; yaşıyoruz. Nefesi aldık, veremedik; artık yokuz. Farkı, fark etmeden yok olmak, ne acı!

Farklıyız, farkı fark etmek için, kendimizi farklı kılalım. Haydi!