TÜPRAŞ İzmit Türk Müziği Korosunu on yıldan beri çalıştırmakta olan Coşkun Açıkgöz koro üyelerinin çoğundan daha genç. Ama O bizim Coşkun Hocamız.
Yaptığı şaka ve esprilerle çalışmaları keyifli bir tarzda yürütmeye çalışması kimseyi yanıltmasın. Coşkun Hoca işini ciddiye alan ve müziğimizi çok severek öğretmeye çalışan bir şef.
Sadece birkaç koroyu çalıştıran tecrübeli bir şef değil, aynı zamanda çok iyi bir solist, çok iyi bir yorumcu ve kanun sanatçısı.
Bilmediğimiz bir Türk Müziği eserini seslendirdiğinde o eseri sevmemek mümkün değildir. Bildiğimiz herhangi bir şarkıyı bir de Ondan dinlediğimizde, şarkının o zamana kadar bilemediğimiz boyutlarda farklı bir lezzet kazandığını hissederiz.
***
ŞARKI ÖĞRETMEK DEĞİL, YORUMLAMAK
O’nun gayesi şarkı öğretmek değildir. O’na göre, şarkı öğrenmek için çağımızın ses, video kayıt ve çalma imkânları yeterlidir. Coşkun Açıkgöz’ün hedefi şarkıları iyi yorumlamaktır.
Coşkun Hoca için “beste şiire giydirilmiş bir elbisedir.” En iyi kumaştan, en kaliteli dikişle dikilmiş olsa da elbisenin giyilmesi/ taşınması önemlidir. Şarkıların icrasında solist veya koro yorumu da güfte ve bestenin kalitesi kadar önemlidir.
Çok ünlü bir ressamın öğrencisi büyük emeklerle bir resim yapmış. Usta ressam “şöyle yapsak nasıl olur?” diyerek, eline aldığı fırçanın birkaç darbesi ile resmin bambaşka bir özellik ve değer kazanmasını sağlamış.
Öğrenci “Hocam ben o kadar uğraştım, resmimi birkaç fırça darbesiyle müthiş değerli hale getirdiniz” deyince, ünlü ressam “ustalık o birkaç fırça darbesinde başlar” demiş.
Coşkun Açıkgöz musikimizin geleneksel ve modern kurallarını harmanlayarak, böyle bir değişimi gerçekleştirmeyi başaran yeteneğin ve birikimin adıdır.
Bildiğimiz, severek söylediğimiz bir şarkıyı bile Coşkun Hocadan öğrenirken şarkıyı yeniden keşfederiz.
Bir kelimenin arasında ufacık bir es vermek; diğer bir kelimeyi çok hafif bir tonda başlayıp, gittikçe kuvvetlenerek söylemek (kreşendo)… Neşeyi, hüznü, endişeyi, kederi, acıyı, coşkuyu ifade eden sözlere giydirilmiş melodinin temelindeki duyguyu açığa çıkarmak… Söz ve melodi birliğini sağlayacak şekilde, verilecek duygusal boyutu vurgulayacak tınıları bulmak eseri bambaşka hale getirir.
***
DUYGUNUN SESE YANSIMASI
Coşkun Hoca on sene boyunca şarkıları söylerken “duyarak, hissederek” söylememiz için bıkmadan uyardı. Duygularımızın yüzümüze aksetmediği, ciddi ve soğuk bir tarzda icra etme alışkanlığımızı, bizi kırmadan esprili bir tarzda, “karizmanızı çizdirmemek için yapıyorsunuz” diyerek eleştirdi. Bu alışkanlığımızı değiştirerek duygulu bir icra yeteneği kazandırmaya çalıştı. Şarkılardaki duyguların izlerini yüzümüze bir tiyatrocu gibi yansıtmamızı istedi. Sanırım epeyce başarılı oldu.
Şarkılarda melodik cümle ile güfte arasında uyuşmazlıktan kaynaklanan bazı sıkıntılı bölümler olur. “Yavru cey- Lan gel gidelim” gibi tuhaflıklardan sakınmak gerekir. Bu sebeple “prozodi” O’nun için çok önemlidir.
Sözün cümleleriyle müziğin cümlelerinin uyuşmaması durumunda görev yorumcuya düşer. Coşkun Hoca “müziğin sözlere, sözlerin nağmelere uyumlulaşması, bunların mana ve ahenk bakımından başarılı bir şekilde kaynaşması” için pratik yöntemler gösterir.
***
COŞKUNCA İCRA
Coşkun Açıkgöz’e göre, “Bir şarkı 3-5 dakikalık bir zaman diliminde, bize çok keyifli bir başka âlemin kapısını açar.”
Bu âlemin keyfini çıkaran ve birlikte çalıştığı koro üyelerine bu keyfi aşılayan bir hocadır O.
Sevgimizi, mutluluğumuzu, sitemimizi, kırgınlığımızı, tepkimizi ve hatta öfkemizi ifade etmekte zorlandığımız durumlarda şarkılar hislerimizin tercümanı olur.
Hele onları “Coşkunca” icra edebilirsek..
Kendimize bile itiraf edemediğimiz duygularımızı açığa çıkartan bir rahatlama ve duygusal derinlik içine nüfuz edebilme imkânına kavuşuruz.
Çevremizi kuşatan iç karartıcı atmosferde bundan daha büyük şans olabilir mi?
Biz Tüpraş Türk Müziği Korosu üyeleri olarak çok şanslıyız. Türk Müziğinin asırlarca büyük ustaların elinde imbikten geçmiş melodilerini Coşkunca yorumlayarak huzur buluyoruz, mutlu oluyoruz.
Keşke gençlerimiz de böyle bir şansı yakalama konusunda istekli olabilseler. İlimizde bulunan birbirinden değerli Türk Sanat Müziği korolarının yarattığı değerin farkına varabilseler.
****************************************
KONSERE DAVET
Coşkun Açıkgöz yönetimindeki Tüpraş Türk Sanat Müziği Korosu “Fasl-ı Bahar” isimli yılsonu konserini 16 Mayıs Salı, saat 20’de Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde verecek.
Halka açık olan ve Türk Müziğini seven herkesin davetli olduğu konserimizde Kocaelili hemşerilerimizle birlikte olmaktan mutlu olacağız.
Ruhittin SÖNMEZ
08.05.2017