Azerbaycan Seyahati ( 3 )

110

Bundan önceki yazımda,  Devlet Mezarlığı ile Şehitler Hıyabanı’nı ziyaret ettikten sonra, toplantının yapılacağı salona geldiğimizden bahsetmiştim.

Toplantının yapıldığı yerin adı Bakü Matbuat Merkezi olup,  orta genişlikte bir yer idi. Salona girince, masaların üzerinde kimin nerede oturacağının önceden tespit edişmiş olduğunu gördük. Bu bakımdan masalara yerleşmemiz çok kolay oldu. Salon tamamen doldu. Zira Azerbaycanlı delegelere ilaveten Gürcistan’dan bir Milletvekili, Bulgaristan Türklerini temsilen bir kişi ve Türkiye’yi temsilen Kocaeli, Giresun, Kars ve Iğdır’dan olmak üzere çok sayıda delege gelmişti.  Toplantı saygı duruşu ve arkasından Azerbaycan ve Türkiye Milli Marşlarının okunması ile başladı. Doğrusunu söylemek icap ederse, yurt dışında Milli Marşımızı okumanın tadı ve zevki bir başka oluyormuş. Toplantı başladıktan sonra birçok konuşmacı söz alarak düşüncelerini anlattılar. Bu arada, Türkiye Azerbaycan Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Bilal Dündar Bey ile Cafer Dal Bey de çok etkileyici konuşma yaptılar.

İki saate yakın devam eden müzakerelerden sonra yapılan açık oylama ile teklif edilen isimler arasından İşgale, Teröre ve Asılsız İddialara Karşı Uluslar Arası Forum isminin kabul edilmesine karar verildi. Bu toplantıya Azerbaycan Basını ile TV’ lerinin de alakası büyüktü. Nitekim akşam haberlerinde TV’ ler bu toplantıdan bir hayli uzun bir şekilde bahsetti. Toplantı bittikten sonra kaldığımız otele gidildi.

Burada yemekler yenilip biraz istirahat ettikten sonra akşam saat 8.30 sıralarında otelin önünden, bizi ve diğer misafirleri bir arabaya bindirip şehir turuna götürdüler. Caddelerin kenarlarında bulunan yüksek binalar çok güzel bir şekilde ışıklandırılmış olduğundan caddeler pırıl pırıl aydınlık idi. Bakü’nün bütün önemli caddelerini dolaştık. Arabada bulunan Azeri bir bayan da bir nevi rehberlik yaparak, geçtiğimiz caddelerde gördüğümüz yerlerin ne olduğunu kısa kısa da olsa anlatmaya çalıştı. Böylece şehri daha yakından tanıma imkânı bulduk.

Bakü’nün gece manzarasını çok beğendiğimizi ifade edebilirim. Her halde enerji bolluğundan olacak ki, her taraf çok güzel aydınlatılmış.  Gezi gece saat 11.00′ e kadar devam etti. Şehir turunu tamamladıktan sonra otele geldik. Böylece hayırlısı ile 29 Aralık Salı günkü programı da tamamlanmış oldu.

Bugün 30 Aralık Çarşamba.  Programa göre esasen bizim bugün saat 7.45 uçağı ile Türkiye’ ye dönmemiz icap ediyordu. Fakat yılbaşı olması münasebetiyle  uçaklar tamamen dolu olduğu için dönüş biletimizi ancak 02 Ocak 2016 Cumartesi günü 07.45 için  temin  edebilmiştik.. Bu bakımdan Azerbaycan programımız devam ediyordu.

Bu cümleden olarak, programa göre bu gün öğleden sonra Azerbaycan Bakü Milletvekili Ganire Paşayeva evinde ziyaret edilecekti.

Bu itibarla, öğleye kadar otelde arkadaşlar ile sohbet ederek vakit geçirdik. Öğleden sonra Cafer Dal Bey bir arkadaşının arabası ile bizi otelden aldı. Cemal Barış Beyin başka bir programı olduğu için bu ziyarete iştirak edemedi. Tahminen 60 – 70 Km. gittikten sonra Ganire Paşayeva’nın evine vardık. Ev tamamen Bakü’nün dışında, bir köyde bulunuyor. Etrafı duvarlar ile çevrili bir avlu içerisinde bulunan ev üç katlı. Evin içine girince gördük ki, evin içi tam bir müzeyi andırıyordu. Her taraf plaket, çini tabaklar ve muhtelif tablolar ile süslenmiş. Fakat yerlerine çok güzel yerleştirilmiş olduğundan dolayı hoş bir manzara teşkil etmiş. Bizi orta katta bulunan salona aldılar. Salonda bulunan uzun bir masanın üzeri muhtelif tuzlu, tatlı çeşitleri ve çerezler ile donatılmış vaziyette idi.

Biz salonda yerlerimize oturduktan biraz sonra Ganire Hanım “Selamün Aleyküm arkadaşlar” diyerek hepimizin elini tek tek sıktıktan sonra masadaki yerine oturdu. Biz de hep birden “Ve Aleyküm Selam” diyerek selamına karşılık verdik. Bu selamlama tarzı şahsen benim çok hoşuma gitti. Hal hatır sorduktan sonra Ganire Hanım Türk dünyası ile alakalı duygu ve düşüncelerini anlattı.

Konuşmalarından anladık ki sayın Milletvekili Türk dünyası ile çok yakından alakalı. Hangi ülkede ne oluyor. Hadiseler nasıl gelişiyor, hepsinden haberi var. Yani şuurlu birisi. Tabii ki bu hassasiyeti bizi ziyadesiyle memnun etti. Bu arada çay servisi de başlamış olduğundan karşılıklı konuşmaları devam ederken bir taraftan da yapılan ikramları yedik. Buradaki konuşmalar bittikten sonra bizi üçüncü kata çıkardılar.  Burası bizim şark köşesi dediğimiz tarzda düzenlenmiş ve ayni zamanda yüzlerce kitabın bulunduğu bir kütüphane görünümünde.

Burada her birimize kendi yazmış olduğu “Azerbaycan Edebiyatında Karabağ Hikâyeleri” isimli kitabı ile Azerbaycan müziğinden örnekler bulunan altı cd’lik bir albüm hediye etti. Bu hediyeleri alırken her birimiz ile ayrı ayrı resim çektirdi.

Ziyaretimiz iki saate yakın sürmüştü. Artık ayrılma zamanı gelmişti. Esasen Ganire Hanım, yılın son günleri olması sebebiyle Mecliste birçok işi olmasına rağmen oradaki işlerini bırakarak bizleri kabul etme lütfünde bulunmuştu. Kendisine teşekkür ederek ayrıldık. Ayrıca şu hususu da ifade edeyim ki, gelen misafirlerini avlunun dışına kadar gelerek uğurlama nezaketinde de bulundu. Yapmış olduğu ev sahipliğinden ziyadesiyle memnun kaldık. Allah kendilerinden razı olsun, her şeyi gönlüne göre versin, faydalı hizmetlerinde daim eylesin.

Buradaki ziyaretimizi tamamladıktan sonra Otele döndük. Akşam trafiği çok kalabalık olduğu için ancak bir buçuk saat sonra otele gelebildik. Bu bakımdan döndüğümüzde akşam olmuştu. Akşam yemeğinden sonra yine Bilal Dündar Bey, Cafer Dal Bey ve Azerbaycan VİSİON Tv. nin sahibi Elvin Abbasov ile oturup geç vakitlere kadar sohbet ettik. Zira Bilal Dündar Ve Cafer Dal Bey ertesi günü sabah uçağı ile Türkiye’ye döneceklerdi. Fakat sabah öğrendik ki Cafer Dal Bey özel işleri sebebiyle dönüşünü tehir etmiş.

Bu arada şu hususu da ifade edeyim ifade edeyim ki Bakü’de kaldığımız süre zarfında bizimle çok yakından alakadar olan Cafer Dal Beyin hem Bakü’de, hem de Türkiye’de evi bulunmaktaymış. Sohbet meclisinde bulunan Elvin Abbasov sempatik ve konuşmayı çok seven birisi. Ben de kendisini sevdim ama Abdullah Köktürk Bey ile Cemal Barış Bey daha çok sevdiler.  Her ne hikmetse onunla biraz daha samimi bir sohbet havası çerisinde geç saatlere kadar oturdular. Bu arada saat 12.00 ye gelmişti. Ben gidip yattım.  (Devam Edecek )