Ya bir Yol Bul, Ya bir Yol aç, Ya da Yoldan Çekil!

98

7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan tablo, gerek iktidar partisi ve gerekse Cumhurbaşkanı tarafından beğenilmemiş olacak ki, yeni bir seçimin (1 Kasım 2015) arifesindeyiz.

Anayasada yazılı 45 günlük hükümet kurma süreci, mevcut iktidar tarafından hükümet kurmama noktasına getirildi ki millet olarak böyle bir cezaya dûçâr olduk.

Meclisteki siyasi partiler, hükümet kurmama! Süreciyle iştigal halindeyken, PKK, 2009 yılından günümüze kadar süregelen aslında bir yıkım projesi olmasına rağmen çözüm sürecinin bittiğini ilan ederek, güneydoğu da beklenen eylemlerine başladılar. Bu güne kadar 114 (yüzondört) asker ve polisimiz şehit olmuş, bir o kadar da yaralı sayımız var. Allah daha fazla şehit vermekten bu milleti korusun.

Ülkemiz artık o hale geldi ki, şehit yakınları hiçbir siyasinin cenazelerine katılmalarını istemiyor, deyim yerinde ise öfke kusuyor.

Şehit yüzbaşımızın yarbay ağabeysi:

“-Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor” diye adeta haykırıyor. Hatta bazı siyasiler özellikle iktidar kanadı, kargatulumba cenazenin bulunduğu topluluktan dışarı atılıyor. Bu güne kadar böylesi olayların hiç birisi ülkemizde yaşanmadı.

Başbakanın bir şehidimizin cenaze merasiminde ağladığını görünce Endülüs devletinin son hükümdarı Ebu Abdullah Muhammed’in hazin hikâyesi düştü aklıma.

Ebu Abdullah Muhammed, Beceriksizliği ve korkaklığı yüzünden İspanyollarla girdiği savaşı kaybetmiştir. Savaş sonunda Endülüs’ün son hükümdarı, bir kayanın üzerine çıkar ve Elhamra’ya son kez bakar. Gözyaşları içinde dudaklarından şu sözler dökülür: -“Elveda Elhamra elveda Endülüs”.

Ebu Abdullah’ın halini gören annesi Ayşe Hatun ise şu ibretli sözleri söyler:

-“Ağla hain ağla. Uğrunda savaşmayıp, erler gibi koruyamadığın memleket için şimdi kadınlar gibi ağla”.”

Ne kadar ibretlik ve ders çıkarılacak bir söz değil’mi? On üç yıldır iktidarda olan AKP iktidarı kendilerinden önceki hükümetlerin politikalarını ellerinin tersiyle itip, “yeni Türkiye” hayalleri kurarken gerek siyasi gerek ekonomik açıdan gelinen nokta kocaman bir kaos ve hezimet.

Ama İktidarın başındakiler her ağızlarını açtıklarında demokrasiden bahsederler de, demokrasi müesseselerinin bir maddesinin de başarısızlıktan sonra istifa olduğunu hatırlamak bile istemezler. İktidarda başardığın ölçüde kalırsın başaramadığın zamanda istifa etmesini bileceksin. Sandık, her zaman bir demokrasi ölçütü değildir.

Yazımın başlığına aldığım veciz sözü, M.Ö.247 – M.Ö. 182 tarihleri arasında yaşamış Kartaca komutan’ı Anibal söylemiştir.

Bu da gösteriyor ki söz doğru yer ve zamanda kullanılırsa aradan asırlar da geçse gene de geçerliliğini koruyor. Tarih, ibret alınacak olaylarla doludur yeter ki onlardan gerekli dersi çıkaralım.

Saygılarımla.

 

Önceki İçerikTam Demokratik Seçim Sistemi
Sonraki İçerikEnayi Yerine Konduğumu Biliyorum!
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.