Daima

97

Bir zamanlar gülerdik, tasa nedir bilmezdik,
Gözlerde yaş sevinçti, gıpta eder silmezdik,
Secdeden başka yerde, kimseye eğilmezdik.
Kışkırtmaktan kaçarak, öğüt verdik daima,
Şerre çanak tutmayıp, hayır derdik daima.

Sohbetlerden haz alır, ne kırar ne sıkardık,
Dertlere derman bulur, teselliyle yıkardık,
Arkadaşa kardeş der, ne kırar ne bıkardık.
Bir tas çorba pişirsek, birlik yerdik daima,
Paylaşmak ne güzeldi, huzur derdik daima.

Saygılıydık severdik, herkeste vefa vardı,
Edepliydik naziktik, yüzsüzlük büyük ardı,
Utanmazlar cüretkâr, şimdi her yeri sardı.
Dedikodu yapmazdık, hayır derdik daima,
Dilimizde güzel söz, sefa derdik daima.

Kaynana hanımanne, kayınpeder babaydı,
Kayın valide sözü, yersiz, hem çok kabaydı,
Gelin, kız evlat idi, şımartmak da cabaydı.
Damat oğul gibiydi, bir gezerdik daima,
Etle tırnak olmuştuk, neşe derdik daima.

Güzel günde zor anda, yürekler bir atardı,
Kimse hileyi bilmez, ne harcar ne satardı,
Dünyada barış vardı, kurt kuzuyla yatardı.
Rızk için alınlardan, akan terdik daima,
Ahde vefa bilirdik, emek derdik daima.

Bir atım barut olmaz, severdik ömür boyu,
Dili dini menşei, beyaz, melez ve koyu,
Kim olursa bizdendi, fark etmezdi ki soyu.
Hoşgörü ve barışa, böyle erdik daima,
Nefretten ırak durup, sevgi derdik daima.