Temizlik İşçileri ve Köle Düzeni

121

Onlar, dünyanın en ağır işini yapıyorlar.

Pis kokular içinde, evsel atıklarımızı temizliyorlar.

Ama aldıkları ücretle “İnsanca bir yaşam” sürdüremiyorlar.

Çünkü onlar zincirsiz birer köle!

Bir patronları var; asıl malı o götürüyor!

Onların sırtından para kazanıyor!

Onlar, açlık sınırı altındaki ücretleri ile geçim derdindeler.

“Öğle yemeği, ulaşım parası” istediler, alamadılar.

Üstelik, patrona ters düştü mü, işten de atılarak açlığa mahkum ediliyorlar!

İzmit Belediye Başkanı Dr.Nevzat Doğan, söz vermiş onlara;

“Maaşınız 1500 TL olacak” demiş!

Sözünü tutmamış Başkan!

Dört emekçi de işinden olmuş.

30 Ocak 2015 tarihli yerel gazetelerde; “Temizlik İşçisi Ayağa Kalktı” haberini okuyunca, bu satırları yazmaya başladım.

Öfkeliyim!

İnsan olarak utanıyorum.

Tam öğle saati, eşim “haydi sofraya gel” diyor, gidemiyorum!

Çünkü yaşadığım kentte “KÖLE DÜZENİ” kurulmuş!

“Taşeron İşçiliği” 12Eylül Faşizmi’nin bu ülkenin emekçilerine attığı bir kazık.

Tıpkı “yüzde 10 barajı” gibi.

“ADALET” ten söz eden AKP iktidarı, emekçilerin haklarını yok sayıyor. Köle Düzenini sürdürüyor.

Her insanın “ÇALIŞMA HAKKI” var.

Anayasa Md.49: “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek, çalışanları ve işsizleri korumak, çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”

Çalışanların, sosyal güvenlik içinde çalışmak ve SENDİKALI OLMAK hakları var!

Ama fiilen bu hakkı kullanamıyor çalışanlar.

Sendikalı olanı kapı önüne koyuyor patron, açlıkla terbiye ediyor, bunu önlemesi gereken siyasi iktidar seyrediyor!

LASTİK İŞ Sendikasını alkışlıyorum. Üç lastik fabrikasındaki “taşeron işçilerini” önce kadrolu yaptı, şimdi de ücretlerine yüzde 50 zam aldı.

Birlik olmanın, sendikalı olmanın sonucudur bu.

Ülkemizde en büyük sorun İŞSİZLİK.

En büyük nedeni de, “ÜRETİM EKONOMİSİ” nin güdük kalması.

AKP iktidarı, kentler ve çevresindeki alanlardan kolay yoldan RANT SAĞLAMA ve “Sürekli Borçlanma” ya dayanan bir ekonomi politika tercih etti.

Dış borçlar sürekli artıyor, vatandaş ne bilsin?

Bu ülkede “Sosyal yardım Sistemine bağlı 23 milyon insan var.” Her yıl bu sayı daha da artıyor!

Bu insanların yıllık maliyeti 19.5 milyar lira.

Elbette, “Sosyal Devlet” olarak muhtaç insanlara bakacağız.

Ama doğru olan, “her insanın çalışarak, alın teri ve onuruyla yaşaması” değil mi?

Bir siyasi iktidar, her yıl daha çok muhtaç insana yardım yapmakla övünemez!

Sen, muhtaç sayısını azaltıp, ekonomi geliştirerek, işsizliği önleyebiliyor musun?

Önemli olan bu.

Ama ülkenin bir bölümünde “Kaçak elektrik kullanımını” önleyemeyen ve bunun bedelini namuslu vatandaşına ödeten bir siyasal iktidar KİMDEN YANADIR?

Çalışanlarını “KÖLE DÜZENİNE” mahkûm eden, “kula kulluk düzenine çanak tutan bir iktidar” doğru yolda mıdır?