‘Ramazan Ayı, Ahiretin Tanzimi İçin Kaçırılmaz Bir Fırsattır.’

108

GİRİŞ;

RAMAZAN VE ORUÇ:

Ramazan; lügatta ‘yanmak‘ demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur. Ramazan, oruç ayıdır. Bu aya yetişen akıllı ve akıl baliğ(*) olan Müslümanlara oruç tutmak emredilmiştir. Bakara sûresi 185. âyet-i kerîmesinde meâlen; ‘O sayılı günler Ramazan ayıdır ki, Kur’ân-ı Kerîm o ay içinde indirilmiştir. O Kur’ân-ı Kerîm, insanları Hakk’a ulaştırır, helâl ve haramda ve din hükümlerinde hakkı bâtıldan ayırır. Sizden her kim Ramazan ayına erişirse orucunu tutsun. Kim hasta olur, yahut seferde bulunursa, oruç tutmadığı günler sayısınca sıhhat ve ikâmet hâlinde orucunu kazâ etsin. Allah size kolaylık diler, size güçlük dilemez.’ buyruldu.

Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibâdetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farz ibâdetlere verilen sevap gibidir.

Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur Cehennemden âzâd olur, kurtulur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir.

Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi günah işlemekle geçer.

Bu ayda elden geldiği kadar, ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu beğendiği işleri yapmalıdır. Bu ay, âhireti kazanmak için fırsattır. Kur’ân-ı Kerîm Ramazanda indi. Kadir Gecesi bu aydadır.

Ramazân-ı şerîfte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resûlullah (sav), bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

Bu ayda her gece, Cehenneme girmesi gereken binlerce Müslüman affolur, âzâd olur, kurtulur. Bu ayda, rahmet ve Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır.

RAMAZAN, OROÇ AYIDIR.

Oruç; İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yemek, içmek ve cinsî münasebetten uzak durmak demektir. İmsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sâdık, yani tan yerinin ağarmasıdır. Bununla yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip, orucun başladığı vakittir. İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği, güneşin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti girmiş olur.

Akıllı, buluğ çağına erişmiş Müslüman’ın Ramazan orucunu tutması farzdır. Ancak oruç tutamayacak kadar hasta olanlar ile yolculukta bulunanlar oruç tutmayabilirler. Hastalar iyileştiklerinden, yolcular da memleketlerine döndükten sonra tutmadıkları oruçları kaza ederler. Hasta olan kişinin iyileşme ihtimali yoksa, tutmadığı her gün için bir fidye verir; yani bir fakiri bir gün doyurur. Hayız ve nifas halindeki kadınlar, bu günlerinde oruç tutmayıp daha sonra gününe gün kaza ederler.

Ramazan orucunu kasten ve isteyerek bozan kişi, bozduğu orucu kaza eder ve keffaret öder. Orucun keffareti, iki ay üst üste oruç tutmak, buna gücü yetmezse 60 fakiri doyurmaktır.

Adak oruçların tutulması ile bozulan nafile oruçların kaza edilmesi vaciptir. Bunların dışında kalan ve mekruh(**) olmayan oruçlar ise nafile oruçlardır.

Ramazan Bayramının birinci günü ile Kurban Bayramının dört gününde oruç tutmak tahrimen (***) mekruhtur. Muharrem ayının sâdece onuncu gününde, yalnız Cuma veya Cumartesi günlerinde oruç tutmak, yılın tamamını oruçlu geçirmek ve akşam iftar etmeksizin birleştirerek oruç tutmak ise tenzihan (****) mekruhtur. (**)

(*) akıl baliğ olmak: Doğruyu yanlıştan, iyi kötüden, güzeli çirkinden ayırma yeteneğine sâhip olmak.

(**) mekruh: Fıkıh âlimleri tarafından kesin ve bağlayıcı olmayan bir tarzda yapılmaması istenen fiillerdir.

(***) tahrimen mekruh: Zannî bir delil ile kesin olarak yapılmaması istenen fiildir. Bu fiilleri yapanlar için ceza ve kınama söz konusu değildir. Ancak emre uyanlar, sevap kazanırlar.

(****) tenzihen mekruh: Yapılmaması, yapılmasından daha iyi olan davranışlardır. 

 

 

Oğuz Çetinoğlu: Hocam Ramazan ayına girdik. Ramazanla ilgili genel bir değerlendirme lütfeder misiniz?

Ali Rıza Temel: Rahman ve Rahim olan Rabbimiz bizler için bol kazanç, af ve mağfiret mevsimleri belirlemiştir. Lütuf ve rahmetin sağanak halinde indiği en güzel mevsim Ramazan ayıdır. Diğer zamanlara göre yapılan ibadetlere, hayır ve hasenâta yetmiş kat daha fazla sevap verilen bu bereket ayı kaçırılmaması gereken büyük bir fırsattır. Sağlık ve afiyet üzere bu aya kavuşmak başlı başına ilahî bir lütuftur. Geçen ramazan aramızda olan niceleri bu sene aramızda değildir. Mevla bizlere bu yılda da Ramazan fırsatını sunmuştur.

Çetinoğlu: Cenab-ı Allah’ın Ramazan ayında kullarına sunduğu nimetlerden söz eder misiniz?

Temel: Önümüze Cennet kapılarını açmış, cehennem kapılarını kapatmış, günahlardan arınma, faziletlerle donanma, güzelliklerle bezenme şansı tanımıştır. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesini idrak etmekten daha kârlı bir kazanç olabilir mi? Teravihler, iftarlar, sahurlar, Kur’anlar, zikirler, tesbihler, va’zu nasihatler, sadakalarla tam bir kulluk mektebi olan ramazan ayı Mevla’nın rızasını kazanmak, cennete ve Cemalullah’a kavuşmak için bulunmaz bir fırsattır.

Çetinoğlu: Oruç nasıl bir olgudur?

Temel: Oruç, fâni âlemden bâkî âleme geçişi sağlayan bir köprüdür. İnsan bu ayda ruhâniyeti cismaniyete, insanlığı hayvanlığa, meleklik vasfını şeytanlık vasfına üstün kılmak için azim ve irade silahıyla çarpışan bir kahramandır. Oruç onun sıhhatine bereket, ruhuna ulviyet, vicdanına safvet, iradesine hürriyet ve kalbine kuvvet verir. Azim, sebat, kanaat, rıza, takva, ihlas gibi meziyetler kazandırır.

İnsan geçici nimetlerden uzaklaşmadıkça bâki lezzetlere kavuşamaz. Çocuklar sütten kesilmedikçe yüksek gıdalara, hayatî lezzetlere eremez.

Çetinoğlu: Orucun öğretici fonksiyonlarından ve sağladığı faydalardan söz eder misiniz?

Temel: Oruç, nimetlerin kadrini bildiren, teşekkür hislerini uyandıran, yoksulların halinden anlama şuurunu geliştiren, insanı yıpratan yığın yığın emel, arzu ve şehvet ağırlıklarını kaldıran, maddenin esaretinden mânanın esenliğine kavuşturan, ihtiras ve tamah zincirlerini koparıp kanaat ve huzur iklimine ulaştıran, bütün varlığımızı kulluk şuuru ve iman nuruyla ulvîleştiren bir saadet kimyasıdır.

Ruhanî baharın ebedi yeşillikleri, sonsuz ferahlıkları ramazan ayında, oruç ikliminde, Kur’an mevsiminde açılır. Ramazan günleri ömür bahçesinden derlenen, Mevla’ya sunulan çiçek buketleri gibidir.

Çetinoğlu: Terbiye edici yönleri de olmalı

Temel: Ramazan günleri irade ve azim kılıçlarının sabır kınından çıkarılıp şehvetler ve bayağı heveslere karşı savaşılan günlerdir. Bu savaşın sonunda ebedi saadet zaferi vardır. Cennetler bu kılıçların gölgeleri altındadır. Büyük cihad nefse karşı yapılan cihaddır. Bu cihadı kazanamayan başka hiç bir cihadı kazanamaz. Oruç aklî ve rûhi melekeleri harekete geçirir. Yaratılışımızda gizli bulunan şuur altı hakikat tohumlarını yeşertir. İç âlemimizin baharını ortaya çıkarır. Kulluk görevlerini ifâda, haramlara karşı durmada en büyük güç olan sabır silahını kuşandırır. İradeyi hak ve fazilet uğrunda kullanmayı sağlar. Ramazan ayında oruç, teravih, iftar, sahur, Kur’ân, mukabele, sadaka-i fıtır, itikaf gibi ibadetlerle insan manen yükselir, semavileşir, adeta melekleşir. Böylece cennet kapıları açılır, günahlardan, kötülüklerden el çekmek suretiyle cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar zincire vurulur.

Çetinoğlu: Ebedî âleme hazırlama özellikleri?

Temel: Ahiret zengini olmak isteyen iman ve ibadet tacirleri ilahi lütuf ve nimetlerle dolu bu ebediyet pazarına koşmalıdır. Bu ruhaniyet çarşısında Kur’ân hikmetleri, ibadet cevherleri, hayır-hasenât kumaşları, va’z ve nasihat gıdaları, bağış gerdanlıkları, hakikat küpeleri, fazilet bilezikleri, türlü takva eşyası, ahlâk zincirleri ucuz fiyatlarla satılmaktadır.

İslamî alış verişlerin cereyan ettiği bu saadet ve rıza çarşısında geçer akçe ihlastır. İhlassız kazançlar sahte para veya defolu mal gibidir. Emeklerin boşa gitmesidir.

Çetinoğlu: Ramazan ayının gizli bir hazine olduğu ifâde ediliyor…

Temel: Ramazan bütün güzellikleri ihtiva eden bir hazinedir. Mühim olan bu hazineyi keşfetmek, bu güzelliklerden yararlanmaktır. Her türlü kıymetli eşyanın sergilendiği bu pazardan eli boş dönmek en büyük kayıptır. Oruç ibadetinin değerine dair Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: ‘Bir kimse Allah rızası için bir gün oruç tutarsa Allah onun yüzünü cehennemden yetmiş sene uzaklaştırır.’ (1)

Çetinoğlu: Ramazan ayında yapılan ibâdetlerin daha değerli olduğu da söylenir

Temel: Ramazanda yapılan ibadetin, hayır-hesanâtın yerini hiçbir şey tutmaz. Peygamber efendimiz şöyle buyurdular; ‘Bir kimse -kedisine Allah’ın ruhsat verdiği özürler dışında- Ramazandan bir gün yese, bir sene oruç tutsa dahi onun sevabını karşılamaz.’ (2)

İnsanlar dünyevî fırsatları kaçırmamak için pek çok sıkıntı ve tehlikeyi göze alır, nerede ucuzluk varsa oraya koşar. Alış verişi indirim sezonlarında yapar. Promosyon yapan mağazaların önünde geceden kuyruğa girer. Milyonda bir ihtimal dahi olsa piyango bileti alır. Spor toto oynar, çok kazanç gelecek diye nice paralar sarfeder. Üç kuruş daha ucuza alabilmek için pazar yerini baştan başa dolaşır.

Çetinoğlu: Manevî kazançlar söz konusu olduğunda?

Temel: Mânevi kazançlara gelince aynı hassasiyeti göstermez. Halbuki dünyevi kazançlar fani, uhrevî kazançlar bâkidir. ‘Mal ve çocuklar dünya hayatının zînetidir. Baki kalacak salih ameller ise Rabbin katında hem sevap bakımından daha hayırlıdır, hem de ümit bakımından daha hayırlıdır.’ (3)

Alış veriş için indirim sezonunu bekleyenler hesapsız rahmet, bağış ve sevap mevsimi olan Ramazan ayını daha fazla bir heyecanla beklemelidirler. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde ‘Kullar ramazandaki bereketi bilselerdi bütün senenin ramazan olmasını isterlerdi.’ Buyuruyor.  Çünkü ramazanda geçmiş günahlar affedilir. Melekler gece gündüz oruçlular için istiğfar eder. Cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır. Nefsin aşırı ve gereksiz isteklerine gem vurulur. Yardımlaşma ve dayanışma artar, dolayısıyla da sevgi ve dostluk köprüleri kurulur. Sosyal doku güçlenir. Huzur ve güven ortamı oluşur. Oruçlar, teravihler, hatimler sadakalarla insan kulluk yolunda büyük mesafeler kateder. Mevla’nın rızasına, Peygamberin şefaatine her zamankinden daha yakın olur.

Çetinoğlu: Orucun koruyucu özelliklerinden de bilgi verir misiniz?

Temel: Oruç günahlara karşı bir kalkandır. Ramazanda suçların azaldığı emniyetin istatistiklerince sabittir. Ferdi ve ictimaî, rûhi ve bedenî, dünyevî ve uhrevî sahada pek çok güzelliklere, sınırsız kazançlara sahne olan ramazan ayı müminler için bulunmaz bir fırsattır. Senede bir gelen bu fırsat kaçarsa ileride bir daha ele geçmeyebilir. Zira gelecek seneye değil yarına bile kavuşmanın garantisi yoktur.

Hz. Peygamber (s.a.v.) ‘Namaz kıldığın zaman, son namazınmış gibi kıl‘ buyurmuştur. Zira gelecek namaz vaktine erişilmeyebilir.

Hayırda acele etmek gerekir. Fakirin birisi abdest almakta olan bir zattan yardım istemiş, o zat da abdesti yarıda bırakıp hemen yardım etmiş. Kendisine neden acele ettiğini, abdesti tamamladıktan sonra yardım etseydin diye sorduklarında şu cevabı vermiş: ‘Ne olur ne olmaz. Şeytan gelir, gönlüme vesvese verir. Senin daha çok ihtiyacın var, der aklımı çeler. En iyisi şeytan musallat olmadan vermektir.’

Çetinoğlu: Buraya kadar söyledikleriniz yalnızca Ramazan ayına mahsus mudur?

Temel: Kulluk devamlıdır. Mevla’nın rahmeti, ihsanı daimi olduğuna göre kulluk da daimi olmalıdır. Ramazan bu ikram ve ihsanın kat kat olduğu mevsim olduğu için kulluk da buna paralel olarak yoğunlaşmalıdır. Mesele; çeşme çok akarken kapları doldurma meselesidir.

İnsan önemli bir fırsatı kaçırınca üzülür. Ramazan fırsatını kaçırmak daha bir üzüntü vesilesidir. Hz. Peygamber (s.a.v.) minberin birinci basamağına çıktığında Cebrail gözükmüş ve: ‘Ramazana erişip de bağışlanmayan kimse rahmetten uzak olsun demiş.’ (4)

Çetinoğlu:Ramazan, büyük fırsattır.’ Diyorsunuz.

Temel: Kişi ramazanda kendisini affettirmezse başka zaman hiç affettiremez. Her hayrın, her ibadetin en az bire yetmiş kat karşılık gördüğü bu ayı değerlendiremeyen, bin aydan daha değerli kadir gecesini fark etmeyen kimse neyi fark edebilir ki?

Farkında olmadan günler geçiyor. Ömürler tükeniyor. Gündelik meşgaleler içinde kendimizi kaybediyoruz. Ölümü, hesabı unutuyoruz. Küçük kazançlar peşinde koşarken büyük kazançtan mahrum oluyoruz. Bu durum büyük bir gafletin ifadesidir. Akıllı insan sonu yokluk olan varlıklar peşinde ömrünü heder etmez. Havadaki kuşun yerdeki gölgesi peşinde koşmaz. Geçici menfaatler uğruna kalıcı kazançları unutmaz. Emeğini değersiz şeyler peşinde değersizleştirmez.

Mevla’nın şu ikazına kulak verelim ‘Ey iman edenler! Allah’a karşı saygılı olun. Herkes yarın (kıyamet) için ne hazırlayıp gönderdiğine baksın.’ (5)

Çetinoğlu: Sorulanlarla sınırlı kaldığınız için veremediğiniz mesajınızı alarak bu röportajı sonlandırabilir miyiz Hocam?

Temel: Dünyada bugünün yarınını da düşüneceğiz. Fakat asıl büyük yarını, ahiret yarınını hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Bizim olan, önceden gönderdiklerimizdir. ‘Kendiniz için yapıp gönderdiğiniz her hayrı Allah katında bulacaksınız.’ (6)Sizin yanınızdakiler tükenir. Allah katındakiler ise bâkidir, tükenmez.’ (7)

Ahiret hazinesi dünyada doldurulur. En fazla doldurulacağı mevsim de ramazan mevsimidir. Mevla bizleri, ramazanda cömertçe sunduğu fırsatı değerlendiren uyanık kullarından eylesin. Amin..

(1) et-Tâc, 2/90

(2) et-Tâc, 2/63

(3) Kehf, 46

(4) et-Terğib, 2/92

(5) Haşr, 18

(6) Bakara, 110

(7) Nahl, 96

ALİ RIZA TEMEL:

1946 yılında Manisa’nın Demirci ilçesi’nde doğdu. 1967’de Balıkesir İmam-Hatip Okulu’nu, 1971’de İzmir Yüksekİslam Enstitüsünü bitirdi. 1967-1975 yılları arasında vaizlik yaptı. 1976’da Haseki Eğitim Merkezi’ne kursiyer olarakkatıldı. Kurs sonunda aynı merkezde asistan olarak görevlendirildi. 1982-1987 yılları arasında Brüksel İslam KültürMerkezi’nde Türk temsilcisi olarak görev yaptı. Aynı merkezdeki İslam Enstitüsü’nde Ulumu’l-Kur’an dersleriokuttu. Halen Haseki Eğitim Merkezi’nde Arapça ve tefsir dersleri okutmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Yayınlanmış Eserleri:

1- İslam Davası ve Münafıklar, 2- İslam’da Dış Politika ve Diplomasi, 3- İslam ‘da ve Batıda İnsan Hak veHürriyetleri, 4-Ayet ve Hadisler Işığında Dini ve Sosyal Hayatımız, 5- Mutlu Bir Yuva Nasıl Kurulur? 6-Müslümanların Dünü, Bugünü, Yarını (Tercüme), 7- İslam İktisadının Üstünlüğü (Tercüme), 8- İnsanlara İyilikHakkında Kırk Hadis (Tercüme), 9- Sağduyu Çağrısı. 

 

 

 Ali Rıza Temel, Oğuz Çetinoğlu

Ali Rıza Temel, Oğuz Çetinoğlu

Önceki İçerikSon Sevdam: İzmit
Sonraki İçerik“Dokunmayın Bu Arslana”
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.