İnsanda Allah Korkusu Kalmazsa!

115

 

Her memlekette anasını, babasını, karısını öldürenlere rastlanır. Her memlekette kızının, kardeşinin ırzına geçen canavar kırması insanlar vardır.

Her memlekette karaborsa, istifçilik, tüccar ve esnaf hilesi, her memlekette, hırsızlık, dolandırıcılık, batakçılık, fuhuş, zina, homoseksüel sapıklık ve en vahşi cinayetler günlük vakalar arasındadır.

Fakat ahlâk yıkıcılığı Türkiye’de gün geçtikçe hızlı bir şekilde artmaktadır. Her gün bir yandan televizyonlarda gördüğümüz, yazılı medyada okuduğumuz vakıaların uyandırdığı endişe milli bir kaygı hatta telaş halini almaktadır. Bastığımız her adımın altında bir tuzak olma ihtimalini düşündüren bir hile, yalan, dolan havası ile kuşatılmış gibiyiz.

Çünkü Türkiye’de son zamanlarda azalan Allah korkusu her gün biraz daha fazla hissedilmektedir.

İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz onlar bir daha yanlış yapmayacaklardır. Ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlâk kuralları ile yönetirseniz o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar hem de doğru yapmaya çalışacaklardır.

Din terbiyesi ve bilgisinin yetersizliği yüzünden birçok vatandaştan çekilen Allah korkusu her çeşit namussuzluğa giden dört yol ağzını en yüce kontrolden mahrum bırakmaktadır.

Eskiden Allah korkmazlık vicdansızlığın eş anlamı idi. Ahlaka düpedüz aykırı bir hareketin şuurlu failine;

“Be hey Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” denilirdi.

Şimdi Allah’a, Kitaba, Mukaddesata ve manevi değerlere sövmek inançsızlığın ayırıcı bir vasfı haline gelmiştir.

Allah’tan korkmayanların kanundan, nizamdan korkacaklarını sanmak boşunadır.

Türkiye bugün bir ideal ve iman buhranı yaşamaktadır. Bu buhranı körükleyen din ve mukaddesat düşmanlığı sinsice yayılmaktadır.

Bunlara karşı önlem almak halkımızı aydınlatmak yöneticilerimizin görevidir. Sorumluluk da onlara aittir.