“Ne Kasetler Sevdim, Zaten Çoktular”

91

 

Padişahın biri “Bir ok attım kebap oldu” deyivermiş; dalkavuklar ve soytarılar lafı nasıl tevil edeceklerini şaşırmışlar ama çözüm bulmuşlar ve işi kıvırmışlar: “Hani en son ava gittiğinizde kimsenin vuramadığı bir ceylanı tek atışta yere serdiniz ya, saray aşçısı onu kebap yaptı da afiyetle yediniz.

Ortada Cumhurbaşkanlığı seçimi ve iki aday var. Bir de Başbakan‘a göre kendisi dâhil herkesin kasedi var. 3 ay sonra yapılacak seçime ülke olarak kilitlendiğimize göre T.C. Başbakanlık makamınca Ermenilere taziye sunumu da neyin nesi?

1-) Konumuz ne; Türkiye’nin seçimi mi, Ermenistan’ın seçimi mi? Konuyu niye dağıtıyorsunuz?

2-) Kasetler kimin elinde; Paralel Yapı’nın mı, Amerika’nın mı?

3-) Kasetlerde ne var; Başbakan olmayı zora sokan şeyler mi, Cumhura Başkan olmayı zorlaştıran şeyler mi?

4-) Bayram değil, seyran değil; Ermenilerden niye özür dilendi? Kasetten canlı yayın mı?

5-) Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılışı Ağustos öncesine yetişir mi?

6-) Süryanîlere ve Keldanîlere yerleşme izni de kasete çekilmiş mi?

7-) Yunanistan’ın karasularını adaları ekseninde 12 mile çıkarmasını ve Kuzeydeki devletimizi yok eden bir Birleşik Kıbrıs’ı tanıma da kasette mi?

😎 Cihan Harbi’ndeki Tehcir’i ve İstiklâl Harbi sonrasındaki Mübadele’yi hukuken iptal etmek sırada mı?

9-) Kırım’a çöken Rusya’ya karşı Montrö Boğazlar Anlaşması’nı ABD açısından gevşetmek de dosya olarak kasete atılmış mı?

10-) Sonraki adımda yurtdışından gelecek Ermenilere çifte vatandaşlık ve ikamet hakkı AKP’li belediyelerin mücavir alanından başlatılacak, BDP’li belediyelerden mi?

11-) Tanıma’dan sonra Toprak ve Tazminat hususları, Cumhurbaşkanlığı Seçimi mi yoksa sonraki Genel Seçimler öncesinde mi kasetten masaya konacak?

12-) Bu ne kasetmiş kardeşim; Edip Cansever’ın “Masa” şiiri yanında çerez kalıyor. Ne yaptınız da o kadar doldurdunuz şu kaseti? Veyahut bir kişiye kaç kaset düşüyor?

Gündeme yetişeceğiz diye helak olmanın âlemi yok. Mevzu Ermeni Meselesine geldi diye üzerime alınmıyorum bile. Yerelin de yereli olan 600 sayfalık Bahçecik Tarihi‘nin ilk 350 sayfasına bakmak yeterli. Resim ve arşiv vesikası paylaşarak defans yapmak da tarzımıza yakışmaz.

 

Bizden biri veya birileri “Hepimiz Ermeniyiz” dedi diye tüm Ermenileri tarihten silecek yada Gregoryen Kıpçakların izini sürmeyi bırakacak değiliz. Onu tarihçiler olarak ilmî mahfillerde, panel ve sempozyumlarda, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşların olmadığı tartışma ortamlarında yaparız / yapıyoruz zaten.

 

Buradan siyasîlere çağrı yapmak istiyorum. Hani Başbakan herkese sesleniyor ya “Üniformanı çıkar da gel, siyaset yap bakalım; çapını görelim“, “Cübbeni çıkar da gel“, “Parti kur da gel“, “Formanı bırak da gel” diye. Tarihi tarihçilere bırakmadınız ki kardeşim. Bırakın siyaseti de gelin Başbakanlık Osmanlı Arşivlerine hesaplaşalım.

İlk olarak da dayı tarafından Güneysu’lu hemşerimi bekliyorum. Ağustos‘ta mutlaka görüşelim.