Bir an düşünelim…
Kendi ülkendeki vatandaşınla “çözümsüzlüğe” girmişsiniz…
Çözümsüzlüğü, siyasi bir proje immişçesine takdim ediyorsun.
Çözüm için onu muhatap almıyor, onun yerine;
Tehdit, terör ve tedhişle o bölgeye egemen olmuş “terör örgütünü” muhatap alıyorsunuz.
Bunu da bir sürece bağlıyorsunuz…
Peki, sormazlar mı, çözümsüzlük noktasının evvelinde ne yaptınız?
Son on iki sene, devletin yasama ve yürütme erki senin elinde değil miydi?
Hâlbuki on iki senede insan “reşit” olur…
Siz, bu sürede çözemediyseniz nasıl çözeceğinizi izah edebilir misiniz?
Kapalı kapılar ardında ve gizli mahfillerde, terör örgütü ile birbirinizle anlaşıyor, hikmetli bir iş gibi sır kabilinden saklıyorsunuz…
“Habur rezaletini gördük…”
Terör örgütü motive olarak çıktı… Mevzilerini daha da genişletti.
Hatta bir belediye başkanı;
“Meşe ağacının dallarını” oraya buraya yerleştirecek kadar haddi ve hududu aştı.
Şimdi önünüzde stratejik seçimler var.
Ve terör örgütüne ihtiyacınız var.
“Oslo” da yapılan gizli müzakerenizdeki kabul ettiğiniz iddia edilen esasları, bir süreç içinde işletecek misiniz?
Kim bilir! “Mehmetçiği” öldüren teröristleri kadrolu köy korucusu yapabilirsiniz…
Meşrebiniz ve yapınız buna uygundur.
Terörist başını bir süreç içinde salıp, bu yapılanmanın eş başkanı yapabilirsiniz.
Nasılsa, “millî sınırlarımız içinde” özel bir bölge oluşturttunuz, özerk bir bölgede yapabilirsiniz.
Bu sizin çözüm anlayışınız…
Lakin bu bizim için devletin çözülmesidir…
Daha ne rezaletler sayılabilir…
……..
Ülkeniz içinde vatandaşlarınızla barışacaksanız; temel insan hakkı bağlamında ihtiyaçlarını karşılayabilecek hizmetler götürün.
Devletin dışında hiçbir aracı kullanmadan…
Can ve mal güvenliğini sağlayın…
Adaleti egemen kılın…
Onu, insan ve vatandaş olarak, şerefli bir yere taşıyın…
İşi, aşı, insani ihtiyaçlarının kaygısından kurtarın…
……
Gelinen nokta itibari ile çözüm arasanız,
Muhatap alacağınız kurumsal yapı kim olacak?
İleriye süreceğiniz şartlar neler olacak?
Bu anlaşma tarafları olarak, kimi garantör kabul edeceksiniz?
Kamuoyuna bunun izahı gerekir…
Fiili durum şöyledir;
Mahalli güvenlik birimi oluştu, mahalli idare oluştu, entellektül bir yapı oluştu…
Kısmen beldelere giriş çıkış kontrol edilmekte…
Dağda caydırıcı, tehdit unsuru olan bir militarist güç var…
Vergi toplanmakta…
Korku ve tedhişle tesis etmiş oldukları;
Siyasal yapı sağlıklı bir şekilde işlemekte…
Sen nasıl bir alternatif ile çözüme gidebileceksin. Onun eli senden güçlü…
En azından bölgeye hâkim… Sen hâkimiyeti kaybetmişsin…
Hangi temelde çözüm aramaktasın, kamuoyu bunu bilmek hakkına sahip değil mi?