03 Mayıs Türkçülük Günü

148

(İkinci Bölüm)

Osmanlı Devleti’nde Türkçülük, düşünce ve edebiyat alanında hissediliyordu. Devletin çöküş dönemi başladığında dîni ve etnik azınlıklar bağımsızlık hareketlerine giriştiler. Devletin aslî unsurunu oluşturanlar ise konuyu tartışmaya açtılar. Yine de Türkçülük fikrinin, Osmanlılık veya İslamcılık gibi idare ve siyaset sistemi haline getirilmesi düşünülmüyordu. Türkçülük fikri, edebiyat alanında ve özellikle şiirlerde gelişti. Belli sayıdaki aydınlar, Türkçülük üzerine düşünce üretiyorlardı. Bu aydınlar içerisinde siyasete girmemiş, Türkçülük dışında bir düşünce akımı içerisinde bulunmamış insanlar olduğu gibi İslamcılık ve Osmanlılık taraftarları da vardı.

Osmanlı aydınlarını Türkçülük üzerinde düşünmeye sevk eden âmiller hakkında şunlar söylenebilir:

* Batıda Türkler aleyhinde görüşler oluşuyordu. O halde, Türkler lehinde de görüşler oluşturulması, Türkçülük fikrinin gelişmesi sağlanmalıydı. Aksi takdirde Türk aleyhtarları, Türkleri yok edebilirlerdi.

* İslâm Medeniyeti, Arapların eseridir. Türkler, Arap topraklarını yönetimi altına alınca, iddialarına göre Arap medeniyeti gelişme imkânı bulamamıştır. Bu durumda Araplar, ‘Türkler Arap topraklarından kovulmalıdır.’ Düşüncesini geliştirdiler.

Türkler o toprakları Kan dökerek, can vererek almışlardı. O topraklar vatan olmuştu. Vatanı korumak da Türklük düşüncesinin bir unsuru idi.

* Hıristiyanlar da Türkleri hem Avrupa’dan hem de Avrupa’nın uzantısı olan Anadolu’dan kovmak, Orta Asya dedikleri Türkistan’a sürmek istiyorlardı. Bu açıdan da vatana sahip çıkmak, Türkçülük düşüncesinin bir defa daha aslî unsuru oluyordu.

* Anadolu’da yaşayan gayrimüslimler ile Türk ırkına mensup olmayan etnik gruplar da Türkler aleyhinde önce fikir bazında, sonra da eylem bazında gelişmeler sağlıyorlardı.

Bütün bu gelişmeler karşısında Anadolu’da yaşayan Müslüman Türklerde bir kanaat oluştu: Türk’ün, Türk’ten başka dostu yoktur. Bu düşünce Türkleri bir araya getirdi Kurtuluş Savaşı böylece başladı.

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa kemal Paşa’nın kurduğu yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk 20 yılındaki uygulamalar, Türkçülük esasına dayalıdır. 1940’lı yılların başında, Türkçülük ülküsünden sapmalar başlamıştır.

(*) Soyadına göre alfabetik sıralama ile Türkçülük Dâvâsı’nın mağdurları: 1- Fehiman Altan, 2- Hüseyin Nihâl Atsız, 3- Nurullah Barıman, 4- Sait Bilgiç, 5- Hasan Ferit Cansever, 6- Muzafer Eriş, 7- Cihat Savaş Fer, 8- Orhan Şaik Gökyay, 9- Fâzıl Hisarcıklı, 10- Mehmet Külahlıoğlu, 11- Hüseyin Nâmık Orkun, 12- Fazlıoğlu Cemal Oğuz Öcal, 13- Hamza Sâdi Özbek, 14- Necdet Özgelen, 15- Necdet Sançar, 16- M. Zeki Soğuoğlu, 17- Cebbar Şenel, 18- Hikmet Tanyu, 19- Zeki Velidi Togan, 20- İsmet Râsih Tümtürk, 21- Alparslan Türkeş, 22- Reha Oğuz Türkkan, 23- Hibetullah İdil ve 24- Yusuf Kadıgil

Not: 1- Ulaşılabilen bilgiler itibâriyle sonraki yıllarda;  Hüseyin Nihâl Atsız lise öğretmeni, Sait Bilgiç milletvekili, Hasan Ferit Cansever tıp doktoru ve hastane başhekimi, Orhan Şaik Gökyay Devlet Konservatuarı Müdürü ve Lise öğretmeni,  Necdet Sançar Lise öğretmeni, M. Zeki Sofuoğlu Ticaret lisesi Müdürü ve Meslek Okulları Genel Müdürü, Hikmet Tanyu Profesör ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı, Zeki Velidî Togan Ordinaryüs Profesör, İsmet Tümtürk avukat, Alparslan Türkeş Kurmay Albay, milletvekili, Devlet Bakanı  ve Başbakan Yardımcısı, Reha Oğuz Türkkan ise Profesör unvanlarına sâhip olarak çalışma hayatlarına devam ettiler. Türkkan’a, Azerbaycan’da Bakû Üniversitesi tarafından Ordinaryüs unvânı verildi. 

Türkiye’de ilk uçak fabrikasını kuran ve üretim yapan, Millî Kalkınma Partisi Kurucusu ve Genel Başkanı Nuri Demirağ’ın  3 Mayıs 1944 Türkçülük Dâvâsı ile ilgisi:

Nuri Demirağ, Millî Kalkınma Partisi (MKP) isimli partisini kurduktan sonra,  gazete çıkarmak için Trabzon eki milletvekili Hüseyin Avni Ulaş adına imtiyaz almak için müracaat etmişti. Gazetenin adı Mesuliyet olacaktı.Kısa bir zaman sonra Ulaş’ın MKP’den ayrılmasıyla gazete, aynı isimle Ulaş’ın idâresinde, 17 Temmuz 1946’dan itibaren yayınlamaya başlamıştı.Bunun üzerine MKP,  Tez Kalkınma adıyla  yeni bir gazete yayınlamaya başladı ise de siyasî baskılar üzerine mahkeme tarafından kapatıldı. Hemen ardından, Kalkınma ismiyle gazete yayınlanması için hazırlıklara başlandı.

Nuri Demirağ, 1950’den sonra basın yayın dünyasındaki gelişmeleri ve basına hükmeden patronları incelemeye aldı. ‘Matbaa olmazsa gazete olmaz!’ Diyerek, ‘Bize kiralık matbaada gazete çıkarttırmazlar.’ Kararına vardı.

Diğer taraftan, uçak sanayii kurma teşebbüsü engellendikten sonra, her fırsatta CHP muhalifi çevrelerle ilişki kurmaya çalışıyordu. Gazete sahibi olma arzusu, bu tür çalışmaların yürütüldüğü bir yemekli toplantı sırasında görüşüldü. Bu yemekte; Milliyetçiler Derneği Genel Başkanı Sait Bilgiç, Derneğin İstanbul Şube Başkanı aynı zamanda Komüniszmle Mücâdele Dergisi Sâhibi  Av. Bekir Berk,  Orkun Dergisi Sâhibi Av. İsmet Tümtürk, o dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğrenci olan sonradan Türkiye’nin sayılı müteahhitleri arasında yer alan Elektrik Yüksek Mühendisi İdris Yamantürk, sonradan Yeni İstanbul, Havadis ve Son Havadis gazetelerinin sâhipi ve Adalet Partisi Milletvekili olan Üniversite öğrencisi şair Gökhan Evliyaoğlu, sonradan Matbaa sâhibi olup Bizim Anadolu Gazetesi’ni çıkaran bakkal Mehmet Emin Alpkan, Osman Yüksel Serdengeçti.. gibi isimler vardı. Yemekte, matbaa malzemeleri gümrükten çekilip kurulduktan sonra, Tercüman isimli bir günlük gazete yayınlanmasına karar verildi. Beşiktaş’ta uçak fabrikasının yerinde modern bir matbaa tesis edilmiş, ama bu tesisi yönetecek kadro bulunamamıştı. Demirağ, sanayici kimliğinden ayrılıp siyasetçi gömleğini giydikten sonra, basınla sıkıntılı ilişkiler içinde oldu. Bir kısım basın mensupları, Demirağ’ın kurduğu Millî Kalkınma Partisini en başından itibaren alaya almakla meşgul olmuş, partiyi Demirağ’ın her fırsatta verdiği kuzu ziyafetlerinden dolayı kuzu partisi ismiyle anmışlardı. Demirağ’ın yatırımları ile ilgili haber yayınlayan gazete muhabirleri ise bu hizmetlerini paraya tahvil edebilmenin telaşı içindeydi.

Bu sıkıntılı dönemde Nuri Demirağ, Türkçülük Dâvâsı mağdurlarıyla da görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler mümkün olduğunca gizli yapılıyordu.  Bu ilişkiler hakkındaki, bilgiler, sonraki yıllarda Türkçüler Dâvâsı’nın mağdurlarından Reha Oğuz Türkan tarafından açıklanmıştır. Türkkan, o Târihlerde Gök-Börü dergisini çıkarmaktadır. Nuri Demirağ, uçak projelerinin tanıtımı karşılığında kendilerine maddî destek vermeyi teklif eder. Böylece dergi 9. sayısından itibaren 10 bin nüsha basma imkânına kavuşur ve hemen hepsi satılır. Dergide hükümeti tenkit eden yazılara ağırlık verilmiştir. Demirağ’ın Gök-Börü dergisine maddî yardımda bulunmasının asıl sebebinin uçak projelerinin tanıtılması mı, yoksa hükümetin tenkit edilmesi mi olduğu sonraki yıllarda tartışılmıştır.

Türkkan’la Demirağ’ın tanışmaları da Rusya’dan uçağıyla Türkiye’ye kaçan Mehmet Altunbay isimli Azerbaycan Türkünün macerasını dergisinde tefrika etmesinden sonra, Altunbay vesilesiyledir. Yazı serisiyle ilgilenen Demirağ, Altunbay’a ihtiyacı oluğunu, tanışmak istediğini bildirir, aralarında bir dostluk ilişkisi başlar. Altunbay, sonraları Demirağ’ın uçak imalatında teknisyen, uçuş denemelerinde pilot olarak istifade ettiği bir eleman olmuştur.

(Devam Edecek)

Önceki İçerikDünden Bugüne Türk Yargısı
Sonraki İçerikEfkârlı Bir Yazı Babamın Tütün Tabakası
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.