Yolsuzluk ve Yoksullaşma

96

Günlük sohbetlerde “devlet malı”, “saçı bitmemiş yetim hakkı”, “Beyt-ül Mal” gibi kavramlaştırdığımız toplumsal hazineden ibaret zenginliğimiz için çok sık kullandığımız yakışıksız bir deyim vardır “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” gibi…

Bu deyimi, taşıdığı anlamı ve bunu uygulayanları hiç ama hiç sevmem!..

Devletin malını deniz gören ve bunu yemeye niyetlenen domuzlar, tarihte “dörtlü ittifak” olarak adlandırılan bir dayanışmayı sergilerler.

Bu “dörtlü ittifak” dediğimiz insan grupları birlikte hareket ettiği halde çoğu zaman bir araya gelmez. Hatta birbirlerine karşıymış gibi tavır alırlar. Her biri ayrı bir gruptur. Kendi içlerinde müthiş çatışmalar olur ama oyun kuralına göre oynandığında fazla gürültü çıkarmazlar. Ortak çıkarları söz konusu olduğunda, kolaylıkla bir araya gelip, birlikte hareket ederler.

Bu gruplardan ilki için; yağmayı, rüşveti, yolsuzluğu bizzat doğrudan gerçekleştirenlerdir diyebiliriz. Karşımıza kimi zaman; işadamı, müteahhit, sanayici, esnaf, çiftçi yada şirket, dernek, vakıf, kooperatif gibi yasal kimlikli, gerçek ve tüzel kişiler olarak çıkarlar.

İkinci grupta “mafya” sözcüğü ile niteleyebileceğimiz tipler vardır. Bunlar bazen yağma, rüşvet, yolsuzluk gibi işleri doğrudan kendi gerçekleştirir. Elde ettikleri yerleri kendi işletir, kiralar veya satarlar. Dikkatinizi çekmek istediğim diğer bir nokta da; bunların kimi zamanda birinci grupta yer alanları örgütlemesi ve elde edilen ranttan kendi payını almakla yetinmesidir. Çalışma yöntemleri açısından terör örgütlerini ve bazı dinsel yapıları da bu grupta görebiliriz.

Üçüncü grup, politikacılardan oluşur. Uzmanların görüşüne göre; politikacıların bilgisi ve isteği dışında devlet malına türlü adlarla el uzatılması, ufak tefek bireysel olaylar dışında neredeyse imkansızdır. Politikacıların bu tavırlarına etki eden nedenlerin başında ise; partililere çıkar sağlama, ideolojik bağlantılı kuruluşların gelişip kökleşmesi için zemin hazırlama, partiye geri dönüşüm sağlayacak işadamlarına rant yaratarak partiyi iktidarda tutma sayılabilir.

Politikacıların; yolsuzluk, rüşvet ve yağma gibi olaylar karşısındaki tavırları, genellikle ilginç olmuştur. Bunları karşı taraf yaparken kendilerini çok namuslu, dürüst, vatansever ötekileri ise hırsız, soyguncu nitelemek gibi… Roller değişince, söylemler aynı kalmış ama söyleyenler yer değiştirmiştir.

Dördüncü grup ise bürokratlardır. Bunlar genellikle, emir makamında oturan, üst düzey bürokratlardır. Bürokrasi de bir yere gelebilmek için ya baştan beri politikanın içinde olmak yada politikacıya ilerisi için umut vermek gerekir. Bu kişiler yetkili makama geldiğinde, artık politikacı ile işbirliği yapmak zorundadır. Çünkü göreve; ehliyet ve liyakat esası ile gelmemiştir. Bu sebeple, bürokrasinin bahsettiğimiz kesiminin görevi; yolsuzluk, rüşvet ve yağmaya kılıf uydurmak hatta gerekirse planlamaktır.

Saydığımız bu dört grubun ortak noktalarından biri, maddi veya politik çıkar diğeri ise yasa tanımazlıktır.

Bütün bu yazdıklarımız; Türkiye’nin yüzyıllar boyunca karşı karşıya kaldığı gerçeklerden yalnızca birisidir.

Türk Milleti; yüzyıllardır milli ve manevi değerleri kullanılarak aldatılmıştır. İçinde yaşadığımız bu dönemde yaşanılanlarda ibret almamız gereken hadiselerdir.

Yanlışlıkları yapanlardan ziyade, bu yanlışlıkları türlü kılıflarla mazeret üreterek hoş görenlerin, yaptıkları asla kabul edilemez. Bir çıbanı patlatır cerahati akıtabilirsiniz ancak çıban üreten hastalık daha bir çok çıbanların oluşumuna neden olur. “Benim hırsızım iyidir” anlayışı hastalıklı bir zihniyetin ifadesidir. Hele kendisine dini referans vererek siyaset yapan veya din adına konuşanların “gelişmenin rantı olur” iddiası, mütedeyyin insanları aldatma ve kandırmadan öte bir şey değildir.

Yolsuzlukların, rüşvetin ve yağmanın üstünün kapatılmaması için tek çözüm; halkın kendi malı olan devletin malına ve dolayısıyla istikbaline sahip çıkmasıdır. Gelin bunlara; devlet malının yenilemeyeceğini ve kursaklarında bırakacağımızı hep birlikte gösterelim…

Önceki İçerikDevletin Rantı Deniz!
Sonraki İçerik‘Safahat Mesela Seçmeli Ders Kitabı Olsa’
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)