Yıllar önce 15 civarı hepsi Ülkü davasının çilesi ile yoğrulmuş diyebileceğim, bu davanın her türlü tokadını yemiş her biri önemli bir değer olan insanlar toplandık ve şu sonuca vardık.
*
-Bu davanın partisi bitiriliyor. Bu durumda görülen o ki bu yolda en büyük engel baştaki yöneticiler. Gerçek de buydu. Yok mu dedik bir babayiğit, kendini her türlü tehlikeye atabilecek bir yiğit ,çıksın partinin başına geçsin ,biz de var gücümüzle destek verelim . Ve işte bu babayiğit ne derseniz deyin ortaya çıktı .
-Meral Akşener Hanımefendi.
*
Şimdi hemen hemen herkes bizim gibi düşünürken, Meral Hanım ortaya çıkınca başta onu meclis başkan yardımcısı yapanlar, vekil yapanlar sıkıştıkları yerde Meral Hanımı öne sürenler, emperyalist tüm güçlerle birlikte var güçleri ile Meral Hanıma saldırdılar. O’nu konuşturmamak için her yolu denediler ve hala denemekteler .
12 Eylül öncesinin o kara günlerin de, Kocaeli il Başkanımızın kız kardeşi, Meral Hanım,İzmit Lisesinde o kanlı ve kara günlerde ortada gözüken tek Ülkücü kızdır. Marmara Bölgesinde herkesin o kara günlerde sığındığı bu ağabeyimiz( Kocaeli MHP il Bşk. ) ve bu aile çok çileler çekti, bu tüm Ülküdaşlarımızca unutulmamalıdır.
*
Şimdi bunca iftira, çekememezlik, hazımsızlık ne diye? Emperyalizm rahat durur mu? Elbette durmayacaktır. Şunu ifade edebiliriz ki; Meral Hanım kendini feda eden bir Kürşat misali ortaya çıkmıştır. Bize de güç vermek düşer. Bize ” it ” diyenlerle şimdi kol kola olup yola gitmek bize zul geliyordu. Dün birbirine ağza alınmayacak küfür babında laflar edenlerin şimdi kuzu sarması olması bizi ve herkesi şaşırttı, ne yazık ki hala şaşkınlığımızı yenememişizdir.
Hiç aklımızdan geçirmediğimiz gelişen bu yeni teslimiyet macerası bizler için kahrımızdan öldüğümüz anlardı.
*
Şimdi bu yeni oluşum(İyi) oluşum, elbette ki yeni kurulan bir parti, inişli çıkışlı, kararsızlıklar ve hatalar olacaktır. İnsanlar kavun değildir. Deneye deneye doğru insanlarla yola çıkılacaktır. Diye düşünmekteyiz. Burada da bilerek hatalar istismarlar, Türk’e düşman güçlere teslimiyet olduğu an ,biz Türk Milliyetçileri olarak hiç bir eğriyi başımızda taşıyacak halimiz yoktur. O zaman yolların sonu deyip Nihal Atsız gibi davranmayı tercih ederiz.
Saygılarımla…