Yeni Lider’den eski hedef: Fukaralık

254

Baykal’ı koltuğundan eden  “Kaset Skandalı” sürecinin sonunda beklenen oldu ve Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin yeni Genel Başkan’ı oldu.

Öncelikle bu seçimin Ülkemiz Siyaseti’ne hayırlar getirmesini niyaz ediyorum Yüce Yaradan’dan.

Bu gün Kongre sonrası telefonla arayan CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’e hayırlı olsun dileklerimi sunduktan sonra, “Şu kaset olayından 10 gün önce biri sana böyle bir şey yaşanacak ve bugün gelinen noktayı anlatacak olsa, adama deli derdin değil mi?” diye sordum.

Kesinlikle “Hayalperest bir adamın zırvaları diye cevap verirdik” sonucuna vardık her ikimiz de.

Bundan sonra bana her kim ki bu şekilde “Komplo Teorileri”nden bahsederse, mutlaka gerçeklik payını bir kenara not edeceğim.

Hani bir söz vardır, “Her an her şey olabilir” diye.

Bu Türkiye için söylenmiş bir söz sanki.

CHP’nin Kongresi’ni izlerken aklıma gelen bir şey de şuydu:

Aslında CHP’lilerin hemen hemen tamamı, Deniz Baykal’ı göndermek için bir bahane arıyorlarmış da, birileri bunlara fırsat sunmuş gibi. Baykal esaretinden kurtulmuşlar da, özgürlüğün tadını çıkarıyorlar sanki.

Umarım DYP’lilerin bugünlerde Tansu Çiller’den medet umdukları gibi, CHP’liler de bir gün Deniz Baykal’dan medet ummazlar.

Kılıçdaroğlu için bir şeyler söylemek için çok erken. Söylenecek söz çok ama nasıl olsa önümüzdeki günler de çok.

Yalnız bir şey var ki, soran herkes ile paylaştığım bu yorumumu sizlerle de  paylaşmak istiyorum.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladığı gün söylediği bir söze çok takıldım.

“Villa’da oturmayacağım hiçbir zaman” şeklinde bir ifade kullandı Kılıçdaroğlu.

– Nerede oturmak istiyormuş peki?

– Gecekonduda mı?

Hedefinde “fukaralık” olan bir Lider, bu Milletin hedefi olmamalı.

Türk Milleti fukaralıktan kurtulmak istiyor.

Zenginleşmek istiyor.

Müreffeh yaşamak ve dünyanın nimetlerinden Türk Milleti de sonuna kadar faydalanmak istiyor.

Türk Milleti zenginleşsin, ülkemiz zenginleşsin, yönetenler de en güzel yerlerde otursun.

Tabii ki, çalarak çırparak değil.

Her villada oturanın çalarak çırparak bu yaşam seviyesine ulaştığını söylemek gerçekçi bir yaklaşım olabilir mi?

Fukaralığı değil, zenginliği, konforu paylaşmak isteyen bir Lider’e ihtiyacı var toplumun.

Hedefi fukaralığı paylaşmak olan bir Lider de, “fukaralıkta eşitlik” olan 80 öncesi ideolojisine sürükler CHP’yi.

Bu kongrede öne çıkan iki isim vardı CHP’de.

Biri Önder Sav, diğeri de İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin.

İki isim, siyaset sahnesinde çok daha fazla çıkacaklar karşımıza bundan böyle.

Ama birlikte yürümeleri zor görünüyor.

Biri, diğerini mutlaka tard edecektir zaman içinde.

Sav’ı basından tanıyorum. Bir takım özelliklerini bilemeyebilirim.

Ama yıllarca dostluk yaptığım Gürsel Tekin’i iyi tanıyorum.

Özelliklerini, azmini, mücadeleciliğini, ilişkilerini iyi bildiğimi söyleyebilirim.

Kim kalır veya kim daha fazla etkin olur derseniz CHP’de, tartışmasız Gürsel Tekin derim.

Gürsel Tekin ismi, CHP’de çok uzun yıllar önemli konularda belirleyici olur.

Önder Sav, CHP Örgütü’nde şu anda daha etkin gibi görünse de, gerek enerjisi, gerek yaşı, gerekse donanımı, Gürsel Tekin ile boy ölçüşecek durumda değil.