Yeni Eğitim Yasası

89

 

28 Şubat 1997 koşullarındaki etkin güçlerin uygulamaya koydurduğu 8 yıllık kesintisiz eğitim yasası sona erdirildi.
T.B.M.M. Genel Kurulu, kesintisiz zorunlu eğitimi 4+4+4 formülüyle 12 yıla çıkaran yasayı kabul etti.

Yasa ayrıca, İmam Hâtip okullarının tekrar açılmasını kapsamı içerisine aldı, isteğe bağlı olarak Kur’an ı Kerim ve Hz Peygamber (s.a.v.)’in hayatını seçmeli ders olarak okunmasına da imkân sağladı.

Kabul edilen kanunla, 4 yıl süreli zorunlu ilkokullar ile 4 yıl süreli zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren orta okullardan oluştu.

Yasaya AKP’li ve MHP’li milletvekilleri olumlu oy verirken, CHP’li parlâmenterler ret oyu kullandılar. BDP’li üyeler ise oylamaya katılmadılar.

Yasaya karşı olanlar, özellikle Kur’an ı Kerim’in ve Hz Muhammet (s.a.v.)’in hayatının seçmeli ders olarak uygulanmasını, devletin din eğitimine soyunması anlamına geldiğini ve bu kararın laikliğe aykırı olduğunu düşünmektedirler.

Ayrıca Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammet’ (s.a.v.)in hayatı derslerini zorunlu olmasa da, isteğe bağlı olsa da sakıncalı bulmaktadırlar. Bu düşünceye sahip olanlar , bu dersleri almayanların dinî inançlara ilgisizmiş gibi, karşıymış gibi algılanacakları baskısı altında kalacaklarını savunmaktadırlar.

Ancak büyük bir çoğunlukta bu görüşe katılmamaktadır. Onlara göre de devlet tarafsız olmalıdır. Zorunlu eğitim döneminde öğrencilerin dinî bakımdan, (en azından bunu arzu edenler tarafından) doğru bilgilerle yetiştirilmesi  gerekmektedir.

” Öğrencilerin, zorunlu eğitimleri sırasında dinî bilgilerle ilişkileri olmamalıdır. Devlet buna mâni olmalıdır ” savı, bir görüştür, istektir, tutumdur, arzudur.

Lâkin, öğrencilerin zorunlu eğitim döneminde sağlıklı dinî bilgi almalarını istemekte bir görüştür, istektir, tutumdur ve arzudur.

Bu durumda devlet tarafsız olmalıdır. Yansız olmalıdır. Özellikle inançlar karşısında hassas olmalıdır.

Laikliğin devlet tarafından korunmasının haklılığı kadar, dinî inançların da sağlıklı olarak devlet tarafından korunmasının haklılığı vardır.

Bu açıdan bakarak yapılacak değerlendirmelerde Kur’an – ı Kerim ve Hz Muhammed (s.a.v.)’in hayatının seçmeli ve isteğe bağlı dersler olarak programlanması yerinde ve âdil bir davranıştır.