Yemen’de Yıkılan Sadece Taş mı?

111

Haberlerde dün kısa bir alt yazı geçti, “Yemen’deki Türk
Şehitliği’ne İran yanlısı isyancı güçler saldırdı.”

Böylesi durumlar için dilimizde güzel bir söz vardır:
“Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” diye.

Benim aklıma da direkt olarak bu söz geldi.

İran yanlısı gruplar durduk yere 2011’den beri orada duran
Türk şehitliğine niye saldırırlar?

Şehitlik dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 2011
yılında törenle açılmış. Açılışta hiç kimse protesto bile etmemiş. Zaten
oradaki Türk şehitliğini protesto etmek ya Yemen tarihini hiç bilmemeyi
gerektirir, ya da Yemen dışından geldiğinizi gösterir.

Çünkü Yemen ilk olarak 1174 tarihinde Türk hâkimiyetine
giriyor. Eyübî Türk Sultanı Selâhattin Eyubi, kardeşi ‘Turan Şah’ı Yemen’i
fethetmekle görevlendiriyor ve daha sonrasında Yemen Türk Atabeylikleri ve
Sultanlıkları yönetiminde uzun yıllar ferah ve mutlu bir yaşam sürüyor.
Portekiz işgaline karşı Memlük Türkleri tekrar geliyor, Yavuz Sultan Selim
zamanında ise Osmanlı Devleti’ne katılıyor. Mondros ateşkes antlaşmasına kadar
da yeniden bilfiil Türk idaresinde kalıyor. Lozan Antlaşmasıyla da Yemen’deki
varlığımız hukuken sona eriyor. Yani 1923 – 1174 = 749

Neredeyse 750 yıl çeşitli Türk devletlerinin idaresinde
kalmış stratejik bir ülke.

Yemen’de hiç kimse diyemez ki ‘benim sülalemde Türk soylu
kimse yoktur’ diye. O kadar basit yani…

Dahası belki de bu yüzden diğer Arap kardeşlerimiz Lawrence
ile bir olup Mehmetçikleri şehit ederken; Yemen Emiri İmam Yahya 1’inci Dünya
Savaşı yıllarında Osmanlı Devleti’ne sadık kalan belki de tek Arap emirliği.
Bunu da bir kıyıya not etmek lazım. Savaşın son anına kadar Mehmetçik ile omuz
omuza İngilizlere karşı savaşıyorlar.

Bu nedenle Mehmetçik de Yemen’i vatan kabul ediyor ve meşhur
Muş türküsündeki gibi giden gelmese de Yemen çöllerine şehit olmaya gidiyor…

Hal böyle iken eniştemiz bizi niye öptü öyleyse?

Yemen nüfusunun % 35’i şii ve % 65’i sünni. İran bir süredir
Rusya’nın teknik ve askeri desteğiyle bölgede organize ettiği Husiler adlı
teröristleri himaye ediyor. Ve bu isyancılar Yemeni tekrar bölünme noktasına
getirmek için oldukça kanlı saldırırlar düzenliyorlar. Suudi Arabistan ise
sünni grupları terörize ederek karşılık veriyor.

Türkiye basını ise bu kardeş kavgasını olabildiğince
görmezden gelerek Türk halkına duyurmamaya adeta özen gösteriyor. Oysa
Ukrayna’da ölen nasıl insan ise Yemen’de ölenler de insan. Ukrayna bizim için
ne kadar önemli ise Yemen de o kadar önemli (pek farkında olmasak da).

Hatta basınımız olayları o kadar perdeliyor ki, Husilerin
Türk şehitliğini dozerler yıkmaya kalkmasını bile alt yazı ile verme gafletinde
bulunuyor.

Haydi bizim basın durumun vahametinin farkında değil, her
şeye yalan yanlış atlayan sosyal medya hesapları bile duyarsız.

Türk halk müziğinde Arap yarımadası için söylenmiş kaç türkü
vardır ‘Yemen Türküsü’ kadar bilinen? Bu bile ışık yakmıyor beyinlerine…

Neyse eniştenin öpme mevzuna geri dönelim biz yine…

Görüntüleri youtube’de izleyince kan beynime sıçradı. Eli
kalaşnikoflu iki kişi ve bir kepçe operatörü Türk şehitliğini talan ediyorlar.
Orada yıkılan sadece bir taş parçası değil. Türk milletinin Yemen’deki 750
yıllık geçmişidir aynı zamanda. Yemenli kardeşlerimizle olan 850 yıllık
dostluğumuzdur da…

Dış İşleri Bakanlığı’nın kınamasıyla geçiştirilecek bir konu
değildir.

Bu saldırının arkasındaki güç bellidir.

İran bu uyarıyı neden yapmıştır? İran’a bu talimatı kim,
neden vermiştir? Bunların üzerinde durulması gerekmez mi?

Yoksa iki baldırı çıplağın bu saldırıyı ‘hayal bile’
edemeyeceğini herkes biliyor.

Husiler, İran ve Rusya toprağın altındaki şehit Türklerin
bile varlığına bu kadar nefretle bakıyorsa, ya şu an toprağın üstündeki
‘bizler’ için sizce neler düşünüyordur?

Karabağ’ın Azerbaycan tarafından kurtarılışı savaşında Rus
medyasında hakkımızda çıkan haberleri perdelemekle Rusların ve müttefiklerinin
hakkımızdaki düşüncelerini değiştiremezdiniz. Zaten değişmedi de. Sadece Türk
halkını kandırdınız.

Hatta sanki Rusya, Azerbaycan’ın Karabağ’a geri almasına göz
yummuş gibi verdiniz haberleri. Ama Rus ve İran basını öyle demiyordu. Yalan
mı?

Beyler, sadece ‘Sputnik News’ izleyip ardından her akşam TV
kanallarında Ukrayna konusunda ‘sallayan’ sözüm ona strateji uzmanları biraz da
buna kafa yorsanız…

Rus seviciliği de bir yere kadar.

Gerçekler elbette gün yüzüne, bir şekilde çıkar.