Vatan Kavramı ve Milli Değerlerimizin Analizi (1)

65

( Değerli okur;

Bu yazı dizisini kaleme almamın yegâne amacı: Büyük Türk Ulusunun canından da aziz bellediği vatan kavramının ve milli değerlerimizin kısa bir analizini sizlerle paylaşmaktır. Özellikle genç nesillerimiz için güzel Türkçemizin de ne kadar önemli olduğunu hatırlatarak; sadece bulunduğumuz coğrafyada değil, dünyanın neresinde olursa olsun Türk Ulusunun bir ferdi olmanın gururunu taşıyan herkesin bu duygu ve düşüncelerime katılacağına olan inancım tamdır.)

Ay Yıldızlı Al Bayrağımız altında yaşamaktan onur duyan, Büyük Türk Milletin ayrılmaz bir parçası olmanın gururunu taşıyan her yurttaş için ‘vatan, millet, devlet, bayrak’ kavramları kutsalımız, vazgeçilmezimizdir.

Kaldı ki atalarımız ardımızda kalan o dört bin yıllık muhteşem tarihimizi, bu dört önemli kavram üzerine inşa etmişlerdir.

Ben, devletimizin yüksek menfaatleri için 1974 yılında ata yadigârı Kıbrıs adasında savaşmış bir Muharip Gaziyim.

Ülkemizin kuruluş felsefesi olan Atatürk ilke ve devrimlerini benimsemiş, Atatürk milliyetçiliğine inanan bir yazar olarak;  Bu yazı dizisini hazırlamamın tek bir amacı vardır.

O da;

Ülkemizin aydınlık yarınlarına ancak modern ilmin çağdaş uygulamalarıyla ulaşılabileceğini hatırlatmaktır.

Günümüz Türkiye’sinde; bizi birbirimize bağlayan milli değerlerimizin, bu değerler yumağı ile oluşan vatan kavramının kimilerince görmezden gelindiği, kimilerince küresel dünya şartlarında artık ”dünya vatandaşlığı” kavramı geçerlidir algısının yaratılmaya çalışıldığı bir süreç yaşanırken;

Bizler için vazgeçilmez bu değerler manzumesine değinmek, Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu son vatan topraklarımızda kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, ancak onun göstermiş olduğu ilkeler doğrultusunda çağdaş yarınlara ulaşabileceğine dikkat çekmek benim için önemli bir vatan görevidir.

Türk Milleti:

Asırlar boyunca devlet kurduğu, yaşam sürdüğü her coğrafyada; ”Önce Vatan” kavramını canından da aziz bilmiş. Vatan tehlikeye düştüğünde; hiç tereddüt etmeden canını da, malını da bu uğurda feda etmiştir.

Bunun içindir ki, ”ÖNCE VATAN” isimli kitabımı; tarihi niteliklerimizi unutanlara, unutturmaya çalışanlara cevap olması için kaleme aldım.

‘Milenyumlu Yılların’ başlamasıyla birlikte, ülkemiz üzerindeki emellerinden hiçbir zaman vazgeçmeyen emperyalizmin acımasız yüzü bu defa bir toz bulutu gibi vatan topraklarımıza çökmüştür.

Bu süreç ne yazık ki, bizi biz yapan ‘vatan, millet, devlet, bayrak’ kavramları üzerinde onların amaçlarına uygun birtakım aşınmalar yaratmış, yaratmaya da devam etmektedir.

Özellikle AB’ye üyelik sürecinin başlamasıyla birlikte, bizler için çok hassas olan bu kavramlar; küreselleşen dünya standartlarıyla uyuşmuyor safsatasıyla, gelişen/modernleşen Türkiye söylemleriyle içi boşaltılmaya çalışılmıştır!

Öyle bir an gelmiş ki, milliyetçilik ayaklar altına alınırken, okullarımızda her sabah okutulan ‘andımız’ kaldırılmış. Türk kelimesini kullanmak dahi yadırganır, cumhuriyet dönemine dayanan simge olmuş kurumlarımızın önündeki T.C. kısaltması dahi kullanılmaz olmuştur.

En nihayetinde bu vatan;

Onur ve gurur timsalimiz şanlı bayrağımızı gönderinden indirme-yakma cüretinde bulunabilecek kadar hain ama nüfus cüzdanında T.C vatandaşı kimlik numarası yazan kimi alçaklara dahi tanıklık etmiştir.

Bu arada bizi millet yapan en önemli niteliğimiz olan ana dilimiz güzel Türkçemizin o zengin anlam derinlikleri olan kelimeleri, cümleleri yerini; giderek yozlaşan, yabancı kelimelerin istilasına uğramış bir Türkçeye bırakmış.

Günlük konuşma lisanımızda, anlamını yitirmiş, devşirilmiş pek çok kelimelerin yer almasının yanı sıra, yazım lisanımızda da ne yazık ki, dil bilgimizin neredeyse yok olduğu benzer bir süreç yaşanmaktadır…

Milliyetçilik,  her yurttaş için yurtseverlik olmalıdır. Ne Amerika, ne Rusya, ne de Avrupa Birliği ama her şeyden önce bizler için güzel ülkemiz Türkiye’miz, bu aziz vatanın milli ve ulvi değerleri gelmelidir.

Devletimizin kurucusu Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirleri, devrimleri ve Türk Milletinin yapısal özelliği ile ilgili tarihe not düştüğü gerçekler, çağdaş yarınlarımızın yol göstereni olmalıdır.

Özellikle kritik bir sürecin yaşandığı ülkemizde, yaşam coğrafyamızda; bir ve beraber olabilmemizin ne kadar önemli olduğunu unutmadan;

Toplumdan ümmete, ümmet olmaktan millet olmaya giden bu kutlu yolda Türk Milletine unutturulmaya çalışılan o çok özel niteliklerimizi bir kez daha hatırlamamız gerekir.

Devam edecek

Not: Yazarımızın “Önce Vatan” İsimli Kitabı Bilge Oğuz yayınevinden temin edilebilir

 

 

Önceki İçerikOrwell’ler Ölür 1984’ler Ölmez
Sonraki İçerikAsıl Lezzet Değil Cennet (3)
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.