Ülkeyi Yönetmek Üzere Seçime Giderken

103

Son altmış yılda dokuz defa, darbe, post modern darbe,
muhtıra ve e-muhtıra görmüş bir millet olarak, elbette bazı hassasiyetlerimiz
var.

Bu yüzden, Türkiye’ye dair endişeleri olanların, bu
endişeleri, usulünce, dile getirme zamanını ve zeminini doğru ayarlayarak
söylemesi çok önemlidir.

Hele de, ülkesine yıllarca hizmet etmiş, çok kritik makam ve
mevkilerde bulunmuş olanların, bu konuda, çok daha sorumlu davranmaları
gerekir.

Ülkenin yönetimiyle alakalı maalesef, her itiraz edeni,
hainlikle, teröristlikle, darbecilikle suçlayıp, buradan siyasi getirim
devşirmeye çalışmayı aışkanlık haline getirmiş zihniyetlerin Demokratik Rejime
saygısızlığı bilinmelidir.

Evet, ahlak ve dürüstlük, ahlakın ve dürüstlüğün olmadığı
yerde konuşulur. Sanırım millet olma olgusunu tamamlayamadığımız ya da evrensel
hukukun öncülüğünde insan merkezli demokratik sistemimizi tamamlayamadığımız
sürece ahlak ve dürüstlük üzerine konuşmaya devam edeceğiz.

Yurttaş olarak bilinçlenmemek için, önümüzü- arkamızı,
sağımızı – solumuzu göremememiz için her türlü oyunun oynandığını görmek
Demokratik Rejime saygısızlıktır; ülkenin menfaatlerini savunan özgür düşünceye
aykırıdır. Türk milletinin kültür genlerine havi akademisyenlerimize, namuslu
önderlerimize kulak verelim. Ne diyorlar? Türkiye’de Kürt sorunu, şu sorunu, bu
sorunu yoktur. Demokrasi kılıfı adı altında Türkiye’de Türk’ün kimlik ve
kişiliğinin iğdiş edilmesi, Türk’e Türk düşmanlığı propagandası yapılması,
Türk’e kendi eliyle kendi idam fermanını, kendi tasfiye sürecini imzalatma
sorunu vardır.

Ve görülmelidir ki, güçlü bir ulusun kaliteli ve yiğit
liderlerinin hiçbiri sandıktan çıkmamıştır. Sandığa gitmeyin demiyorum. Büyük
Türk Milleti’nin kültür genlerini taşıyan, bezirgân dinine mensup olmayan,
Kur’an’ın dinine mensup milli ve manevi şuurla pişmiş, kıvam bulmuş aydın ve
yiğit insanlarımızı sandıktan çıkartmanın heyecanını yaşayalım.

Ve öyle bir algıdayız ki, oy vermek üzere seçim sandığına
giderken, çıkacak sonuç, bizlerin bayrağımızı ne kadar sevdiğimizi,
dedelerimizin kan akıtarak bizlere bıraktığı topraklara ne kadar sahip
çıktığımızı sergileyelim ve milli kimliğimizi koruma ve kollama sorumluluğuyla
reyimizi kullanalım, ruhsat vereceğimiz şahsiyetleri yeterince tanımaya
çalışalım.

Mili birlik ve beraberlik şuuru ile kenetlenerek, başına
getireceğin insanların kanlarının Türk kanı olmasına dikkat etmek üzerine vacip
olan ana görevindir.

 Politika biliminin
kurucusu, düşünür, devlet adamı Nikola MACHİAVELLİ’ NİN ifadesiyle;

Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin alçaklığını,
hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşlerinden dolayı görmezden geliyorsa, O
millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını da
yitirmeye mahkûmdur.