Ufalanma İçin Model Arayışı

56

1970’lerin sonlarına doğru Yugoslav modeli bize örnek gösteriliyor ve “özyönetim” üzerine makaleler, kitaplar yazılıyordu. O dönem bazı CHP yetkilileri yeni ve makbul bir şey bulmuş gibi Yugoslavya seyahatine çıkıyor, rapor üzerine rapor yayınlıyorlardı. II. Dünya Harbi’nden sonra bir arada yaşamaları mümkün olmayan, ancak Tito’nun varlığı ile birbirine pamuk ipliği ile bağlı devletlerin Avrupa’da liderliğe oynayan ülke tarafından ne hale getirildiğini birlikte yaşadık.

Yine zaman zaman IRA ve İrlanda örnekleri ortada dolaştırılır. Gerek Yugoslav modeli, gerek İrlanda bize hiç uymamaktadır. Birbiriyle tamamen zıt bir araya gelmesi mümkün olmayan unsurları hangi ad altında olursa olsun bir arada tutmak mümkün değildir. Federasyonda bile böyledir. İrlanda gerçeği farklı mezheplerin birbirine üstünlük mücadelesidir. Bunları bir araya getirip yaşatmak mümkün değildir. Türkiye’de ise;  %5 – %8 arasında değişen bir oran hariç insanlar bir araya gelebilmekte, iç göçe konu olabilmekte, mezarlıklar ve mabetler farklılaşmamaktadır. Ancak son senelerde demokratikleşme tezgâhı ile vatandaşlarımızın zihnine baskı ile etnik fitne sokulmuş, kendi kendilerini ötekileştirme yolu açılmıştır.

Anayasası olmayan İngiltere’nin anayasa deneyimini ve İrlanda gerçeğini öğrenmek için TBMM’den bir heyetin gitmesini doğrusu yadırgadım. Yerinde bir araştırmaya gerek yoktu. Gelişen teknoloji Türkiye’de de bize İrlanda gerçeğini öğretebilirdi.  Ama seyahat daima faydalıdır; gerginlikleri giderir; moral yükseltir ve yeni heyecan dolu vekillerimize güç katar.

Terörle mücadele askeri yönden 1984’den itibaren başarı ile sürdürülmüştür. Bazı yanlışlara ve zayiatlara rağmen bunun aksi söylenemez. Ancak siyasi irade dik durabilmiş kararlı, istikrarlı bir çizgi izleyebilmiş midir?  Terörle mücadele yerine müzakere, silah bile bırakmamış bir örgüt ile yapılamaz. Bu mücadelede gerek polis, gerek asker vatan savunmasını gerektiği gibi yapmaya çalışmışlardır. Şimdi malûm çevreler asker ile polisi, halkla orduyu karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır.

Malûm Kürtçü ve ırkçı parti askerin başarısızlığını bir psikolojik harp anlayışı içerisinde ileri sürmektedir. Türkiye son yıllarda sınır ötesi kara ve hava harekâtını neden yapamamaktadır? Irak ve Kuzey Irak yönetimleri ile ABD ve Türkiye arasındaki antlaşma neden Türkiye’nin elini kolunu bağlamaktadır? Terörle mücadele yasası neden değiştirilmiştir? Van’da son verdiğimiz şehitler İçişleri Bakanlığının yol aramalarını ve kontrollerini gevşetmesinden değil mi?

Türkiye’ye Irak’ın Kuzey’inde çekiç gücü yerleştirilmesinden itibaren yanlış yaptırılmaktadır. Terörle mücadelenin yeri Irak’ın kuzeyidir. Şimdi buna müsaade etmiyorlar.  Maalesef bu olumsuzlukların çoğu son 7-8 senede oldu. Ortak bir Kürtçe yaratılmaya çalışıldı ve siyasi bir malzeme olarak kullanıldı. Devlete Kürtçe TV kanalı kurduruldu. Terörle mücadele edenlerle mücadele edildi. Türk değil; Türkiyeli olduğunu ilan eden devlet adamları neyin mücadelesini verebilir? Bir ara Kandil’de yerleşmiş olan insan katilleri Norveç’e gönderilecekti. Bunun rüzgârı bile bu ülkeyi etkiledi ki hiç beklenmeyen bir terör olayı ortaya çıkıverdi.

2011 Türkiye Değerler Araştırması dikkat çekici sonuçlar veriyor. Türk olmaktan gurur duyanların oranı %92’dir. Türk değilim diyenlerde %6. Bu oranlar diğer bazı araştırma sonuçları ile de benzeşiyor. İspanya’da hem İspanyol, hem Katalan olmak mümkün iken milli kimlik ve mahalli sıfatlar veya etnisiteler birbirine rakip kabul edilmezken; Türkiye’de tam tersi oluyor. İngiltere’de 400 senelik ortak hayatın İskoç’a ve Galli’ye ayrılma ve bağımsızlık hakkı vermediği kabul edilmesine rağmen; Anadolu’da bin yıllık beraberlik hâkim kültür ve Türk kimliği ile uğraşılıyor.

İskoç ve İngiliz kültürlerinin farklı olduğu ancak Birleşik Krallığın sürmesi açısından İngiltere’de çoğunluğun ayrılıkçılığa, bölünmeye karşı direnme hakkının bulunduğu belirtiliyor. Türkiye’de bunun tersi demokratikleştirme diye yutturuluyor. Irka dayalı uluslaşmalar ve mili devletleri hedef alan faaliyetler Avrupa Hukuk düzeninde reddediliyor. Kimseye vatandaşı olduğu devlet ile savaşma, ülkenin bütünlüğünü hedef alma hakkı verilmiyor.

 

Önceki İçerikKocaeli’yi hak ettiği yere getirelim
Sonraki İçerikTarihten ve Günümüzden Türk Dünyası Esintileri – 7
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)