Tuzak

102

 

Kardelen gibi açsam, kışlar bahara dönse;
At üstünde çıkarsam, hürriyetin tadını.
Zamanın son demleri, beni hayırla ansa;
Tarih serlevha yapsa Yüce Türk’ün adını.

Yeni bir dünya sanki kelebeğin kanadı,
Kelebek düştü yere, kanat elimde kaldı;
Görünce onu yerde, benim ruhum kanadı;
Pamuk ipliğe bağlı hayat uykuya daldı.

Ay buluttan çıkınca aydınlanır gecemiz,
Ötelerden yıldızlar göz kırpar yeryüzüne,
Küheylan şahlandıkça gururlanır ecemiz,
Bizdeki bu heyecan ümit verir özüne.

Ne zaman ufka baksam, duygularım sel olur;
Ruhumla bir tufana, kanat açar giderim;
Geri dönüp bakınca, en yakınım el olur;
Yalnızlık girdabında: İşte hayat bu, derim.

Bir damla rahmet yokken, sel sele karışıyor;
Ben rahmetsiz zahmetin mağduru oluyorum,
Eski düşmanlar şimdi koltukta barışıyor,
Uzlet köşesinde ben, ıstırap soluyorum.

Bedenler bir arada, ruhlar ayrı âlemde;
İnsan insana yakın, insanlıktan çok uzak;
Gerçekleri fark eden garip ruhum elemde,
Bizi bekliyor bizi, fark edilmeyen tuzak!