Millî, İslamî ve insanî değerlerimize kalben bağlı fikrî yapısıyla âbideleşerek milletimizin gönlünde taht kuran Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, ‘HÂTIRÂLAR’ını nihâyet yayınladı.
Hâtırâ kitapları, toplumların kolektif hâfızalarına veri sağlayarak dünün kültürünü bugüne, bugünün kültürünü yarınlara taşımayı mümkün kılan önemli bilgi kaynaklarıdır.
Bu sebepledir ki, bir toplumun sosyolojik özelliklerini oluşturan genel tabloyu, yâni o toplumun kültürel eğilimlerini, psikolojik alışkanlıklarını, hayat alanlarıyla ilgili değer hükümlerini, ölçütlerini hâtırâlardan öğrenebiliriz.
Hâtırat sâhiplerinden beklenen; ülkelerinin ve mensubu bulunduğu milletin özelliklerini veya şâhit oldukları olayların fotoğraflarını objektif sadakati ve şaşmazlığı ile tespit etmeleridir. Bunların yanısıra, yazdıklarının önem kazanmasını sağlayacak asıl özellikleri, fotoğrafik hafızayla görüp algılamanın mümkün olmayacağı gerçekleri; olaylar ve olgular arasındaki görünmez bağları fark edip kayda geçirmektir.
Sıradan insanların, beklenilen ölçüde objektif olamayacakları da bilinen bir gerçektir. Anlattıklarında mutlaka subjektif hükümlere rastlanır.
Prof. Yalçıntaş Hocamızın kaleme aldığı ‘Hâtırâlar’, O’nun adâletli vicdanından kalemine, oradan ak yapraklara yansıyan kelime ve cümlelerle gerçeklerin taa kendisi olarak okuyucuya sunuluyor.
Yalçıntaş; Anadolu’muzun bağrından yetişmiş ve milletiyle bütünleşmiş olması sebebiyle milletini tanımakta, üstlendiği görevler sebebiyle ömrünün önemli bir bölümünü yurt dışında geçirmiş olması sebebiyle de dünya milletlerini çok iyi bilmektedir. Dikkatli bir gözlemci olarak kuvvetli hâfızasına nakşettiği bilgilerle donatılan kitap, Yalçıntaş Hoca’mızın harikulade ifâdeleri ve akıcı üslubu ile taçlanmıştır.
O’nun adım adım dolaştığı coğrafyada; zengini ve fakiri ile Müslüman ülkeler, SSCB’nin açık hava hapishânesi olduğu günler de dâhil olmak üzere Türk cumhuriyetleri ve 5 kıtada en moderninden en ilkeline kadar insan topluluklarının yaşadığı topraklar bulunmaktadır. Bu geniş coğrafyada ülkesine ve milletine yararlı olacak düşünceleri üretecek malzemeleri dikkatli bir kültür koleksiyoncusu olarak toplamış, yeri geldiğinde kuyumcu titizliğiyle işlemiş ve ilgililere sunmuştur.
Prof. Yalçıntaş, ‘İnsanların en hayırlısı, insanlığa hizmet edendir.’ Diyen Ebedî Mürşidimiz’in, insanoğluna gösterdiği ufka giden yolda ihlas ile çalışmış bir münevverdir. Doğrudan talebesi olmuş öğrencilerine de, mânevî rahle-i tedrisinden feyz almış gençlere de bu sözü kendilerine rehber edinmelerini tavsiye etmiştir.
‘Başlarken’ başlıklı bölümde kullandığı ifâdelerden anlaşıldığına göre Yalçıntaş Hoca kitabında; şâhit olduğu milyonlarca olayı, geleceğimizi şekillendirecek makam ve imkânlara kavuşacak kişilere rehber olarak sunmaktadır. Geçmişin câhili olanlar, geleceğin körüdürler. Umulur ki, seçilmiş ve tâyin edilmiş yönetici konumuna erişmeyi tasarlayanlar, ‘Türkiye’yi Yükselten Yıllar / Hâtırâlar’ isimli eseri okumak suretiyle geçmişi öğrenirler, geleceğimizi güçlü ve parlak bir şekilde inşa ederler.
* * *
16 X 23 santim ölçülerinde; 936 ana, parlak kuşe kâğıda renkli olarak basılmış 77 adet fotoğrafı ihtiva eden 32 sayfalık albüm bölümlerinden oluşan kitap, anne ve babasının tanışması hikâyesi ile başlıyor. İlk mektep hayatı, Ankara Ticaret Lisesi yılları, İstanbul’da üniversite hayatı, Fransa’da lisans-üstü eğitim, akademik basamakları başarı ile çıkışı ile devam ediyor. Türk-Ermeni ilişkileri ile ilgili gözlemler, o dönemdeki dünya olayları, devlette ilk memuriyet, 27 Mayıs 1960 hükümet darbesi, tekrar yurt dışı çalışmaları, Devlet Planlama Teşkilatı’nda Daire Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü ile ilgili hâtırâlar anlatıldıktan sonra, Turgut Özal ile ilişkiler, Milletvekili seçilişi, TBMM’deki çalışmalar, Cumhurbaşkanlığı adaylığı, hâlen TBMM’nin komisyonlarında görüşülmekte olan Yeni Anayasa teklifi… gibi konularla dev hacimli kitap tamamlanıyor.
Tanıyanlar bilirler: Yalçıntaş Hoca, ışıldaklarını daima iyi insanların, onların sergiledikleri güzelliklerin üzerine tutar. Kötülerin çirkinliklerini karanlıkta bırakır. Çünkü o bilir: insanoğlu kötüleri de örnek alabilir, çirkin davranışları benimseyebilir. O halde, kötüleri ve çirkinlikleri karanlıkta bırakmak, unutulmaya terk etmek gerekir. Ayrıca ‘kul hakkı’ yalnızca maddî değerlerle sınırlı değildir. Hassasiyetten uzak davranışlar mânevî kul hakkının zimmete geçirilmesine sebebiyet verebilir. Bu bakımdan kitap, son derece titiz, kılı kırk bin yaran bir dikkatle kaleme alınmıştır.
O’nun; meselelere bakış tarzını ve imbikten süzülmüş nezâketini, hitâbetindeki nefis üslubunu, herkes tarafından örnek olarak kabul edilebilecek davranışını ortaya koyması bakımından önemli örnek olan bir mektubunun tam metni aşağıdadır.
Sayın NURSULTAN NAZARBAYEV
Cumhurbaşkanı
Astana-Kazakistan
Aziz Cumhurbaşkanım;
Çok yoğun çalışmalarınız içinde sizlerin kıymetli vaktinizi bu mektupla aldığımdan dolayı özür diler, en kalbi hürmetlerimi arz ederim.
Kardeş Kazakistan’ımızın istiklal, ilerleme ve bir yıldız gibi yükselmesinde yüklendiğiniz büyük liderlikten dolayı kardeşiniz Türk Halkı tarafından engin diyebileceğim bir duygu ile seviliyorsunuz, örnek gösteriliyorsunuz. Cenâb-ı Hakk sizleri korusun.
Bir haftadır Türkiye’de, Kazakistan’da devlet dairelerinde mescitlerin kapanacağı ve namaz kılmanın yasak edileceği haberleri yayıldı. Çalışma saatlerinde esasen günde 2 defa (öğle ve ikindi vakitleri) kılınacak olan ve İslâm dinimizin 5 şartından biri olan namaz kılmanın kanunen yasaklanması burada Türk Halkı içinde büyük üzüntü ile karşılanmış şaşkınlığa sebebiyet vermiştir.
Kardeşiniz Türkiye’de, memurlar, aslında 15-20 dakika olan namazlarını, işyerlerinde kılabilirler. Şahsen ben askerlik görevimi yaptığım Genelkurmay Başkanlığı’nda öğle ve ikindi namazımı karargâhta kılmışımdır.
Bu yanlış ve bütün dünya Müslümanlarını üzecek kanun tasarısını imzalamayıp reddedeceğinize inanıyor, en kalbi selam ve saygılarımı arz ediyorum.
Prof. Dr. Nevzat YALÇINTAŞ
26 Ocak 2012 Perşembe
İstanbul
KİTABI YAYINLAYAN
İŞÂRET YAYINLARI: Ankara Caddesi Nu: 31/63 Cağaloğlu 34410 İstanbul.
Telefon: 0.212-519 17 28 Belgegeçer: 0.212-528 30 59 www.isaretyayinlari.com.tr
e-posta: isaret@isaretyayinlari.com.tr
Prof. Dr. NEVZAT YALÇINTAŞ
1933 yılında Ankara’da doğdu, ilk ve orta öğrenimini Ankara’da yapan Nevzat Yalçıntaş, Ankara Ticaret Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Yüksek Ticaret ve İktisat Okulu’nu 1954 de bitirdikten sonra Fransa Caen Üniversitesi Hukuk ve İktisadî İlimler Fakültesi’ndeki Doktorasını 1957 yılında pekiyi derece ile tamamladı.
Akademik hayatına Ankara’da başlayan ve kısa bir süre sonra İstanbul Üniversitesi’nde görev alan Nevzat Yalçıntaş 1958-1960 yılları arasında Genel Kurmay Başkanlığı Araştırma ve Geliştirme Kurulu’nda Araştırmacı olarak vatanî hizmetini yaptı. Yedek Subaylık görevi sonrasında 1962-1963 yılları arasında Doçentlik Çalışmaları için İngiltere’de Londra Üniversitesi London School of Ekonomics and Social Sciens’de bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, 1958 yılında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde İktisat Uzmanı olarak ilk defa devlet görevine başlamış, arkasından sırasıyla; 1960-1998 yıllarında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyeliği, 1968-1970 yıllarında Devlet Planlama Teşkilâtı Sosyal Planlama Daire Başkanı, 1969-1970 yıllarında Vekâleten İktisadî Planlama Daire Başkanı, 1973-1975’te Avrupa Göçmen İşçiler Kurulu Üyeliği, 1975 yılında TRT Genel Müdürlüğü, 1982-1986’da İslam Kalkınma Bankası Araştırma ve Eğitim Enstitüsü Kurucu Başkanlığı, 1986-1990 yıllarında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlık Baş Müşaviri ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı görevlerini yerine getirmiştir.
Türkiye’yi dünyanın birçok ülkesinde çeşitli milletlerarası kuruluş ve toplantılarda temsil eden Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, ülkemiz içinde ve dışında özel sektör kuruluşlarında üst düzey yöneticilik ve danışmanlık görevlerinde bulunmuştur. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, 1996-1998 yılları arasında da Türkiye Gazetesi’nde başyazarlık yapmıştır.
Prof. Yalçıntaş, 1995 yılının yaz aylarında Türkiye ve Suudi Arabistan arasında Türk kamyon şoförlerinin Captagon isimli uyuşturucu haplarla yakalanması sonucunda meydana gelen ‘İdam Krizi’nde dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından ‘Olağanüstü Arabulucu’ olarak Suudi Arabistan’a gönderilmiş ve Suudi Arabistan yetkilileri tarafından üst seviye protokolü ile karşılanmıştır. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Suudi Arabistan Veliahd Prensi Abdullah ile Türkiye adına görüşme yaptıktan sonra Prens Abdullah: ‘Sayın Yalçıntaş, Cumhurbaşkanınıza ve Başbakanınıza, sizin gibi bir dostumuzu gönderdikleri için teşekkürlerimizi iletin’ diyerek uğurlamıştır. Prof. Yalçıntaş’ın ‘Olağanüstü Arabulucu’luğuyla çözümlenen ‘İdam Krizi’ O’nun milletlerarası arenada da ne kadar etkili ve saygın bir yere sâhip olduğunun açık bir delilidir. Neticede 50’ye yakın idama mahkûm edilmiş ve cezaları kesinleşmiş Türk şoförlerinin hiç biri infaz edilmemiştir.
1998 yılında Fazilet Partisi’nin yaptırmış olduğu bir kamuoyu aştırmasında; ‘Halkın siyasette en çok görmek istediği akademisyen’ olarak öne çıkan Prof. Yalçıntaş, kendisine birçok parti tarafından yapılan teklifler arasında Fazilet Partisi’ni tercih ederek TBMM’ye İstanbul Milletvekili olarak girmiştir. Aynı yıl içinde Cumhurbaşkanlığına aday olan Nevzat Yalçıntaş, 2002 genel seçimlerinde AK Parti’den İstanbul milletvekili olarak TBMM’de yer almıştır. 2007 genel seçimlerinde ise kendi isteği ile milletvekili adayı olmamıştır.
AGlT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı) parlamentosunda Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş olan Yalçıntaş, halen merkezi Almanya’nın Bonn şehrinde bulunan Avrupa Müslümanlar Birliği (EMU) ve Hollanda’daki Roterdam Üniversitesi’nin Şeref Başkanıdır.
KUŞBAKIŞI
OSMANLI TÜRKÇESİ SÖZLÜĞÜ
Bilindiği üzere, dil, insanları bir araya getiren; ona millet olma özelliğini kazandıran en önemli unsurlardan biridir. Dil, sadece, aynı zaman diliminde yaşayan insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir vasıta olmayıp, aynı zamanda bir milletin geçmişi, hâli ve geleceği arasında köprü olma özelliği de taşımaktadır.
Sözlüğün bu önemli özelliği sebebiyle birçok sözlük hazırlanmıştır. Bu sözlüklerden bir kısmı, Prof. Dr. Ahmet Doğan’ın hazırladığı Osmanlı Türkçesi Sözlüğü’nden daha geniş kapsamlıdır. Ancak, bu sözlükte; Türk Dili ve Edebiyatı ile Tarih bölümleri başta olmak üzere daha ziyâde sosyal bilimlerle ilgili Arapça ve Farsça kelimelere ağırlık verilmiştir. Diğer sahalarla ilgili kelimelere daha az yer verildiği gibi bunlarda tafsilâtlı açıklamalar da yapılmamıştır. Buna rağmen yaklaşık 40.000 kelimeyi ihtiva eden bu çalışma, belirtilen sahalar için el kitabı olma özelliği taşımaktadır.
2011 yılında, şamua kâğıda basılan sözlük, 13,5 X 19,5 santim ölçülerinde ve 1392 sayfadır.
AKÇAĞ BASIM YAYIM PAZARLAMA ANONİM ŞİRKETİ: Tuna Caddesi Nu: 8/1 Kızılay-Ankara
Telefon: 0.312-432 17 98 Belgegeçer: 0.312-432 28 52 www.akcag.com.tr e-posta:akcag@akcag.com
DURUŞMALAR
Bilgeoğuz Yayınları tarafından 2010 yılında basılan kitap 120 sayfadır, tiyatro tarzında ve 2 bölümden oluşmaktadır.
Kitapta; hayatının önemli bir bölümünü, fikirleri ve yazdığı yazılar sebebiyle sanık sandalyesinde geçiren Necdet Sevinç’i hâkim kürsüsünde görüyoruz. ‘Mahşer mahkemesi’ de denilebilecek bir mahkeme kuruluyor. Mahkemede; Merzifonlu Kara Mustafa Paşa yargılanıyor ve İkinci Viyana Kuşatması olayları irdeleniyor. Oğuz Kağan mahkeme başkanı, Bilge Kağan ve Alpaslan Gazi mahkeme üyesi, Atilla ise savcıdır.
İkinci duruşmada ise Ankara Meydan Savaşı ele alınıyor. Tarihle ilgisi az olanların zevkle okuyacağı bir kitap.
BİLGEOĞUZ YAYINLARI: 0.212 – 527 33 66 bilgi@bilgeoguz.com.tr
AŞKLA DANS – TÜRKLER, TASAVVUF VE MUSİKÎ
Prof. Dr. Mim kemal Öke soruyor: ‘Medenileşmenin neresindeyiz?’ Bunca savaş, ölüm, cinnet, doğal âfet ve sosyal çatışmanın yaşandığı dünyamızda âdeta bir ‘kaygı çağı’ yaşıyoruz. Yani bırakın medenîleşmeyi, ‘Ne olacak bu dünyanın hali?’ moduna indirgendiğimiz bir umutsuzluk sarmış dünyamızı. Aşktan yoksun, hakikatten bîhaber, dünya telaşına dalmış, kazanmanın peşine düşmüşüz. Modernitenin 3 büyük sütunu olan bilim, endüstri ve siyaset felsefesinin bel verdiği bugünlerde, yazar; daha önce Latin Amerika ve Afrika halklarına yoğunlaşan serinin 3. ve son kitabıyla Türkleri ele alıyor. Bu tükenmişliğin karşısında insanın tabiatında var olan ruhî zekâsı ile savaşabileceğini iddia eden yazarımız, tasavvuf musikîmizin varlık felsefemizi bulmamızda yol haritası olacağını savunuyor. ‘Ne oldu bize?’ dediğimiz bir dönemeçte olan bizler modernleştik, yozlaştık ve mutasyona uğradık. Şimdi yıktığımız Allah-Âdem-Âlem tevhidini musikî ile yeniden kurmanın tam zamanı, iyileşmek ve gerçek benliğimize kavuşmak için buyurun Mim Kemâl’in sofrasına! İnsanlığını yitiren insanın ancak musikînin nağmelerinde çözüm bulabilecek olan gerçek kimliğini keşfedeceği, sofistike bir varlık olduğunun farkına varabileceğini hatırlatan bir çalışma bu! Uygarlıkların tarih sahnesindeki serüvenini tâkip ederken, Türk toplumunun kendini bu serencamda nereye oturttuğunu sorgulamanın zamanı gelmedi mi daha? 2012 yılında basılan kitap, 328 sayfa.
İLGİ KÜLTÜR SANAT: Çatalçeşme Sokağı Nu: 27/10 Cağaloğlu, İstanbul.
Telefon: 0.212-526 39 75 Belgegeçer: 0.212-526 3976 www.ilgikitap.com e-posta:bilgi@ilgiyayinevi.com
SÜRGÜNDE YEŞEREN VATAN KIRIM
Bir trafik kazâsı sonrasında, genç yaşta ebedî âleme yolcu ettiğimiz Gazeteci Yazar Kemal Çapraz, 18 Mayıs 1944 tarihinde Stalin tarafından topyekün sürgüne gönderilen Kırım Türklerinin sürgün bölgelerinde gelişen vatan aşkını anlatıyor.
Kırım Türklerinin vatan sevgisi, sürgünde yeşertildi. Zaman zaman hikâye oldu çocuklara anlatıldı, zaman zaman türkü oldu dilden dile dolaştı. Bu türkü ‘Bizim Türkümüz’… Oya oya, dantel dantel örülen, nakış nakış süslenen türkümüz…” Güzelliği adıyla başlayıp yer yer şiir gibi bir üslupla devam eden bu eserin bir özelliği de Kırım’a giren ilk Türk gazetecisi Kemal Çapraz’ın kaleminden çıkmış olması… Kırım Türklerinin çektiği çileler, sıkıntılar; beslediği umutlar; olaylar karşısında yılmayan, yıkılmayan Türk’ün azmi hemen her sayfada karşımıza çıkıyor… Onlarla sevinip onlarla üzülüyor; onlarla gülüyor, onlarla birlikte dertleniyor ve Türklüğün geleceğine bir başka bakıyorsunuz.
2012 yılında basılan 166 sayfalık kitap, Ötüken Neşriyat’ın diğer kitapları gibi 12 X 19,5 santim ölçülerinde.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT: İstiklal Caddesi Ankara Han Nu: 65/3 Beyoğlu 34433 İstanbul.
Telefon: 0.212-251 03 50 www.atuken.com.tr e-posta: otuken@otuken.com.tr
ESKİ YUNAN’DA MİT VE TRAGEDYA
Oresteia, Kral Oidipus, Philoktes ve daha fazlası… Bütün bu eserler tam anlamıyla ne anlatır okuyucusuna? Bu sorunun cevabını, Jean-Pierre Vernant ve Pierre Vidal-Naquet tarafından kaleme alınan Eski Yunan’da Mit ve Tragedya isimli kitapta detaylı olarak açıklanıyor. 2 ciltten oluşan çalışmanın ilk cildinde, 5. yüzyıl tragedyasının geneli, metinlerle çağlarının politik ve sosyal kurumlarıyla olan diyalogları ve ilişkileri anlatılıyor. İlk bakışta birbirine benzemeyen incelemelerin derlemesi gibi görünen bu cilt, Louis Gernet öğretisi ışığında edebiyat sosyolojisinden tarihî antropolojiye kadar farklı disiplinlere yelken açıyor. İkinci ciltte ise konular 5. yüzyıldan çok fazla uzaklaşmadan veriliyor. Eski Yunan’da maske şekilleri, ‘Aşil’ diye bildiğimiz Aiskhylos’un geçmişi, şimdisi ve daha fazlası var. Mitoloji ve tragedya ile ilgilenenlere hitap eden kitap, 2012 yılında basılmış, 579 sayfa.
KABALCI YAYINEVİ: Gülbahar Mahallesi, Cemal Sâhir Sokağı Nu: 16 Çelik İş Merkezi D Blok Mecidiyeköy, İstanbul.
Tel: 0.212-34754 51 Belgegeçer: 0.212-347 54 64
e-posta: yayinevi@kabalci.com.tr www.kabalci.com.tr