Türkiyem Cennetim

211

         “Türkiyem
Türkiyem Cennetim,

           Benim güzel
memleketim.”

           Dağıyla
taşıyla güzel mi güzel,

           Her şeyiyle
hoş mu hoş.

           Hele
insanıyla, oluyorum yoldaş.

           Durma sen
de, sıcak bağrına koş!

           Ol mânen
güzelce bir sarhoş!

           Yer yer
duyarak heyecan,

           Okudum
hakkında nice zaman.

           Zaman oldu,
geçmişi soludum.

           An geldi, suud ettim göklere,

           Aşarken
katmanları, selam dedim bulutlara;

           Ermiş gibi
oldum, Mele-i a’lâya,

           Açtım
ellerimi Yaradana;

           Başlamak
için duaya.

           Sanki başım
değdi, Yıldızlara ve Ay’a!

           Sual
dalgaları içinde, yükseldim semaya!

           Cevaplar
indi birer birer;

           Akıl
erdiremedim bu muammaya!

           Gâh mâziye
indim,

           Gâh ânı
yaşadım.

           Bâzan
istikbâle kanatlandım.

           Mahza / Sırf
akıl, fikir

           Ve mantıkla
örülü,

           Tefekkürle
müzeyyen / süslü;

           Girdim mânâ
Cennetine.

           Maddî
Cennete girmeden,

           Tanıdım o
eşsiz, mekân ve yeri.

         “Mutu kable en
temutu.”

           Sırrına
erdim sanki.

           Ülkemin
mes’eleleriyle,

           Yoruldum
zihnen;

           Kaosta
nizamı,

           Karışımda
terkîbi,

           Tabiatta
esmayı

           Müşahade
ettim.

           Bu ülkede
yaratıldığıma,

           Dedim bin
şükür.

           Olsun bu
bakış, gençlere iksir.

           Olsun bu
görüş, yaşlılara şifa.

           Olsun
hanımlara, Cennet-âsâ bir yuva.

           Tefekkür
ufuklarına açılan, bir ova.

           Batı
insanına da,

           Diyelim:

           Sen de
faydalan bizden;

           Doyasıya;

           Ama unutma!

           Misafireten.

Önceki İçerikDevletin Onuru
Sonraki İçerikYaratılış Gerekçesi
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.