Jüri
sistemi bizim ABD film ve dizilerinden aşina olduğumuz bir uygulama. Günümüzde
Anglo-Saxon hukukunun yürürlükte olduğu ülkelerde var olan bir sistemdir.
Anglo-Saxon hukuku, Türkiye’de uygulaması olan Kıta Avrupası hukukundan farklı
bir sistemdir. Anglo-Saxon hukuku hâkimin hukuk yarattığı bir sistemdir. O
nedenle jüri sistemi Anglo-Saxon hukukunda kendisine uygulama alanı
bulabilmektedir. Jüri, yargılama konusu vakayla ilgili olarak kamu vicdanını
temsil etmektedir. Yargılanan kişinin kamunun vicdanında suçlu olup olmadığına
jüri karar verir.
ABD yargı sisteminde iki tür jüri bulunmaktadır.
Birincisi “petit jury” (küçük jüri)
veya ‘trial jury” (duruşma jürisi); ikincisi ise “büyük jüri” (grand jury) olarak adlandırılmaktadır. Küçük jüri en
az altı (6) en fazla oniki (12) üyeden oluşur. Suçun türüne göre oy çokluğu,
süper çoğunluk veya oybirliği ile karar verilmesi gerekmektedir. Suç türüne
göre öngörülen çoğunluğu sağlayamayan jüriye “hang jury” (askıda jüri) denir.
Büyük jüri uygulaması ise ABD’deki
bütün federal suçların yargılanmasında ve bazı eyaletlerde bir ağır ceza
davasının açılıp açılmaması için eldeki delillerin yeterli olup olmadığına
karar veren ön soruşturma jürisidir. Büyük jüri en az oniki (12) üyeden oluşur,
üye sayısı daha fazla da olabilir.
Sedat Peker Videolarından Çıkartılabilecek En İyi Ders
Türkiye son bir aydır organize suç
örgütü lideri Sedat Peker’in bir Youtube’da yayınladığı ve bir takım siyasiler
ile bürokratlarla alakalı ortaya attığı videolarıyla çalkalanıyor. Videolardaki
ortaya atılan iddialar hakkında birbirinden her biri farklı onlarca yorum
yapıldı. Videoları yaklaşık yirmi milyon kişinin izlediği tahmin ediliyor. Yine
videolar sonrası toplumda Sedat Peker’e karşı ciddi bir sempati oluştuğu da
gözden kaçmıyor.
Herkes bu videolardan kendince bir
şeyler çıkartmıştır. Ancak benim çıkartımım tamamen şöyle. Sedat Peker’e
toplumda ciddi bir ilgi ve sempatinin olduğu ortada ancak bu ilgi ve sempati
Peker’in eli kanlı biri olduğu ve insanların mal varlıklarına çöken bir mafya
lideri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ancak görünen o ki, geniş toplum
kitleleri zaman zaman bir katile, bir hayduta, bir hırsıza teveccüh
gösterebiliyor.
Nitekim aynı toplumun, geçmişte
isimleri son derece kirli işlere karışan bir takım siyasetçilere de teveccüh
gösterdiğine ve hatta o siyasetçilere sahip çıktığına şahit olduk.
Demek ki, toplumun bir kişiye
teveccüh gösteriyor olması o kişinin iyi bir insan olduğu anlamına gelmiyor.
Demek ki Türkiye’de de tıpkı
ABD’deki gibi jüri sistemi olsa, kamu vicdanını temsil eden jüri mafyaya veya
suça karışan siyasetçilere teveccüh gösteren kişilerden teşekkül edecek ve
artık kamu vicdanının manipüle edilmesinden midir yoksa daha da kötüsü kamu
vicdanının aslında mevcut olmamasından mıdır nedir Türkiye’de her suç cezasız
kalacak ve suçlular resmi yetkili jüri eliyle aklanacaklardı.
Hoş, jüri sistemi yokken bile suçlar
cezasız kalıyor, soruşturma yapılmaya dahi ihtiyaç duyulmuyor ya…