Türkiye Yeşilay Cemiyeti

86

Kişinin, ailenin, toplumun gönüllü koruyucusu TÜRKİYE YEŞİLAY CEMİYETİ’ni, Genel Başkan Av. MUHARREM BALCI ile konuştuk.

Oğuz Çetinoğlu: Yeşilay’ın kısa bir tarihçesini verebilir misiniz? Hangi tarihte, kimler tarafından nerede kuruldu? 
Av. Muharrem Balcı: Yeşilay Cemiyeti resmî olarak 1 Mart 1920 yılında Şeyh’ül-İslam Haydarizâde İbrahim Efendi’nin öncülüğünde 90 hamiyetli aydın tarafından ‘Hilal-i Ahdar’ ismiyle kuruldu. Kuruluşuna dönemin hangi düşüncede olursa olsun bütün vatanseverleri katılmıştır. Daha sonra ‘Türkiye Yeşilay Cemiyeti’ adını almıştır. Kuruluşunda Mazhar Osman Uzman, Eşref Edip, Said Nursi, Hakkı Tarık Us, Ahmet Emin Yalman gibi şahsiyetler bulunmaktadır. Yeşilay Dergisinin Mart sayısında tüm kurucuların ismi yayınlanmıştır.
Çetinoğlu: Kuruluş gayesi ne idi?
Balcı: Yeşilay Cemiyeti 1920 yılında İngilizlerin İstanbul’u işgallerinde, işgale karşı direnişi kırmak için binlerce kasa içkiyi İstanbul Limanına indirip gençlere dağıtmaya başlaması üzerine, dönemim vatanseverleri tarafından ‘İçki Düşmanlığı’ söylemi ile kuruldu.
Çetinoğlu: Yeşilay günümüzde hangi alanlarda çalışıyor? 
Balcı: Yeşilay alkol, sigara, uyuşturucu maddeler, internet ve TV gibi ekran bağımlılığı, kumar ve şans oyunları, fuhuş gibi alanlarda mücadele etmektedir. Bu alanlarda Yeşilay Cemiyeti bugüne kadar hep sağlık söylemi ile gündemde idi. Ve bunu da çok iyi başardı. Ancak zayıf kaldığına inandığım bir yön daha vardı; hukukî yönü. Bizler insanın ne kendisine ne de bir başkasına zarar verme özgürlüğünün olmadığını vurgulamak üzere Yeşilay’ın hukuk ayağını oluşturuyoruz. Bunun için de gerekli çalışmaları yapıyoruz. 
Çetinoğlu: Hizmetleriniz için gerekli maddî kaynaklar nasıl sağlanıyor?
Balcı: Gerekli maddî kaynaklarımız hamiyetli insanlar tarafından ve ayrıca uygulamaya koyduğumuz projelerden karşılanıyor. 
Çetinoğlu: Devletin katkısı oluyor mu?
Balcı: Devletin maddî anlamda bir katkısı olmadı. Kamu kurumlarının Yeşilay’a faaliyet imkânları tanıması dışında bir katkısı olmamaktadır. Belki bu aşamadan sonra yine projelerimize katkıları olabilecektir. 
Çetinoğlu: Yeşilay olarak devletten beklentileriniz nelerdir?
Balcı: Yeşilay’ın mücadele alanları insanlığın karşılaşabileceği ve karşılaşmama, bulaşmama gibi bir garantisi olmayan alanlardır. Bu anlamda devlet halkını zararlı alışkanlıklar ve bunlardan doğan bağımlılık tehlikesine karşı koruma adına yapacağı tedbir ve gerekli düzenlemelerde Yeşilay ile birlikte adım atması gerekmektedir. Biz devletin bu konuda desteğini almak için Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve bakanlıklara bağlı diğer kurumlar ile görüşmeler içerisindeyiz ve bu görüşmelerin de birer birer meyvesini almaktayız. Madde bağımlılığına karşı önlem almak, bu konuda yasalarda da gerekli düzenlemelerin yapılmasında söz sahibi olmak adına TBMM’de milletvekillerinden oluşan bir Yeşilay Dostluk Grubu kuruyoruz. Bizler bütün bu çalışmalarımızla hem halkımızda hem de devlette farkındalık oluşturmak çabası içerisindeyiz. Bu bağlamda devletin özellikle gençleri bekleyen böylesi bir tehlikeye karşı önemli tedbirler almasını istiyoruz ve bunun için de bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK) olarak elimizden geleni yapmaya çalışacağız.
Çetinoğlu: İnsan ve toplum sağlığına zararlı maddelerin ticareti suç olarak kabul ediliyor. Kullanıcılar cezalandırılmıyor. Bu çarpıklık, madde bağımlılığı ile mücâdelenizi nasıl etkiliyor? 
Balcı: Zehir tacirliğinde önemli olan arz ve talep ilişkisidir. Talep olduğunda bu maddelerin arzı maddî olarak büyük getirisi olduğu için önemli ölçüde artıyor. Bu bir suçtur ve devlet bu konuda gerekli önlem ve cezaları yerine getirmektedir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var; kullanıcı boyutu. Kullanıcılar o maddeye bağımlı olduğu için bir nevi hasta hükmündedir. Bu durumda kullanıcıların cezaları yoktur. Kullanırken yakalandıklarında ise ancak tedavi edilmesi için hastaneye yatırılır. Baktığınızda bu bir çarpıklıktır. Tedaviye cevap vermeyen bağımlı, ihtiyaç duyduğu maddeye kavuşmak için bu sefer satıcılığını gerçekleştirmek ister, aslında istettirilir; satmazsan mal yok gibi. Bu durumda kullanıcı için gerekli tedbir alınmazsa eğer kendisi ticarete başladığı için suçüstü yakalandığı zaman cezaya tabi olur. Buradaki önemli husus tedavi sürecidir. Bazı madde bağımlıları bu bağımlılıktan kurtulmak için bize başvururlar. Bizler de gerekli yerlere yönlendiririz. Bu konuda AMATEM’ler (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi) büyük önem arz etmektedir. 
Türkiye’de şu anda birçok hastanede AMATEM’ler hizmet vermektedir. Bu merkezler kullanıcıyı tekrar hayata bağlamada gerekli bütün tedavileri yapmaktadırlar. Zararlı maddelerin arz edenlerinin cezalarına mukabil talep edenlerin de bu maddelerden kurtulması için devletin ve biz STK’larının daha çok mücadele etmesi gerekmektedir.
Çetinoğlu: Kullanmanın serbest, satışının yasak olması çarpıklığı giderilebilir mi?
Balcı: Bu çarpıklık ancak bu maddelerin ticaretini yapanların yakalanması, yaptırımların arttırılması ve kullanıcıların tedavilerinin çok iyi bir şekilde yapılması ile giderebilir sanılıyor. Sadece cezai yaptırımlarla suçların önüne geçilebilseydi adliyeler boş otururlardı. Fakat öyle olmuyor. Her geçen gün bağımlılıklar dünyayı ve insanlığı felakete götürüyor.  Yeşilay olarak bizim hedefimiz ‘Felaketten Önce’ sloganı ile hiç başlamayanlara bağımlılıkları anlatmak ve başlamaları önlemektir. Bu da iyi bir bilinçlendirme ve misyon yükleme ile gerçekleşebilir. Halkımız öncelikle bağımlılıkla mücadelede devleti, sonra STK’ları ve kendini görevli saymalı. Devleti, bağımlılık üreticiliğinden ve bağımlılık üretenlere yardımcı olmaktan vazgeçirecek bilgi ve donanımla donatılmalıdır. Bağımlılıkla mücadele insanımızın esas gayesi olmadan geleceğimizi teminat altına alabilmemiz mümkün değildir.
Çetinoğlu: Devletin sigara ve alkollü içkiler üretmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Balcı: Devletin bu yaptığını insanlığa karşı suçlar kategorisinde değerlendirmekteyim. Devlet sigara konusunda gerekli önlemleri alırken aynı önlemleri maalesef alkollü içkilerde almamaktadır, bir esneklik göstermektedir. Devlet aynı sigara gibi ki sigarada da alınması gereken daha çok tedbir ve yasal düzenlemelerin olması taraftarıyım, alkollü içkilerde de gerekli tedbirleri almak mecburiyetindedir. Televizyonda veya gazetelerde boy boy kendini gösteren içkiler özellikle gençlerde büyük bir özenti uyandırıyor ve gençlere kullanım yolunu açıyor. Bu tehlikeye karşı bilhassa reklam konularında devletin gerekli yasal düzenlemeleri yapması gerekir. Bunların üretimi de suçtur, reklamının yapılması da suçtur, halka sunulması da suçtur. Hangi bağımlılık bir diğerine tercih edilebilir. Devletin bu konuda hassas olması, alkol ve diğer bağımlılık türleriyle de mücadele etmesi gerekir.
Çetinoğlu: Yeşilay Cemiyeti yalnızca madde bağımlılığı ile değil, her türlü kötü alışkanlıklarla da mücâdele ediyor. Mesela kumar… Devlet gelir elde etmek için kendi kurumları aracılığıyla kumar oynatıyor. Millî Piyango, Spor Toto, Kazı Kazan, Sayısal Loto, İddia ve diğerleri… Yeşilay olarak bu konudaki görüş ve düşüncelerinizi alabilir miyim? 
Balcı: Devlet şans oyunları adı altında 11 dalda kumar oynatmaktadır. Borçlar Kanununun 506/2. Maddesine göre, her türlü piyango ve çekiliş devletin izni ile oynanıyorsa, ‘şans oyunları’, gizli oynanırsa ‘kumar’ oluyor. Bu da suç sayılıyor ve gerekli cezai işlemler yapılıyor. Bu büyük bir çelişkidir. Bu oyunlarla insanların, toplumun ahlakı çökertiliyor, yuvalar yıkılıyor, çocuklar sırtlarında çanta, harçlıklarını yatırarak iddia ve diğer oyunları oynamak için bayilerin önünde bekliyorlar. Üstelik bayilerin camlarında +18 yazmaktadır da. Sırf gelir elde etmek için devletin bu alanda yaptıkları çözümü imkânsız problemlere yol açıyor. Kumar en ağır uyuşturucu niteliğine sahiptir. Aklı ve iradeyi tesirsiz bırakır. Kumar bir bağımlılıktır ve devletin de böylesi bir bağımlılığa karşı insanlara eğlence diye hizmet etmesi yerine gerekli tedbirleri alması gerekir.
Çetinoğlu: Ülkemizde sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı ne düzeyde?  
Balcı: Yüksek. Bu maddelerin kullanımı ilköğretim yaşlarına kadar inmiş durumda. Bu kadar küçük yaşlarda bu maddelerin kullanım sebeplerinin en önemlisi ebeveyn bilinçsizliği ve ergenlik çağına girmiş veya girecek gencin kendini ispatlama çabasıdır. Özellikle Türkiye uyuşturucuda artık transit değil hedef ve pazar ülke haline gelmiş durumdadır.
Çetinoğlu: Alkol kullanımı konusunda ‘mahalle baskısı’ndan söz ediliyor. Bir değerlendirme yapar mısınız?
Balcı: Evet bir mahalle baskısı var. Seküler sendrom, alkolün denetlenmesi ve zararlarının azaltılmasına karşı çok hassas ve hükümetler üzerinde mahalle baskısı oluşturuyor. Hükümetler de bu mahalle baskısına karşı ellerinin kollarının bağlı olduğunu sanıyor. Halbuki bugün bütün dünya alkol tüketiminin azaltılması yönünde etkili tedbirler almakta, kampanyalar düzenlemektedir. Bizdeki laiklik sendromu ise dünyanın tersine giderek bir mahalle baskısı oluşturmakta, alkolizmin savunucusu durumuna düşmektedir.
Çetinoğlu: Madde bağımlılarının tedâvisi nasıl oluyor? Tedâvi merkezleri var mı?
Balcı: Madde bağımlıların tedavisi aslında bir eğitim sürecinden geçer gibi gerçekleşiyor. Ülkemizde Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi (AMATEM)’leri birçok devlet ve özel hastanelerimizde bulunmaktadır. Bu tedavi merkezleri alkol ve madde bağımlılarına yönelik hizmet veren ve bu konuda araştırmalar yapan merkezlerdir. Alkol ve madde kullanan kişilere rehabilitasyon imkânları sunmaktadırlar. Ayrıca sigara bağımlıları için de birçok hastanede Sigara Bırakma Polikinlikleri bulunmaktadır. Bu polikliniklerden de çok iyi sonuçlar alınmaktadır.
Çetinoğlu: Yeşilay, bağımlıların tedâvisine katkı sağlıyor mu?
Balcı: Yeşilay Cemiyeti’nin hedefinde hiç başlamayanlar vardır. Bizler tedavi merkezleri ile de irtibat halindeyiz. Bu bağlamda bize başvuran bağımlıları da bu tedavi merkezlerine yönlendirme yapmaktayız.
Çetinoğlu: Televizyon ve internetten yeterli ölçüde yararlanılabiliyor mu?
Balcı: Bir fikri savunuyorsak bu savunma sürecinde gerekli tüm yollara başvurmamız gerekir. Yeşilay Cemiyeti olarak bağımlılığa karşı mücadelemizi gerek kamu spotları ile gerek TV ve radyo programlarına katılım ile gerek de sosyal medya ile iyi bir şekilde duyurmaya çalışıyoruz, Yeşilay’ın görünürlüğünü arttırmaya çalışıyoruz. Sürekli güncellenen sitemiz ile Yeşilay haber sitemiz ile twitter ve facebook ile halkımızı bilinçlendirme yollarına adım atıyoruz. Önümüzdeki günlerde internet sayfamızda bir TV yayınımız başlayacaktır. Ayrıca görüntülü medyada daha fazla yer alacak çalışmalarda bulunuyoruz. Yakın bir zamanda sizlerle bu gelişmeleri paylaşacağız.
Çetinoğlu: Bağımlılıkların sanat yoluyla azaltılması düşünülebilir mi?
Balcı: Bağımlılıktan kurtulmanın bir yolu da o maddeyi ihtiyaç duymamak için insanın kendisine yararlı olabileceği başka şeyler ile ilgilenmesi veya yönelmesidir. Bu bağlamda sanata, spora ve müziğe yönelme bir bağımlı için çok iyi bir ilaçtır düşüncesindeyim. Sanat en genel anlamı ile yapıcılığın ve hayal gücünün ifadesidir. Bir bağımlının bütün duygu ve düşüncelerini yapmak veya gerçekleştirmek istediği bir objeye yöneltmesi onu bağımlı olduğu maddeden uzaklaştırır. Bu noktada bir bağımlının tedavi sürecinde o kişinin sanata yönlendirmesi, eğitilmesi büyük önem arz eder. Nitekim tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde hastalar sanatla uğraştırılmaktadır.
Çetinoğlu: Bağımlık ve spor arasındaki ilişkisinden söz eder misiniz?
Balcı: Spor yapan bir insan zihnî ve fizikî bir aktiviteye girer ve bir sporun iyi bir şekilde yapılması için o zihnin, zihinle beraber fiziğin de temiz olması gerekir. Tıpkı sanat gibi spor da kişiyi bağımlılıktan uzak tutar, hatta hiç başlamamasına yardımcı olur. Çünkü spor sağlık için yapılan bir etkinliktir. Sağlığı için spor yapan bir insan neden sağlığına zarar veren bir maddeye yönelsin ki? Bu konuda özellikle gençleri bağımlılığa bulaşmamak için spora yönlendirmeye çalışıyoruz.
Çetinoğlu: Batılı ülkelerde Yeşilay benzeri kurumlar var mı? Hangi ülkelerde hangi isim altında faaliyet gösteriyorlar? Bu kuruluşlarla işbirliğiniz oluyor mu?
Balcı: Amerika, Avrupa ve birçok Arap ülkesinde alkol ve madde bağımlılığına karşı kurulmuş olan kurumlar bulunmakta. Bizler bu kurumların çoğu ile irtibat halindeyiz. Bu anlamda hizmet eden birçok yabancı kuruluşla partner ilişkisi kurmaktayız. Uluslar arası kuruluşlara üyelik başvurularımızı yaptık ve süreci değerlendiriyoruz. Bir-iki yıl içinde üyelik süreçlerimiz tamamlanmış olacaktır. Bu kapsamda Dış Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile ilişkilerimiz ve ortak çalışmalarımız başlamıştır. Yeşilay’ı uluslararası bir platforma taşımak için Yeşilay ile ortak mücadele alanları olan Birleşmiş Milletler Taşkilatı (BMT), Dünya Sağlık Teşkilatı (DST), Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Komisyonları ile işbirliği içerisinde olup, bu kuruluşların Danışman Üyesi olma yolunda ilerlemekteyiz.
Çetinoğlu: Zaman zaman yapılan araştırmalarda, zararlı alışkanlıklara başlama yaşının düştüğü haberleri basına yansıyor. Günümüzde madde bağımlılığı kaç yaşında başlamakta?
Balcı: Yeşilay’ın 2009 yılında ve Millî Eğitim ve Emniyet Müdürlüğünün 2010 yılında yaptığı araştırmalarda sigaraya başlama ortalama yaşı 11, alkole 13, uyuşturucuya 14’e düşmüş bulunmaktadır.
Çetinoğlu: Anne ve babalara, evlatlarının madde bağımlısı olmaması ve olmuş ise kurtarılabilmesi için neler tavsiye ediyorsunuz?
Balcı: Bu konuda anne babaların bilinçlenmesi, eğitilmesi şarttır. Böyle bir durumda karşılaşmış anne babalara tavsiye olarak çocuklarının okul ve arkadaş çevrelerini yakın takibe almalarını, çocuğun bağımlılık işaretlerini ergenlik depresyonu, aile veya okul sıkıntısı olarak geçiştirmemelerini, çocukları ile ilgilenmelerini ve çocuklarını muhakkak bir tedavi sürecine başlatmalarını, uzmanlardan yardım almalarını öneriyorum. Bu eğitimle olur. Evlilik öncesi mecburî kurslar ve sertifika vermek suretiyle evlilik öncesinde adayların bu eğitimi almaları gereklidir. Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığına bunu bir proje olarak teklif ettik. 
Çetinoğlu: Önceki yıllarla mukayese edildiğinde madde bağımlıları sayısında ciddî bir artış gözlenmekte,  bunun sebebi nedir?
Balcı: Birçok sebebi vardır elbette. Devlet sigara ile mücadele ederken diğer bağımlılık türleri ile (uyuşturucu ile sadece polisiye tedbirler dışında) mücadele etmemekte, aksine bazılarını teşvik etmektedir. Biliyoruz ki ‘her bağımlılık bir diğerini tetiklemektedir’. Mücadele metodu eksik ve yanlış olunca bağımlılık oranları da artmaktadır.
Çetinoğlu: Madde bağımlılarına takınılacak en uygun tavır nedir? Dışlamak, dostluk kurmak ve diğerleri?
Balcı: Dışlamak madde kullananları maddeye daha çok yöneltir. Her şeyden öte bağımlıları hayata kazandırmak gerekir. Toplum içerisinde olan, toplumda aktif rol alan bir kullanıcı bağımlı olduğu maddeden daha çabuk kurtulabilir, uzaklaşabilir. 
Çetinoğlu: Türkiye Yeşilay Cemiyeti’ ne destek olmak isteyen kişi ve kuruluşlar neler yapabilirler? 
Balcı: Yeşilay Cemiyeti’ne şahsî ve kurum olarak üye olunup destek olunabilir. Şahsî üyeler gibi kurumlar da Yeşilay’a üye olup, Yeşilay’ın amaçları doğrultusunda hareket ettiklerini gösterebilirler. Ayrıca il ve ilçe temsilcilerimiz gibi her kurumda da bir Yeşilay Temsilcisi olunması için gerekli çalışmalar içerisindeyiz. Bize şahsî veya kurum olarak üye olmak isteyenler sitemizde üyelik formlarını indirip, gerekli belgeler ile Genel Merkez’imize başvurabilirler. 
Çetinoğlu: Okullarda çalışmalarınız var mı? Neler yapıyorsunuz?
Balcı: ‘Sağlıklı nesil, sağlıklı gelecek’ sloganı ile okullar, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için en çok faaliyet gösterdiğimiz alanlardır. Türkiye’deki bütün okullara talep dâhilinde afiş, alkol, sigara, uyuşturucu kitapçıkları, broşürler göndermekteyiz. Eğitim sorumlularımız vasıtası ile okullarımızda seminerler yapmaktayız. Millî Eğitim Bakanlığı ile görüşmeler neticesinde Yeşilay ve Millî Eğitim Arasında İşbirliği Protokolü yapılmasının gündeme alınması sonrası Millî Eğitim Bakanlığı ‘Zararlı Madde Bağımlılıklarını Önlemek’ amacı ile bütün İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerine gönderilmesi sureti ile 2012/1 sayılı yılın ilk genelgesini yayınladı. Genelge ile Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan ‘Türk Millî Eğitimin genel amacı, Türk milletinin bütün fertlerini; beden, zihin, ahlak, ruh, ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve ilmî düşünme gücüne sahip, insan haklarına saygılı, topluma karşı sorumluluk duyan verimli kişiler yetiştirmek’ ilkesi gereğince her türlü madde bağımlılığında uzak, toplumu kemiren kötü alışkanlıklara karşı uyarıcı ve bilgilendirici misyon üstlenerek mücadele etmek amacıyla Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile tüm eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesi kararı alındı. Öğrenci ve öğretmenlerimizin Yeşilay faaliyetlerine katkı sağlamaları, katılacak öğretmenlerin görevleri sırasında izinli sayılmaları sağlandı. Ayrıca her yıl düzenli bir şekilde okullar arası kompozisyon, şiir, resim ve karikatür yarışmaları da yapmaktayız. 
Çetinoğlu: Yeşilay’a üye olmak için şartlarınız nelerdir?
Balcı: Yeşilay’a üye olan kişi kendisine ve bir başkasına zarar verecek bütün zararlı alışkanlıklardan uzak durmak mecburiyetindedir. Ayrıca bir Yeşilaycı Yeşilay’a üye olmakla sadece kendisini değil çevresindekileri de uyarma görevini üstlenmiş bulunmaktadır. Üye formumuzu imzalayacak olanlar herhangi bir madde kullanmadığını ve kullanmayacağını beyan etmektedirler. 
Çetinoğlu: Yeşilay Cemiyeti’nin maksatlarının tahakkuku yolunda size en çok kimler, nasıl destek oluyor?
Balcı: Yeşilay Cemiyeti gönüllüleri ve üyelerinin destekleri ile birçok çalışma yapmaktadır. Ayrıca şimdiki hükümet Yeşilay’ın amaçları doğrultusunda çok iyi politikalar gerçekleştirmiştir. Bu da Yeşilay’ın amaçlarına yönelik daha sağlıklı hareket etmesini kolaylaştırıyor. Gerek devletin madde bağımlılığı konularında iyileştirici politikaları gerek de Yeşilay’ın gönüllüleri ve çalışanları ile projeler dâhilinde Yeşilay daha çok büyüyecek ve gelişme gösterecektir.
Çetinoğlu: Yayınlarınızdan söz eder misiniz?
Balcı: Yeşilay 1924’ten beri aralıksız olarak Yeşilay Dergisi’ni çıkarmaktadır. Mart 2012’de 937. sayısı çıktı. Aylık olan bu dergi eğitim, sağlık ve kültür alanına yöneliktir. Alkol, sigara, kumar, madde bağımlılığı, internet, kitapçıklarımız bulunmaktadır. Bunların yanı sıra Alkol Raporu kitabımızın dağıtımı da yapılmaktadır. Yeşilay’ın ayrıca bir Bağımsızlık Manifestosu’nu çıkardık ve 2 ayda bir Genel Merkez’in ve şube ve temsilciliklerin etkinlik haberlerinin yer aldığı Yeşilay Bülteni’ni çıkarmış bulunmaktayız.
Çetinoğlu: Devlet yetkililerine, anne-babalara, çocuklara, madde bağımlılarına… velhasıl kendinize muhatap kabul ettiğiniz kişi ve kurumlara ayrı ayrı mesajınızı alabilir miyim?
Balcı: Yaşama hakkı mukaddestir.  Ancak benim hayat hakkımın mukaddesliği sizinki mukaddes olduğunda korunacaktır. Aksi halde, sizin hayat hakkınız zedelendiğinde benimki de zedelenmiş olacaktır. İnsanlık onuru, başkaları için bir şeyler yapmaktır.  O halde gerek birey olarak, gerekse sivil toplum kuruluşları olarak birbirimizin yaşama hakkının mukaddesliği ve korunması için mücadele edersek, bir gün inanıyorum ki, ‘bir çocuktan bir katil çıkaran devlet’ten şikâyet etmemize gerek kalmayacaktır.
Çetinoğlu: Çocuklarımıza ve gençlerimize entelektüel derinlik kazanmaları ve doğru bir hayat tarzı tercih etmeleri için neler tavsiye edersiniz?
Balcı: Gençlerin zekâsını ve analitik düşünme yetisini iyi kullanmaları için her türlü bağımlılıktan uzak durmaları gerekir. Bir defa bağımlılığa bulaşan bir beyin hele ki genç bir beyin, toplumu çökertir, sağlıksız bir gelecek oluşturur. Bir maddenin bağımlısı olmak insan hayatını bitirmek demektir. Her şeyi kararında uygulamak gerekir. Bunu TV ve internet kullanımı için söylüyorum. Gençlerin kendilerini delice internete vermeleri, oyun bağımlıları olmaları, ekrana tıkalı olup, ekranın sunduğu fikirlere göre hareket etmeleri gençler için en büyük tehlikedir. Bu anlamda gençlerin bir maddenin bağımlısı olmalarını önlemek amacı ile kendilerini spora ve sanata yönlendirmeleri, bu gibi konularda eğitim veren, bilinçlendiren kişi veya kurumları dikkate almaları gerekir.
Çetinoğlu: Yeşilay gönüllerine ne söylemek istersiniz? 
Balcı: İnsanın sadece kendisini madde bağımlılığı tehlikesinden uzak tutmasına ben ayrancılık derim. Asıl Yeşilaycılık öteki için bir şeyler yapmak demektir. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demek, karşıdakinin önündeki tehlikeyi umursamamak demektir. Bir Yeşilay gönüllüsü hem kendini hem de çevresini bu konuda uyarması ve bilinçlendirmesi gerekir. Yeşilay’a asıl destek böyle gerçekleşir. Hiç kimsenin bağımlı olmama garantisi yoktur. Ayrıca Yeşilay’ın etkinliklerinde aktif rol alma da bir gönüllülüktür. Bu konuda özellikle gençlerimizi maddelerden uzak tutmak adına Yeşilay Gençlik Kulübü dâhilinde yaptığımız etkinliklerde aktif rol almalarını sağlıyor, gençlerimizi etkinliklerimizde buluşturuyoruz.

Av. MUHARREM BALCI:
1952 yılında İstanbul’da doğdu. İlk, Orta öğrenimini Sarıyer’de, Lise öğrenimini İstanbul Sarıyer   Lisesinde tamamladı. 1977 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olarak  Avukatlık stajına, 1979 yılı Şubat ayında fiilen Avukatlık mesleğine başladı. Halen serbest  Avukatlık yapmaktadır. Evli, dört çocukludur. 

Av. Muharrem Balcı,  fiili avukatlığının ve hukuk çalışmaların yanı sıra birçok sivil toplum  kuruluşunun kurucu üyesidir ve bu kuruluşların çalışmalarına aktif olarak da katılmaktadır. Bunlar arasında, Hukukçular Derneği (HD), İslam Dünyası Kültür ve Tarih Araştırmaları Merkezi (İDKAM), Mazlumlarda Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Araştırma Kültür Vakfı (AKV) Mütevelli Heyet Üyeliği, Hasta Hakları Aktivistleri Derneği ve Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi’nin kurucu üyesi ve Onur Kurulu Başkanlığı, Hukuk Vakfı Kurucu Üyeliği sayılabilir. 

Birçok sivil toplum kuruluşunun da fahri Hukuk Danışmanlığını yapmaktadır. Halen BİLİM VE SANAT VAKFI’nda  ve Ankara’da Bilgi Vakfı’nda  Genç Hukukçularla birlikte GENÇ HUKUKÇULAR HUKUK OKUMALARI çalışmalarını yürütmekte ve bu çalışmaların toplandığı BİRİKİMLER’in (2003, 2006, 2009) editörlüğünü yapmaktadır. 

Çok sayıda makalelerinin yanı sıra yayınlanmış kitapları, araştırma raporları ve tebliğleri vardır.  Mecelle’yi ilk defa sadeleştirerek hukukçulara sunmuştur.
Yayınlanmış Kitapları:
– MGK ve Demokrasi -Hukuk – Ordu – Siyaset, 3 Baskı, (19989 – 1999 – 2000)
– Eğitim ve Öğretimde Haklar ve Yükümlülükler (1999 )
– Üniversitelerde Disiplin Cezaları ve Hak Arama Yolları (1999)
– İhtilafların Çözüm Yolları ve TAHKİM (1999)
– Temel Belgelerde İnsan Hakları (Av. Gülden Sönmez’le Birlikte), (2001)
– BİRİKİMLER I – II – III Editörlüğü (2003 – 2006 – 2009)
– Aliya ve Arkadaşlarında Yol Haritası ve Gelecek Tasavvuru (2010)

Yayımlanmış Tebliğleri
– Susurluk Batağı, 1997.
– Türk Hukuk Sisteminde İnsanın Değeri, 1998.
– Türk Ceza Kanunu Öntasarısı  (1997) veya Panik Mevzuatı, 1998.
– Her Türlü Son İçin Gerekli Hukuk Formasyonu, 1999.
– Devlet Memuru Olarak Eğitimcilerin Hak ve Yükümlülükleri, 1999.
– Birinci Tanzimat’tan İkinci Tanzimat’a Resepsiyon ve Rehabilitasyon Çalışmalarının Tahlili, 2000.
– Tanzimat’tan Günümüze Islah, Resepsiyon ve Uyum Çalışmalarının Tahlili, 2000.
– Tanzimat’tan Ulusal Programa Yeniden Yapılanmanın Hukuki Gelişim Süreci, 2001.
– Tanzimat ve İslahat Fermanlarının İlk Sadeleştirilmiş Halleri (2001)
– Mecelle’nin İlk Sadeleştirilmiş hali. (20019
– Hukuk Mantığı, 2001.
– Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Önemi, 2001.
– Hukuk Mücadelesi ve Hukuk Formasyonu, 2001.
– Avrupa Birliği Politikamız, 2002.

 

 

Önceki İçerikGüvenlik Güçlerimiz
Sonraki İçerikGül Yanığı, Yorgun ve Güzel Ülkem
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.