Türkçülük

134

Osmanlı 500 yıl (son yüzyılı saymıyorum. 1876 Teşkilat-ı
Esasiye Kanunu mecburen Türkçe mecburiyeti getiriyor.) Türkü, yani kendini
unutmasaydı, Türk’e “eşek Türk” demeseydi, bütün yönetimi
devşirmelere vermeseydi, yıkılır gider miydi? Karşıtından söyleyelim. Dinî
bilinçle birleşen millî bilinç olmasaydı, Çanakkale savaşlarını, kurtuluş
savaşını kazanabilir miydik?

Türk milliyetçisi olmaya mecburuz. Yaşamak istiyorsak buna
muhtacız. Kendini farklı bir etnik gruptan sayanlar da yaşamak istiyorsa, zaten
intibak etmiş oldukları kurucu kültürün, birden çok medeniyet kurmuş bir
milletin mensubu olmayı terk etmemelidirler. Dünyada 6 bin millet ve devlet
yok, 40-50 millet ve devlet var. İstikamet, dağılmaya, bölünmeye doğru değil,
birleşmeye doğrudur.

Milliyetçilik istismar ediliyor deniyor. Doğrudur.
Ettirmemek elimizdedir. Sonra istismar bir şeyin lüzumsuzluğunu değil,
elzemliğini gösterir. En çok istismar edilenler en gerçek olanlardır. Din
istismar ediliyor diye, dinden vaz mı geçeceğiz?

Milliyetçi parti olmaz, olmamalıdır, diyenler var. Keşke
partilere ihtiyaç duyulmayacak durum bulunsaydı. Sorun varsa, demokrasi ve çok
partililik de söz konusuysa, birçok parti gibi milliyetçi partiler de
olacaktır. Meselâ açlık varsa, açlık çok kötü bir şey ise, açlık olmamalıysa,
aç insanların varlığı da bir gerçekse, birileri çıkıp, bu meseleyi hedef alan
bir parti kurmasın mı?

*

Türkiye’de, yani Türk ülkesinde, kurucu ideolojisi ‘’Türk
Milliyetçiliği’’ olan Türkiye Cumhuriyetinde bir Türk’ün Türkçülük yapması
bölücülük değildir.’’Türk’üz, Türkçüyüz, Atatürkçüyüz’’demek bölücülük
değildir.

Niçin bölücülük değildir?

Aslında, esasında, muhtevasında Türkçülüğü irdelersek;

 Türkçülük, İslâmı
Türk gibi yaşamaktır!

Türkçülük, Saltuk Buğra Han’ın yolunda yürümektir!

Türkçülük, Sultan Alparslan’la Anadolu’ya İslâm’ın kapısını
açmaktır!

Türkçülük, Teslis coğrafyası olan Anadolu’yu Tevhit
coğrafyası yapmaktır!

Türkçülük, Kılıçaslanlar gibi İslâmı boğmaya çalışan salibe
haddini bildirmektir!

Türkçülük, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli ve Yunus
gibi düşünebilmektir!

Türkçülük, Atatürk’ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti
Devletini yaşatmaktır!

 

Türkçülük, yaratanın hatırı için, yarattığı her canlıya
merhamet beslemektir!

Türkçülük, bilgi, kültür ve duygu temelleri üzerinde
yükselen fıtri bir inanç hareketidir ki bu hareketin başarısı İslâm âleminin
selâmetine, insanlığın hayrınadır!

Türkçülük, Türk milletini sevmek ve Türk milletinin bekası
için çalışmaktır!

 

Ve dahası Türkçülük;

Küflü ve insanlık dışı maddeci izimlerin yıkılarak yerine, sulh,
sükûn ve adaletin hâkim olduğu, nimetlerin hakça bölüşüldüğü, insana insanca
muamele yapıldığı milli, ahlâki ve insani bir harekettir!

*

Şayet İslâmı Türk gibi yaşar isen;

O dinin bayraktarı, küfrün, şirkin ve zulmün korkulu rüyası
olup TEVHİT SANCAĞINI Avrupa’nın göbeğine kadar götürüp dikersin.

*

Milli bütünlüğümüzün önemi ekseninde Türkçülük;

Türk milletinin bir ağaç gibi kökünden, bedenine, bedeninden
dallarına, dallarından yapraklarına kadar birlik ve beraberlik içinde yaşamaya,
ağaç gibi dik durmaya her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Zenginiyle fakiriyle, köylüsü şehirlisi, bürokratı işadamı,
eğitimcisi sporcusu ile bu ağacı birlikte sulayacak, birlikte koruyacağız.