Bakın, evirip, çevirmeye hiç gerek yok.
Ülkemizde kavga, tamamen Türk düşmanlığı üzerine ku-rul-muş-tur.
Bu kavga, yeni başlamış bir kavga da değil.
Bu kavga, asırlara giden bir kavgadır.
Özellikle, 150-200 yıldan beri zirveye çıkmış, iç ve dış güçler tam Türk’ü bitirdik dedikleri anda, Millî Mücadele’nin başarılması ile yenilgiye uğramış olanların Türk’le kavgalarıdır.
Millî Mücadele’nin başarılması ile birlikte, yeni rejimi kuran irade, devleti Türk Milleti üzerine inşa etmeye başlamıştır. Hem de millî ve manevî değerlerini koruyarak bunu yapmak gayretine düşmüştür.
Ama manevî değerlerin de düşünülmesi, içerideki ve dışarıdaki Türk düşmanlarına yetmemiştir.
Çünkü mesele, manevî değerler meselesi değildir. Tamamen Türk düşmanlığıdır.
Türk düşmanlığı o kadar açık ki, sürekli ve gözümüzün içine baka baka yapılmaktadır.
Lozan Antlaşması, sadece Gayrı Müslimleri azınlık saydığı halde, yani Müslümanları devletin asli unsuru saydığı halde, sanki tam tersi imiş gibi 90 yıldan beri kara propaganda yapılmaktadır.
Neden?
Dış güçler ve yerli işbirlikçileri, Türk Milleti üzerine bir rejim kurulmasını hazmedememektedirler.
Hele, 1990 yılından itibaren, ortaya koskoca bir Türk dünyasının çıkması, Türkiye ve Anadolu Türklüğü üzerine oynanan oyunların daha da artması, hızlanması ve saldırının çok daha şiddetlenmesini getirmiştir.
Kaçak saraya ilk defa Papa’nın gelişini, Rum Patrikhanesi ile görüşmesini ve 1700 yıldan beri ilk defa ve de İstanbul’da kiliselerin birleştirme gayretlerini tesadüf mü sanıyorsunuz?
Din adına hareket ettiğini söyleyenlerle, Kürtçü olduğunu iddia edenlerin al gülüm ver gülüm yapmalarını tesadüf mü sanıyorsunuz?
Dünyaya ayar vermeye kalkanların, bir avuç teröriste teslim olmasını tesadüf mü sanıyorsunuz?
İnançsız teröristlerin ve siyasî uzantılarının sanki bütün Müslüman kardeşlerimizin temsilcisi imiş gibi muhatap alınmalarını tesadüf mü sanıyorsunuz?
Herkese, her şeye laf yetiştirenlerin, koskoca Türkiye’de kimlik kontrolü yapan ve paralel devlet oluşturan 3-5 teröriste sessiz kalmasını tesadüf mü sanıyorsunuz?
Bir tarafta koskoca Rusya ile pazarlık yapıyor görünürken, bir tarafta dünün onbaşısı Barzani’ye teslim olmayı tesadüf mü sanıyorsunuz?
Yeni-Osmanlıcılık nedir zannediyorsunuz?
Emperyalist güçlerin Büyük Ortadoğu Projesi’nin, iç politikada insanımızı kandırmak üzere değiştirilmiş adı değil midir?
Şimdi bir de, Osmanlıca çıkartılmasını tesadüf mü sanıyorsunuz?
Ben, 3 tane Eski Alfabe ile yazılmış Osmanlı Türkçesi kitabını çevirmiş ve bu kitapları yayınlanmış bir kişiyim. Ayrıca, şimdi de, Tarih Bölümünde okuyor ve Osmanlıca Dersleri alıyorum. Osmanlı Türkçesi’nin ne ve nasıl olduğunu bilirim.
Osmanlıca(!) derdine düşenler, Osmanlıcayı biliyorlar mı, acaba?
Öyleyse, mesele nedir?
Baştan beri söylüyorum, Millî devletle kavga ediliyor.
Benim ecdadımı bana övmeye çalışma anlayışı ne kadar sakat, aldatıcı, sahte bir anlayış değil mi?
Uyan, Türk Milleti!
Yarın çok geç olabilir!