Türk Dayanışma Konseyi ve Anayasa

97

Türkiye’nin dış politikada ekseninin ve rotasının bozulduğu görüşü yaygınlık kazanmaktadır. Ortadoğu ve Kuzey Afrika politikamız incelendiğinde ABD, İngiltere ve Fransa’nın vesayeti altına girdiğimiz görülmektedir. Türkiye’nin bir İslam ülkesi olması görüldüğü kadarıyla bu ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Kendi isteklerini ve yapmak istediklerini Türkiye vasıtasıyla gerçekleştirmektedirler. Bu kullanılmanın karşılığında Ortadoğu’da hareket alanımızın açılması güvenilirliğimizi kaybetme ve Akdeniz’de sıcak çatışmaya girme sonuçlarını da doğurabilir. İsrail ile girilen kavga şike kokmaktadır. Füze Kalkanı Projesini Malatya’ya yerleştireceksiniz; dolayısıyla İsrail’i koruyacaksınız; BOP’un gereği olarak ılımlı İslam’ın yani geleneklerine yabancılaştırılmış İslam’ın öne çıkmasına vasıta olacaksınız; diğer taraftan, İsrail ve ABD aleyhine  beyanat vereceksiniz. Bu çelişki değil midir?

Konu sadece dış politika ile ilgili değildir. Eğitim alanında değişik ülkelere götürülen Türk Okulu adlı, Türkçe’nin seçimlik ders olduğu okullarda da Türkiye’nin bir İslam ülkesi olması değişik ülkelerde yine kullanılmaktadır. Hem dış politikada, hem eğitim alanında bize taşeronluk görevi verilmiştir.

71 Sivil toplum kuruluşunu temsil eden Türk Dayanışma Konseyi ülkemizin geleceğini ilgilendiren temel konularda yine milli hassasiyeti ortaya koymaya devam etmektedir. 17-18 Eylül tarihlerinde konunun uzmanı 26 öğretim üyesi Ankara’da yapılan toplantıya iştirak etmişlerdir. Üç ayrı komisyonun oluşturulduğu toplantıda ilkeler ortaya konmuştur. 8-9 Ekim 2011 tarihlerinde yapılacak geniş bir toplantıyla ilkeler tartışılarak kamuoyuna açıklanacaktır.

Aslında yeni anayasa çalışmalarında sivil toplum kuruluşlarının ve halkın katkısından sık sık bahsedilmesi göstermeliktir. Halk oylamasında halkımız teknik bir konu olduğundan değiştirilecek maddelerle yeterince ilgilenememiş; tuttuğu siyasi partiye göre rey vermiştir. Araştırmalarda bu oran %70’in üstünde çıkmıştır.

Türkiye’yi tanınmaz hale getirecek bir anayasa dayatmasından çok; ülkenin egemenlik haklarını koruyucu, ona buna devretmeyecek, mensubiyet şuurunu geliştirecek, mevcut hak ve hürriyetleri bırakın genişletmeyi ortadan kaldırılmayacak, Türk’e karşı ırkçılık yapılmayacak, totaliter ve otoriter bir rejime geçişi hazırlamayacak bir temel anlayışa ihtiyaç vardır.

Anayasalar düzenlendiği ve değiştirildiği dönemin siyasi fikir akımlarının gereğinden fazla etkisinde kalmamalıdır. Çünkü bunlar dönemlik, mevsimlik değil kalıcı belgelerdir. Anayasaların değişme özelliklerine göre devlet de değişir. Aksi halde, bugün temel giriş maddeleri, 66.madde, 5.6.7.maddeler ve 42.madde ve diğer maddelerle neden uğraşılmaktadır? Anayasa düzenlemelerinde fert mi, devlet mi kısır döngüsü aşılmalıdır. Güvenlik ve hürriyetler arasında anlamlı denge korunmalıdır. Anayasanın 10.maddesindeki eşitlik prensibi zedelenmemelidir. Hak ve hürriyetler fertler içindir, gruplar için değil.  Değişiklikler asker-sivil dahil çeşitli kutuplaşmaları yaratmamalı ve arttırmamalıdır. Milli hukuk ve evrensel hukuk konusunda anlamlı denge korunmalıdır. Bir ülkenin milli birlik ve bütünlüğün tartışmaya açılmaması, hiçbir ciddi devlette insan hakları konusunda bir eksiklik değildir. Buna izin vermeyen hiçbir ciddi devletin meşruiyeti zayıflar şeklinde yorumlanamaz. Milli devletin toprak bütünlüğü korunmakta; etnik, dini, ırkı esaslara ve düşmanlık duygularına göre örgütlenmeye sınırlar getirilmektedir.  Türk kimliği ve sıfatı milli kimliktir; etniklik değildir. Milli kimlik etnisiteleri de kapsar. Aksi bir anlayış, ilkel etnikliktir ve ırkçılık kokar.  Türk, etniklik değil ki; etnik vurgu sayılabilsin. Bu bakımdan, bazı kuruluşların taslaklarında etnik ifadeye yer vermemek adına Türk’ü dışlama ihaneti bir çeşit ırkçılıktır. Yine “ülkenin bölünmez bütünlük ilkesi”nden rahatsız olanlar, nasıl olur da bunu farklılıkları dışlama veya bastırma olarak görebilirler? 

Önceki İçerikAvustralya’da Batı Trakya Türkleri
Sonraki İçerikKimliksiz Şair
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)