Bu günkü Tunceli ilimizin eski adı Kalan’dır. Daha önceki adı ise Mameki’dir. Tunceli 1936’da Dersim bölgesinde kuruldu. 1947’ye kadar Elazığ’dan yönetildi.
Kalan
Dahiliye Vekâleti Mahalli İdareler Umum Müdürlüğü’nün 1933’de yayınladığı köylerimizin 388. sahifesinde Kalan adlı şu yerler vardır:
Kalan – Diyarbekir merkeze bağlı köy
Kalanz – Trabzon Of’ta köy
Kalaniz – Van – Başkale’de köy
Kalan kaya – Manisa – Eşme’de köy
Kalan kos – Elaziz – Hozat’ta köy
Kalanlı – Erzincan – Kiğı’da köy
Kalant – Trabzon – Of’ta köy
Dersim – Hozat
Dersim (Hozat; Bu sancak bölgesinde 1935’te Tunceli Vilâyeti kuruldu.).
- Dersim 1849 yılında Sancak olarak Diyarbekir eyâletine,
- 1857 yılında Harput eyâletine
- 1865 yılında Erzurum Vilâyetine
- 1888-1923 yıllarında sancak olarak Mamûretül-aziz vilâyetine
• 1926 yılında kaza olarak Elâziz’e bağlı bir idari birimdi.
Dersimliler Kimdir?
Dr. Mahmut Rışvanoğlu, Dersimliler hakkında şöyle der: “Zazaların ikinci bir koludur. Dersim sözünün anlamı hakkında şimdiye kadar araştırdığımız kaynaklarda belirli bir şey bulamadık. Tunceli’nde Valilik yapmış Edip Yavuz Bey; “Dersimlilerin de bu ad üzerinde doğru dürüst bir bilgileri yoktur.” demektedir. Şerefnamede bu hususta bir şey açıklamamaktadır.
Dersim Oymakları Şunlardır
1-Abdalanlı 2-Alanlı 3-Arelli (Arılı) 4-Balaban 5-Caferan (Cafran) 6-Yarekli (Çarıklı) 7-Demenan 8-Elhanlı 9-Hadikan (Hedik Uşağı) 10- Haydaran 11- Hormekli 12-İzollu 13- Karsanlı 14- Kemanlı 15- Kobanlı 16- Kureyşanlı 17- Lolanlı 18- Divlekli 19- Butanlı 20- Silanlı (Zilanlı) 21- Sisanlı 22-Şavanlı 23- Yusuf hanlı 24- Zimtekli
Oğuzlamaya uygun bir 24 oymaklı teşekkül tarzı…
Yatırımların Engeli
Tunceli bölgesindeki isyan hareketleri hiçbir fikri namus endişesi taşımadan bilgi kirliliğine sebep oluyor. Yapılan bütün iyi niyet çalışmaları sabote ediliyor. İşte raporlardan birkaç başlık;
- Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey’in raporu (2 Şubat 1926)
- Diyarbakır Valisi Cemal Bey’in raporu (1926)
- İbrahim Tali Bey’in Dersim raporu (21 Aralık 1931)
- Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın Dersim raporu
- Dahiliye Vekili Şükrü Kaya’nın Raporu (18 Kasım 1931)
• 7 Kasım 1937’de TBMM’ye sunulan Tunceli kanun teklifinin gerekçeleri.
Tunceli’de (Dersim) yapılan çalışmalarla ilgili olarak Ankara’daki İngiliz Büyükelçisi Londra’ya gönderdiği 4 Mart 1936 tarihli yazısında “1936 yılının ilk aylarından başlanarak Tunceli ilinde reform uygulamalarına ve yoğun inşaat çalışmalarına girişildi.
Bir yandan yollar açılmaya, köprüler yapılmaya, okullar, karakollar inşa edilmeye; diğer yandan Vilayet İdare ve Adliye Teşkilatında reform yapılmaya başlandı. Kısaca yeni adı Tunceli olan Dersim yöresini kalkındırmak için uğraşılıyordu.
Dersim 1937 I. Hareket
21 Mart 1937’de başlayan Dersim ayaklanmasından; 17 Eylül – 1937’de sona eren Dersim Harekâtı’nın bilançosu şöyledir:
- Bir şehit dört yaralı subay
- 26 şehit 46 yaralı er
- Bir şehit bir yaralı bekçi
İsyancı Asilerden:
265 ölü, 20 yaralı 27 kişi yakalanmış 849 kişi çarpışma sonu teslim olmuştur. 3 Ekim’de başlayıp 15 Kasım 1937’de sonuçlanan mahkemelerde ONBİR kişiye idam cezası verilmiş,
Dördü cezası çok yaşlı olduğundan otuz yıl hapse çevrilmiştir. 33 kişi hapse mahkûm edilmiştir.
İdamlıklar
1- Seyit Rıza
2- Seyit Rıza’nın oğlu Refik Hüseyin
3- Şeyhanlı Aşireti Reisi Seyit Hüseyin (Seyda Hassa)
4- Yusufhanlı Aşireti Reisi Kamer’in oğlu Fındık
5- Demenan Aşireti Reisi Cebrail’in oğlu Hasan
6- Kureyşanlı Ulukiye oğlu Hasan
7- Mirza oğlu Ali
Türkçeyi Unutan Oğuz Bey
Dr. Mahmut Rışvanoğlu anlatıyor: “Bendeniz Şemdinan (Bugünkü Şemdinli) Kaymakamı iken, Gerdi aşireti reisi “Oğuz Bey”e bu adın Türk adı olduğunu, bunu kendisine kimlerin verdiğini sordum.” Cevap olarak bana, “Bendeniz yirmi birinci Oğuz’um, bizdeki ananeye göre baba kendi evladına kendi babasının ismini verir ve böylece silsile olarak devam eder” dedi.
Maalesef Oğuz kabilesinden olan Oğuz Bey ve amcası Koçbeyi kabilesinin reisi olan M. Emin Bey, senelerce devleti idare edenlerin gerçek manâda kötü bir eğitim politikasının
ve gayri milli sosyo-kültürel ve sosyoekonomik idareleri yüzünden kendi köklerine yabancılaştırılmış ve emperyalist güçlerin ve içerideki işbirlikçi egemen satılmış güçlerin müstakbel planları için kullanılır bir piyon haline gelmesine sebebiyet verilmiştir.
Kaynaklar
1 Dr. Mahmut Rışvanoğlu; Doğu Aşiretleri ve Emperyalizm, Türk Kültür Yayını, 10, II. Baskı, 1975 – İstanbul s. 153 (Erzincan tarihinden naklen)
2 Bilâl N. Şimşir; Kürtçülük II – 1924 – 1999, Bilgi Yayınevi, II. Baskı İstanbul – 2009, s. 395
3 Mahmut Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet (1931-1938), Ankara-1974, s. 247 (Z. Ceridesi 18.9.1937’den),
A. H. Çay, Her Yönüyle Kürt Dosyası, s. 424
4 M. Leventoğlu, Atatürk Yürürken c. II, s. 52-54
5 Dr. Mehmet Rışvanoğlu, Doğu Aşiretleri ve Emperyalizm, Türk Kültür Yayını, II. Baskı, İstanbul – 1975, s. 80