Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu ile Tüketicilerin Hakları’nı konuştuk.

113

 

Mehmet Şadi Polat: Uzun ve yorucu bir mücâdele döneminden sonra kredi kartı ücretlerini iptal ettirdiniz. Beklentilerinizin tamamını elde edebildiniz mi?

Aydın Ağaoğlu: Evet kart aidatını geri aldım ama beklentilerimi elde edebildim mi? Buna evet diyebilmem ne yazık ki mümkün değil. Üstelik şu anda TBMM de komisyonda bulunan yeni kanun tasarısında tüketici mağduriyetlerini önlemeye yönelik unsurların yanında önemli eksiklikler de bulunuyor. Elbette bunların en başında kredi kart aidatları ve bankaların Hesap İşletim Ücreti, Dosya Masrafı ve muhtelif isimler ile müşterilerine haber bile vermeden tahsil ettiği ücretlerle ilgili bölüm. Sözleşmede hiç yer almayan veya sözleşmede yer almasına rağmen haksız şart niteliğinde olan hükümlere dayanarak tüketiciden bu nev’i ücretleri tahsil eden bankalara karşı bir önlem alınmıyor. Tasarıya göre bankalar aidatı olmayan, yalın bir kredi kartı çıkarmak mecburiyetinde olacaklar ama halen milyonlarca tüketicinin cebinde bulunan 56 milyon kredi kartının ücretsiz olacağına, yani yalın kart haline geleceğine dair bir düzenleme bulunmuyor. Bu önemli bir eksikliktir. Kanuna hüküm eklenerek kullanımda bulunan yani mevcut bütün kredi kartlarının aidatsız hale geleceği açıkça ifade edilmelidir. Ben bir bankanın kart ücretini iptal ettirdiğimde, kartın süresi dolmadığı halde kartımı kullanıma kapattığından üç yıl hukuk mücadelesi sonunda bankayı Yargıtay onayıyla sadece bin lira tazminata mahkûm ettirebildim. Şüphesiz bu tazminat miktarı masraflarımı bile karşılamıyordu. 

Polat: Daha önce ödenen kart ücretleri geri alınabiliyor mu? Alınabiliyorsa nasıl, alınamıyorsa niçin?

Ağaoğlu: Bankalara karşı Tüketici Hakem Heyetlerine başvurarak hakkını arayan tüketiciler büyük çoğunlukla ödedikleri ücretleri geri alabiliyorlar. Fakat nadiren de olsa bazı kararlar da tüketici aleyhine çıkabiliyordu. Üstelik Yargıtay’ın görüşüne göre bu ücretler 10 yıl geriye dönük tahsil edilebiliyor. Çünkü bankalar kredi kartı dağıtırken müşterilerine aidattan bahsetmemiş, faizsiz taksit, alışveriş puanı, faizsiz ödeme erteleme gibi avantajları da bulunmuyordu bu kartların. Daha sonra bankalar tatlı kazanç ve rekabetin de zorlamasıyla kart kullanıcılarına bu tür avantajlar sunarak daha çok harcama yapmalarını teşvik ettiler. Böylelikle bir taşla birden çok kuş vuruyorlardı adeta. Hem daha çok komisyon geliri elde ediyorlar, hem de satıcılar cirolarını artıyorlardı. Oysa tüketiciler bütçelerinin üzerinde yaptıkları harcamalar sebebiyle borç batağına gömülüyorlardı.

Polat: Bankaların aldığı dosya masraflarının hukukî bir dayanağı var mı?

Ağaoğlu: Bankalar borç para verir, karşılığında da ilan ettikleri faizi alabilirler. Dolayısıyla kredi esnasında alınması mecburî muhtelif vergi, ekspertiz* ücreti, DASK* gibi kanunî unsurlar dışında kendilerinin icat ettiği bedellerin tüketicilerden alınması kanunî değildir. Zaten Yargıtay da bir kararında; “Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka, sadece kredinin verilmesi için mecburî olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken mecburî masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen* belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir.” diyerek, Dosya Masrafı adı altında tahsil edilen ücretin hukuksuzluğunu ve haksızlığını açıkça ifade etmiştir.

Polat: Daha önce ödenen dosya masrafları geri alınabilir mi?  Alınabiliyorsa nasıl, alınamıyorsa niçin? 

Ağaoğlu: Hukuki dayanaktan mahrum ücretlerin “Dosya Masrafı” başlığı altında tüketiciden alınması kanunî olmadığından tüketiciler hukuk yolu ile bu ücretleri geri alabilmektedir. Burada zaman aşımı süresi on yıldır. Yani tüketici üzerinden on yıl geçene kadar dosya masraflarını geri isteme hakkına sahiptirler. Ancak tüketicilerin büyük bölümünün hak arama yolları ve yöntemini bilmemesinden ötürü önemli bir kısmı bu ücretlerin geri alınması için mücadele etmemiş, edememiştir. Buna rağmen 2012 yılında tüketici Hakem Heyetlerine yapılmış 446.054 başvurunun % 59’u bankalarla ilgili olmuştur. Ülkemiz tüketicisinin finans bilgi düzeyi okur, yazarlık seviyesinde bile değildir. Şu anda basit faiz ile reel faiz arasındaki farkı bilmemektedir tüketicilerin önemli bölümü. Üstelik bankaları adeta devlet gibi güvenilir ve güçlü olarak düşündüklerinden onlarla mücadeleye cesaretleri de yoktur aslında.

Polat: Yeni Tüketici Kanunu’nda olumlu bulduğunuz ve önemli gördüğünüz 5 madde nelerdir?

Ağaoğlu: Yeni Kanun Tasarısının çok yararlı, tüketici lehine adeta devrim gibi hükümleri de bulunuyor.

a) Eski kanunda ayıplı ürün ve hizmet için 30 gün olan cayma süresi 6 aya çıkarılıyor ve garanti süresi içinde bir daha arızalandığı takdirde seçimlik hakları doğmuş olacak. Yani ürünü iade edebilecek.

b) Ön ödemeli mesken satışlarında, yapı ruhsatı alınmadan satış yapılamayacak ve satış sözleşmesi noterde düzenlenip, tapuya da kayıt edilecek. Ayrıca 14 gün zarfında da tamamen cayma hakkı bulunuyor.

c) Tüketici Kredisi, kapıdan ve mesafeli satış, devre tatil ve devre mülk işlemlerinde 14 günlük cayma hakkı getiriliyor.

d) Aboneliklerin sonlandırılması kolaylaştırılıyor.

e) Taksitli satışlarda da 7 gün zarfında cayma hakkı getiriliyor.

Polat: Olumsuz bulduğunuz ve önemli gördüğünüz 5 maddeyi de belirtir misiniz?

Ağaoğlu: Yeni kanun tasarısında tüketici mağduriyetlerini önlemeye yönelik unsurların yanında önemli eksiklikler de bulunuyor.

a) 2012 yılında neredeyse bütün Tüketici Hakem Heyetleri bankalarla ilgili şikâyetler yüzünden adeta tıkandı ve bankacılık dışındaki şikâyetlere yeterince eğilemediler. Geçen yıl Hakem Heyetlerine gelen 446.054 başvurunun 263.428’i yani yaklaşık % 59’u bankacılık işlemleriyle ilgiliydi. O sebeple yeni kanunda bununla ilgili mutlaka çözüm unsurları yer almalıdır. Gündemdeki kanun tasarısında bankaların aidatı olmayan, yalın kredi kartı da çıkartmaları, diğer bankacılık işlemleriyle ilgili ücretleri de BDDK’nın belirlemesi ve Gümrük Ticaret Bakanlığı’na da bildirmesi ön görülmektedir.

Sözleşmede hiç yer almayan ya da sözleşmede yer almasına rağmen haksız şart niteliğinde olan şartlara dayanarak tüketiciden ücretleri tahsil eden bankalara bir önlem alınmıyor. Halen milyonlarca tüketicinin cebinde bulunan 56 milyon kredi kartının ücretsiz olacağına, yani yalın kart haline geleceğine dair bir düzenleme de bulunmuyor. Tüketici kredilerinde 14 gün içinde şartsız cayma hakkı veriliyor ancak bu tarihten sonra cayıldığında erken ödeme cezası geliyor.(ilk bir yıl içinde cayarsa % 0,5 sonrasında % 1),

b) Tüzel kişiler kamunun korumasından yararlanamayacak. Böylelikle kamu kurumları, dernek, vakıf, okul, belediye, gibi kurumlar tüketici kanununa göre hak arama imkânından mahrum kalacak.

c)  EPDK, BDDK, BTK* gibi üst kuruluşları çalıştırmaya dönük hükümler eksik bırakılmış.

d) Garanti süresinden sonra kullanım ömrü boyunca yedek parça ve servis hizmeti sunulmasına yönelik ifadeye rağmen, bunu yerine getirmeyen veya azami tamir süresini aşan servislere açık bir yaptırım bulunmuyor. Üründeki gizli ayıpla ilgili de bir süre belirtilmemiş. Meselâ; kullanım ömrü 10 yıl olan buzdolabında 9 yıl sonra gizli ayıp ortaya çıkarsa tüketici bedel iadesi veya ürünün yenisiyle değiştirilmesini talep edebilir mi? açıklık yok.

e) Tüketici Hakem Heyetlerinin talebine rağmen belge ve bilgi vermeyen tarafa karşı da Kanun bir yaptırım öngörmüyor. En önemlisi “Tüketicinin Tam Tazmini” yok, ben bu kanuna uymayacağım diyen ve sadece bu tavır sebebiyle tüketiciyi hırpalayan satıcının bunu tazmin etmesini otomatiğe bağlayan ve hakem heyetlerine bu yetkiyi veren hükümlere yer verilmemesi büyük eksiklik.

Polat: Tüketiciler Derneği Genel Başkanı olarak gerekli gördüğünüz ve fakat kanunda yer almayan hususlar hakkında neler söylemek istersiniz?

Ağaoğlu: Yukarıda saydığımız eksikliklerin TBMM görüşmeleri esnasında giderilmesi ve tüketici hak istismarına yol açanlara mutlaka tazminat ödettirilmesi gereklidir. Günümüzde toplumun malına, parasına, sağlığına göz diken, hukuka aykırı şekilde bunları istismar edenleri idama mahkûm edip, meydanlarda sallandıramayacağımıza göre, tazminat müessesesi caydırıcı tazminat ve yaptırımlarla önleyici unsur haline getirilmelidir.

Polat: Tüketici, aldığı ürünün (üretim kusuru olmamasına rağmen) beklentilerine cevap vermediğini anladığında hangi hakları nasıl kullanabilir?

Ağaoğlu: Satın alınan ürün ya da hizmet mevcut kanuna göre ilk 30 günde ayıplı çıktığında tüketicilerin dört seçimlik hakkı vardı. Bedel iadesi, yenisiyle değişim, ücretsiz onarım veya ayıp oranında makul bir bedel indirimi. Yeni kanun tasarısında bu süre altı aya çıkıyor ve bu süreden sonra garanti süresinde olmak üzere bir defa daha arıza gösterirse tüketici seçimlik haklarına dönebiliyor. Burada önemli husus şudur: Seçim hakkı tüketiciye bırakılmış olup, satıcı tüketicinin talebine uymak mecburiyetindedir. Bunu bilmeyen tüketicilere servis yetkililerince “Değişim kararı alındı, yeni cihaz bekleniyor.” denilerek, zorla yenisiyle değişim hakkı sunuluyor. Oysa, tüketici bedel iadesi talebinde de bulunabilir. Satıcı tüketicinin talebine uymadığı takdirde tüketici; ikamet adresinin bağlı bulunduğu Kaymakamlık binalarında bulunan “Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine” dilekçesi ve evraklarıyla başvurup hakkını arayabilir. Şu anda 1.191,52 TL’ye kadar olan uyuşmazlıklarda heyet kararları mahkeme kararları niteliğinde ve bağlayıcıdır. 3.110,58 TL’ye kadar olan uyuşmazlıklarda da mahkemeye (Tüketici Mahkemesine) verilmek üzere delil niteliğinde rapor  hazırlanır ve işlemler ücretsizdir. 3.110,58 TL’nin üzerindeki  uyuşmazlıklarda Ticaret İl Müdürlüklerinde bulunan İl Tüketici Hakem Heyetlerine” başvurulabilir.

1.191,52 TL altındaki Heyet kararını beğenmeyen taraf 15 gün zarfında Tüketici Mahkemesi’ne itirazda bulunabilir. Bu meblağın üstündeki kararların yaptırım gücü olmadığından itiraz etmenin manası bulunmamaktadır. Tüketici Sorunları Hakem heyetleri İllerde Ticaret İl Müdürlükleri, ilçelerde kaymakamlık bünyesinde olup, hiç bir ücret almadan başvuruları azami üç ayda değerlendirmek mecburiyetindedir. Meblağ 1.191.52 TL’sının üzerindeyse, doğrudan doğruya en yakın Tüketici Mahkemesi’nde dava da açabilmektedir. Yeni kanuna göre ise, 2000 liraya kadar ilçe Hakem Heyeti, 3000 liraya kadarsa İl Hakem Heyeti kararları mahkeme kararı gibi bağlayıcı olacaktır.

Polat: Cep telefonları ile ilgili olarak abonelere yöneltilen haksız uygulamalar konusunda bilgi verir misiniz?

Ağaoğlu: Tüketicilerimizin günden güne bilinçlenmesi neticesinde ayıplı mal ve hizmet şikâyetlerinde azalma görülürken, teknolojik gelişmeye ve abone sayısındaki artışa bağlı olarak cep telefonu, internet, uydu, televizyon hizmeti gibi elektronik haberleşme sektöründen gelen şikâyetlerin de arttığı görülmüştür. Bu sektörde düzenleyici kuruluş olan BTK Tüketici Hakları Daire Başkanlığı’nın son zamanlarda yaptığı düzenlemelerle tüketici şikâyetlerinin azalacağı düşüncesindeyiz.

Polat: Elektrikte kayıp-kaçak bedellerinin diğer abonelere yüklenmesi konusunda çalışmalarınız var mı, ne safhada?

Ağaoğlu: Elektrikte kayıp, kaçak bedeli ne yazık ki yeni kanun kapsamına da girmedi. Bu konudaki mücadelemiz devam edecektir. Şu anda sadece sayaç değişikliğinde tüketicilerden tahsil edilen sayaç bedelinin alınmayacağı şeklinde Enerji Bakanı tarafından yapılan açıklama tüketici açısından sevindirici ve umutlandırıcı bir gelişme olmuştur.

Polat: Tüketici hakları konusundaki hassasiyetinizden ve bize verdiğiniz bu bilgilerden dolayı teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Ağaoğlu: Derneğimizin faaliyetleriyle ilgili ve tüketicileri aydınlatmaya yönelik açıklama fırsatı verdiğiniz için, ben de teşekkür ederim.

————————————-

* ekspertiz: Uzman incelemesi 

* EPDK: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

* BDDK: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu

* BTK: Bilgi Teknolojileri ve Düzenleme Kurumu

* DASK: Doğal Afet Düzenleme Kurumu

* maktuen: keşif özetlerinde bütün olarak değerlendirilen bir iş için ödenecek tutarın birimi.- Ölçülüp             tartmadan, kesin olarak, kati. – Ölçü ve tartı ile satılmayan

AYDIN AĞAOĞLU

Aslen Kilis’li olan Aydın Ağaoğlu, 1951 yılında Ankara’da doğdu. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünü bitirdi. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında kurucu ve yönetim kurulu üyeliği yaptı ve yapmaya devam etmektedir.

Halen Görsel Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı yürüten Ağaoğlu aynı zamanda Yömser Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin de Yönetim Kurulu üyeliği ve İSO üyesi olarak görev yapmakta.