Toplum Çalışmaları Enstitüsü (TÇE) Türkiye’nin STK göğünde bir kuyruklu yıldız.
8 Ekim’de, Ankara Sheraton Oteli’nde Türkiye’nin Milliyetçilik Haritası anketini sundular. Bu sunuş aynı zamanda birinci yıl jübilesiydi. 10 Ekim 2024’te, aynı salonda Türkiye Toplumsal Eğilimler Araştırması ile işbaşı yaptıklarını duyurmuşlardı.
Bahçeli’nin namlı “Öcalan gelsin TBMM’de DEM grubunda konuşsun.” ve Özel’in “El yükseltiyorum, devlet vaat ediyorum.” konuşmalarından sonra yaptığı anketle TÇE, fenomen olma yolundaki ilk adımını atmıştı. Birçok şirket birçok anket yapıyor. Bol da dedikodu var. TÇE’nin farkı ne? Terör ve Açılım başlıklı 25 Ekim anketinin birinci farkı, hızındaydı. Bahçeli ve Özel’in konuşmaları 22 Ekim’de, anketin yayımı 25 Ekim’deydi. Arada sadece iki gün var. İki günde anket planlanmış, hazırlanmış, yaptırılmış ve rapor hâline getirilip yayımlanmıştı. Çarpıcı sonuç, MHP ve CHP seçmen tabanının bu beyanlardan hoşlanmadığı ve CHP’nin yaklaşık beş seçmeninden birini, MHP’nin üç seçmeninden birini kaybettiğiydi. Meşhur, “Bu pazar seçim olsa…” diye başlayan anket sorusuna verilen cevaplar bu çarpıcı sonuca işaret ediyordu. Aradan geçen bir yıl içinde MHP ve CHP kayıplarının büyük kısmını telafi etmiş gibi. Bunu da yine TÇE’nin anketlerinde görüyoruz.
Güvensizlik denizine güvenli bir ada
TÇE’nin ikinci farkını, başkanları Osman Ertürk Özel’in geçen Çarşamba konuşmasında bulabilirsiniz: “Toplum 2024 çalışmamız, ‘Türkiye’de güvenmediğim kurum yok’ diyenlerin oranının yalnızca %10,6 olduğunu ortaya koyuyordu. Tam da bu nedenlerle Enstitümüzün önceliğini itibarlı bir kurum inşa etmek olarak belirledik. Bu 1 senelik süre zarfında finansal ve siyasal bağımsızlığımızı korumak noktasında ise zannedilenin aksine büyük bir çaba göstermemize de gerek kalmadı. Yalnızca kendimize ve sizlere verdiğimiz sözü tuttuk. Talepkâr olmadık, sipariş ile iş yapmadık, çalışmalarımızın neticelerinden kimlerin mutlu, kimlerin huzursuz olduğunu bir an bile düşünmedik. Enstitümüzü bir geçim kapısı olarak görmedik. Hiçbir ad veya nam altında, hiçbir kişi ya da kuruluştan, resmî yahut gayri resmî yollarla destek talep etmedik. Toplum Çalışmaları Enstitüsü olarak söz verdiğimiz gibi yalnızca matematiğe, veriye ve doğru bilgiye bağlılık gösterdik; siyasi tarafgirlik yapmadık. Çok kez, bizlerin de hoşnut olmadığı neticeleri çalışma etiğimiz gereğince en ufak bir müdahaleye yer vermeksizin kamuoyu ile paylaştık.”
Güvensizlik denizinin ortasında güvenli bir ada olabilmek. Bir de sadece ve sadece kendinin patronu olmak- olabilmek. Bu değerlerle, bu kendine güvenle işe girişen insanların motivasyonları muhakkak yüksek olacaktı. Herkesin günlere yaydığı işe iki-üç gün içinde karar verip yapıp bitireceklerdi.
Hız, karar ve atılım
Nitekim Bahçeli ve Özel’in konuşmalarından sonra bu beyanların o partilerin oylarını nasıl etkilediğini öğrenmek için para harcayacak bir müşteri de bulamazdınız.
TÇE’nin yıldızını daha da parlatan atılımlarından bir diğeri, mart ayında İmamoğlu protestolarına katılan gençler arasında yapılan “Kim Bu Gençler?” başlıklı anketti. Bu, olaydan bir gün, iki gün sonra değil, aynı anda, gösteriler devam ederken protestocuların arasına girerek yapıldı.
Anket piyasası Türkiye’de on yıllar içinde büyüdü. Artık anketler iş bölümüyle gerçekleştiriliyor. Anketin altında imzasını gördüğünüz firma soruları hazırlıyor. Hangi hata payına razı olacağına, dolayısıyla kaç kişiye sorulacağına ve başka teknik hususlara karar veriyor. Ondan sonra anketin fiilen yapılmasını, bu işte ihtisaslaşmış şirketlere veriyor. İşte bu veri toplama şirketleri elemanlarını protestocuların arasına sokmaktan kaçınıyorlardı. Ne yapmalı? Karar verdiler: Kendimiz yapalım. Ankara’daki protestocuların arasına girdiler ve o harran gürra arasında yüzlerce protestocuyu “denek” eylediler.
Başarı hikâyesi
Bu özverili çalışma sonucunu başkanları konuşmasında özetliyor,
“Geride bıraktığımız 1 yılda; 84 makale, 8’i anket niteliğinde 14 rapor, 35 video içeriğini ve onlarca infografiyi sizlerle paylaştık. Çalışmalarımız ulusal çapta da büyük yankı buldu. 208 basılı, 3078 dijital haberin, 94 televizyon haber ve yayınının konusu olarak toplamda 146.014.800 dijital erişime ulaştık.
“Kim Bu Gençler? raporumuz Financial Times’ın referans verdiği bir çalışma olurken, Gazze infografimizdeki verilerimiz ana muhalefet partisinin Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmasına referans oldu.”
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nü anlatmaktan, Türkiye’nin Milliyetçilik Haritası raporuna yerim kalmadı. Belki bir başka yazıda raporun bende tetiklediği düşünceleri anlatırım. O raporu, bu yazıda bahsettiğim diğer raporları ve bahsetmediğim çalışma ve makaleleri Enstitü’nün adresinde bulabilirsiniz.