Tasavvufta Allah, İnsân-ı Kâmil ve İlâhî Aşk Anlayışı ‘Dinî ve Tasavvufî Bir Sohbet’

82

Tasavvuf ehli ve ‘Nasipliİsmet Binark’ın telif etiği 16 X 24 santim ölçülerinde, birinci
hamur kâğıda basılı eseri 138 sayfadır. 2020 yılında Ankara’da yayımlanmıştır.

Hakk’a adanmış gönüllere ithaf edilen’ eser, ‘Mürşid-i Kâmil Şeyh Ken’ân
Rifâî ile Mutasavvıf ve Mütefekkir yazar Sâmiha Ayverdi’den bercestelerle
başlıyor. ‘Ön Söz’ başlığı altında
İsmet Binark bercesteleriyle devam ediyor.

Kitapta, Anadolu’ya bir rahmet
yağmış gibi gönül erlerinin, mutasavvıf şâirlerin Allah sevgisini, ilâhî aşk
anlayış ve duyuşlarını, onların tasavvuf neşvesini, semâya yükselen niyaz ve
yakarışlarını, tek hakîkat olan Allah’a seslenişleri, onlardan yapılan iktibas
ve kısa nakillerle okuyucuya sunuluyor. Kendisi de bir gönül eri olan Muhterem
İsmet Binark Beyefendi, Merhume Sâmiha Ayverdi Hanımefendi’den tevârüs etiği
muhteşem imlâsını, birçoklarının kullanma zahmetini gösteremedikleri
alfabemizdeki inceltme-uzatma  ‘^’
işâretini yeri geldikçe ve cömertçe harfler üzerine serpiştirerek mûsıkî
ahengine büründürdüğü selis Türkçesi ile eserinin zevkle okunmasını sağlıyor.
Haksızlık edilmemeli: Evet zevkle ve aynı zamanda huşû ile. Aşağıdaki satırları
başka türlü okumak zâten mümkün değil:

Hz. Peygamber bir hadîsinde, ‘Besmele ile başlanmayan her iş bereketsiz ve
noksandır
…’ buyurmuştur.

Bir Müslüman bir işe ‘Besmele’ ile başlarken, ‘Nefsim
veya başka bir varlık adına değil, Allah adına, O’nun rızâsı için, O’nun
izniyle başlıyorum
’ demek ister… O’nun ‘Rahmân’ ve ‘Rahîm
isimlerinin tecellî etmesini beklediğini, böylece hem dünya hem de âhiret
saadeti dilediğini, kendisinin O’nun şefaatine ve yardımına her dâim muhtaç
olduğunu ifâde etmiş olur…

Mümin, ‘Besmele
ile Allah’a olan sonsuz şükrünü, minnettarlığını, sevgisini ve kulluğunu her
fırsatta duyurmak ister…

Mevlid
müellifi Süleyman Çelebi, şâirâne bir duygu yoğunluğu ile Yüce Allah’ın
huzurunda olduğunu bilerek:

Allah adın zikredelim evvelâ 

 Vâcip oldur cümle işte her kula

derken, her işte her dâim Allah’ın adını
anmanın gerekli ve kaçınılmaz olduğunu ne güzel ifâde etmiştir!..

Ve arkasından:

‘Allah
adın her kim ol evvel ana 

Her işi âsân ede Allah
ana’

sözleriyle
de, Allah’ın kuluna her işi kolaylaştıracağını hatırlatır!..

Bu fakir de, tam bir teslimiyetle, Yüce
Yaradan’ın huzurunda ‘Besmele’ çekerek
söze başlamak niyâz eder…

Sayın Binark kelâmı da, kalemi de
gayet mâhir gönül dostu bir tasavvuf ehlidir. 
Bu husûsiyetini eserinin her sayfasında, her satırında görmek mümkün.

Birinci bölümde ‘Din Nedir?’ sorusunun cevabı ve ‘İslâmiyet’ hakkında derin ve farklı
bilgiler var.

İslâm Düşünce Târihinde Tasavvufun Yeri’ başlıklı ikinci bölümde; ‘Tasavvuf Kur’ân ahlâkıyla yaşamaktır.’
Cümlesiyle giriş yapılıp ‘Tasavvuf
kavramı ve ‘Tarikat Müessesesi
anlatılıyor.

Üçüncü Bölüm’de, ‘Tasavufta Allah Anlayışı’; ‘Hak’dan özge nesne yoktur gayriden ümmîdi
kes, Aç gözün merdâne bak! Allah bes, bâkî heves
’ diyen Aziz Mahmud Hüdâyî,
Ken’ân Rifâî, Niyâzî-i Mısrî ve diğer Mürşîd-i Kâmiller rehberliğinde açıklanıyor.

Türk Târihinde Tasavvufun Yeri ve Önemi’ başlıklı dördüncü bölümde,
Bir hayat tarzı olarak tasavvuf, İslâm
dininin bir yorumudur
.’ Deniliyor. Türkleri yücelten tasavvufun târihinin
anlatıldığı satırlar, aynı zamanda gönül ehli dostlara ‘tasavvufa dâvet’ mâhiyetindedir. 

Beşinci bölüm Yûnus Emre’nin ‘Dört kitabın mânâsın okudum hâsıl ettim /
Aşka gelince gördüm bir uzun hece imiş
’ mısraları ile giriş yapılarak ‘Tasavvuf ve Aşk Edebiyatı’ bahsine
tahsis edilmiş.

Sayfalar; Fuzûlî’den, Dede
Korkut, Ahmet Yesevî, Mevlânâ, Sultan Veled, Ahmed Eflâkî Dede, Hünkâr Hacı
Bektaş-ı Velî, Hacı Bayram Velî, Süleyman Çelebi, Fâtih Sultan Mehmed Hân, Emir
Buhârî, İbrâhim Tennûri, Sünbül Sinan, Merkez Efendi, Ümmî Sinan, Niyâzî-i
Mısrî, Erzurumlu İbrâhim Hakkı, Şeyh Galib, Mehmed Âkif, Âşık Veysel, Necib
Fâzıl, Hâlide Nusret Zorlutuna, Ârif Nihat Asya, Abdürrahim Karakoç, Mustafa
Tahralı ve ‘Bu fâkir’ olarak tesmiye
edilen İsmet Binark’tan şiirler, beyitler ve özdeyişlerle donatılmış.

Bibliyografya’ başlıklı altıncı bölümde, tasavvufta derinleşmek
isteyenler için 113 adet eserin isim, yazar, yayınevi, baskı yeri ve yılı
bilgileri ile zengin bir külliyat sunuluyor.

Tekrar tekrar okunacak başucu
eseri afsındaki kitap, Duâ bahsi ile sona eriyor. Bu bölümde; Mustafa
Tahralı’nın Feyzi Halıcı’nın Orhan Seyfi Orhon’un şiirleri ile, eserin müellifi
İsmet Binark’ın duâsı var.

ALTAY KÜLTÜR SANAT
VE KÜLTÜR VAKFI:

Bayındır
Sokağı Nu: 58 Çınar Apartmanı Kat: 6 Dâire: 11 Kocatepe, Çankaya – Ankara.

e-posta:
altayvakfi@gmail.com  //  www.altayvakfi.org  

 

İSMET BİNARK:

     Kütüphaneci ve Arşivci, Devlet
Arşivlerinin Kurucu Genel Müdürü ve Araştırmacı Yazardır.

     1941 yılında İstanbul’un Fâtih
ilçesinde, Hırka-i Şerif semtinde doğmuştur. Yüksek tahsilini Ankara Üniversitesi
Dil-Târih ve Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü’nde tamamlamıştır.

     1962 yılında, Allah dostlarından
mutasavvıf ve mütefekkir yazar Sâmiha Ayverdi’yi tanıma bahtiyarlığına
kavuşmuş, el öpüp mânevi terbiye halkasına katılmıştır.

     1967
yılında Ankara’da Millî Kütüphane’de memuriyet hayâtına başlamış; sırasıyla
Şef, Müdür Yardımcısı, Müdür ve Başuzmanlık görevlerinde bulunmuştur.

     1970-1971 yılları arasında Millî Eğitim
Bakanlığı’nca İngiltere’ye kütüphanecilik eğitimine gönderilmiştir.
İngiltere’de İngiliz Millî Kütüphanesi’nde, staj çalışmalarına katılmıştır.

     İngiltere’den bir süreliğine
Finlandiya’ya geçmiş, Fin Millî Arşivi’nde meslekî konularda çalışmalarda
bulunmuştur.

     1976 yılında, dönemin Başbakanlık
Müsteşarı Sayın Ekrem Ceyhun’un bizzat dâveti üzerine, Başbakanlık bünyesinde
‘Cumhuriyet Arşivi’nin kuruluşuna öncülük etmiştir.

     13 Temmuz 1987’de Devlet Arşivleri Genel
Müdür Yardımcısı; Sayın Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde 13 Şubat
1992’de ise Devlet Arşivleri Genel Müdürü olarak görevlendirilmiştir. Bu
görevi 1998 yılına kadar devam etmiştir.

     Açılışı 29 Ekim 1988 târihinde dönemin
Başbakanı rahmetli Turgut Özal tarafından yapılan Ankara Yenimahalle’deki
Devlet Arşiv Sitesi’nin arşivcilik hizmetlerine göre projelendirilmesi ve
araştırmacıların yararlanmasına sunulması çalışmalarını yürütmüştür.

     Ankara’daki ‘Cumhuriyet Arşivi’ ile İstanbul’daki ‘Osmanlı Arşivi’, Binark’ın Genel Müdürlüğü döneminde ‘Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü
çatısı altında birleştirilmiştir. İlgili arşiv mevzuatının hazırlanması ve
uygulamaya konulması da genel müdürlüğü döneminde olmuştur.

     Cumhuriyet Türkiyesi’nden gelecek
kuşaklara sâhip olmakla gurur duyacakları Cumhuriyet Arşivi’nin kurulması,
Osmanlı Arşivi’ndeki tasnif çalışmalarının bilgisayar destekli olarak
hızlandırılması ve tasnifi tamamlanan arşiv fonlarının kataloglarının
yayınlanması ve Osmanlı arşiv belgelerinin restorasyonlarının sağlanması
konusunda büyük hizmetleri olmuştur.

     Genel Müdürlüğü döneminde, Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğünün seri hâlinde yayınlanan belgelere dayalı
kitaplarıyla Ermenilerin asılsız soykırım iddialarının târih önünde
çürütülmesine öncülük etmiştir.

     Aynı dönemde, Osmanlı Arşivindeki Türk
dünyâsı ve Türk varlığı ile ilgili arşiv belgelerinin, Osmanlı fermanlarının,
Mühimme ve Tapu Tahrir Defterlerinin tıpkı basımları ve transkripsiyonlu
metinleri ile Osmanlı Arşivi kataloglarının neşri sağlanmış, daha önce
Osmanlı Devleti idâresinde bulunan ülkelerin arşiv ve kütüphanelerinde
bulunan Osmanlı dönemi arşiv belgelerinin örnekleri Devlet Arşivimize
kazandırılmıştır.

     1930’lu yıllarda Bulgaristan’a okkası 3
kuruş 10 paradan satılan Osmanlı arşiv belgelerinin örneklerinin Devlet
Arşivimize geri getirilmesi ve kataloglarının yayınlanması, Binark’ın Genel
Müdürlüğü döneminde gerçekleştirmiş olduğu çok önemli hizmetlerdendir.

     Arşivcilik eğitiminin Türkiye’de ilk
defa üniversite seviyesinde başlatılmasına da öncülük etmiş; Ankara,
Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinde uzun süre arşivcilik dersleri vermiş,
arşivci ve akademisyen yetiştirmiştir. Modem arşivcilik, Türk arşivcilik
târihi, kütüphanecilik târihimiz ve eski kitapçılık sanatlarımız konusunda
çok sayıda telif ve tercüme eseri Türk arşivciliğine ve kütüphaneciliğine
kazandırmıştır.

     1964 yılında yazı hayatına girmiş,
kütüphanecilik, kitapçılık sanatlarımız, Türk arşivciliği ve modem arşivcilik
gibi meslekî yayınlarının yanı sıra, kültür târihimiz, Ermeni meselesi, yakın
dönem Türk parlamento târihi, bibliyografya ve biyografi konularında 60’dan
fazla telif eseri yayınlanmıştır. Bu konularda 200’den fazla makale, inceleme
yazısı, millî ve milletlerarası kongrelere sunulmuş tebliği bulunmaktadır.
Kitap ve makale olmak üzere bâzı araştırmaları yabancı dillere de tercüme
edilmiştir.

     1983-1986 yılları arasında T.C. Bakanlar
Kurulu Kararıyla İslâm Konferansı Teşkilâtı İslâm Târih, Sanat ve Kültürü
Araştırma Merkezi’nde, Uzman Araştırmacı olarak Türkiye’yi temsilen görev
yapmıştır.

     Türk kütüphaneciliğine, arşivciliğine,
kültür ve fikir hayâtına yaptığı hizmetlerden dolayı, Türk Ocakları Genel
Merkezi, Ankara ve İstanbul Aydınlar Ocağı, Avrasya-Bir Vakfı, Türk Dünyası
Araştırmaları Vakfı, İstanbul Fetih Cemiyeti, Kubbealtı Akademisi, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Irak Türkmen Cephesi, Türkiye Yazarlar
Birliği, Hacettepe ve Ankara Üniversiteleri Arşivcilik Bölümleri başta olmak
üzere, bâzı kurum ve kuruluşlarca taltif edilmiştir.

     Meslektaşları tarafından hazırlanan
‘İsmet Binark Armağanı’ Türk Edebiyatı Vakfı tarafından 2015 yılında armağan
kitap olarak yayınlanmıştır.

İsmet Binark’ın yayınlanmış 50’den fazla
kitabından birkaçı:

Doğumunun 95. Yıldönümü Münâsebetiyle Ziya
Gökalp Bibliyografyası
.

-Eski
Kitapçılık Sanatlarımız.

-Asılsız
Ermeni İddiaları ve Türklere Yaptıkları Mezâlim

-Sâmiha
Ayverdi’nin Mektupları

-Vefâtının
Onuncu Yılında Sâmiha Ayverdi

-Vakıf
Medeniyeti. İslâmiyet’te ve Türklerde Vakıf ve Yabıncı Göz ile Osmanlı
Vakıfları

-Kültür
ve Din. Dinin Toplum Bütünleşmesindeki Yeri

-Tasavvuf
ve Temel Kavramları

-Bir
îhlâs Abidesi İlhan Ayverdi

-Bay
Efendi.

-Sâmiha
Ayverdi ’nin Fikir ve Gönül Dünyâsından Seçmeler

-Gönül
Dünyâmızı Aydınlatanlar

-İlhan
Ayverdi Hâtıra Kitabı

 

 

KUŞBAKIŞI

YÜKSELEN
MİLLİYETÇİLİK                                                                                                                                                                          
‘Yeni Türkçülüğün Esasları’ 1

Türk
2000’ler Vakfı Şeref Başkanı ve ‘9’lar Enstitüsü Kurucusu Ord. Prof. Dr. Reha
Oğuz Türkkan’ın telif ettiği eserin yenilenmiş 2. Baskısı, 13,5 X 21 santim
ölçülerinde, 518 sayfadır.

Reha
Oğuz Türkkan 3 Mayıs 1944 Türkçülük olayları sebebiyle tevkif edildi.  Sansaryan Han’da ‘tabutluk’ denilen hücrede işkenceye mâruz kaldı. Türkçülüğün
meş’ale isimlerinden biri idi. 18 Ocak 2010 târihinde 90 yaşında ebedî âleme
intikal eden Türkkan Hoca, hukukçu, tarihçi, yazar, Türkolog, psikolog,
senarist, gelecekçi (futurist) gibi unvanlara sâhip çok yönlü bir insandı. Beraat
ettikten sonra 1947-1972 yılları arasında Columbia üniversitesinde, 1975-1976
yıllarında İstanbul Üniversitesi’nde ve daha sonra da 1996 yılında Ahmet Yesevi
Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı.

Bilindiği
gibi ‘Türkçülüğün Esasları’ hakkında
ilk kitabı, 1920’li yıllarda Ziya Gökalp yazmıştı. Türkçülük statik (durağan)
değil, dinamik (değişen, gelişen yenilenen) bir yapıya sâhiptir. Bu sebeple
eserinin adında ‘yeni’ sıfatını
kullanmıştır.

Üç
bölüm olarak tasnif ettiği eserinin birinci bölümünde; ideolojiler, fikirler ve
inançlar yelpâzesinde yer alan: Kapitalizm, Liberalizm, Marksizm, Komünizm,
Sosyalizm, Faşizm ve Milliyetçilik hakkında bilgiler var.

İkinci
bölüm; Türk Milliyetçiliği, Türk Milliyetçiliğinin / Türkçülüğün Târihi,
kimlik, dil, târih, genel kültür, aile, askerî güç ve târım dâvâlarımız
başlıkları altında açıklamalardan oluşuyor.

Üçüncü
bölümde ‘tehlikeler’ yer alıyor. Tehlikeler; Dış siyâsetimiz, Terör / Bölücülük
/ Kürtçülük, Madde Bağımlılığı, İktisâdî Krizler, Çevre ve Sağlık Problemleri
ve Eğitimde Düzelmeyen Hatâlar olarak gruplandırıldıktan sonra, uygulanabilir
çözüm teklifleri sunuluyor. 

POZİTİF YAYINLARI:

Alemdar
Mahallesi, Çatalçeşme Sokağı, Çatalçeşme Han, Nu: 52/2 Cağaloğlu, İstanbul.

Telefon:
0.212-514 57 87, Belgegeçer: 0.212-519 09 14 e-posta:
sdcimen@gmail.com  // www.pozitifkitap.com    
 

 

OLİVER TWİST

1812-1870 yılları arasında yaşayan İngiliz
yazar Charles Dickens’ın çok okunan
çocuk romanı, Oliver Twist, Bilgeoğuz Yayınlarının 720. Kitabı olarak okuyucuya
sunuldu. 13,5 X 20 santim ölçülerinde 111 sayfadır. Ümmühan Cengiz tarafından yayına hazırlanan eser, kötü insanların
mutlaka cezalandırılacakları tezini işlemesi, düzgün Türkçesi ve çocukları
iyiye, doğruya ve güzele yönlendirmesi sebebiyle harâretle tavsiye edilebilecek
bir romandır.

Oliver Twist dünyaya gelirken annesi vefat
eden bir öksüzdür. Annesinin kimliği meçhul olduğundan babasının kim olduğu da
bilinmemektedir. 30 kadar çocuğun bulunduğu sâhipsiz çocuklar evine gönderilir.
Orada bakım ve beslenme şartları çok kötüdür. 9 yaşına geldiğinde düşkünler
evine nakledilir. Burası geldiği yerden daha berbattır. İşkencelerle geçen 15
günden sonra bir tabut imâlatçıs, kendisini çırak olarak yanına alır. Oliver
ilk gece tabutların bulunduğu odada yatırılır. Bütün gece uyuyamaz.

Oliver, bataklıklarda yetişen nâdide
çiçekler gibidir. Temiz kalpli ve dürüst… Kötü insanlar cezalandırılır da
iyiler mükâfatlandırılmaz mı? Kitabı okuyanlar hem haz duyacaklar hem de bu sorunun
cevabını öğrenecekler…

BİLGEOĞUZ YAYINLARI:

 Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu:
35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65

Belgegeçer:
0.212-527 33 64  e-posta:
bilgi@bilgeoguz.com.tr 
www.bilgeoguz.com.tr

 

MİZAH
KİTABI

Mizah; roman, hikâye, seyahatnâme, şiir
gibi… edebiyatın bir dalıdır. Hâdiselerin gülünç, alışılmadık ve çelişkili
yönlerini yansıtarak insanı düşündüren, eğlendiren veya güldüren yazılardır. Bu
tür yazılar, MÖ 450’li yıllardan beri yazıla-gelmektedir. İlk mizah eserinin
Aristophanes (446-386) tarafından yazıldığı bildirilmektedir. Tiyatro eseri
olarak kaleme alınan ‘Bilgelerin Şöleni
isimli kitabın yalnızca adı günümüze ulaşabilmiştir.

Türklerde mizah türü yazıların Nasreddin
Hoca fıkralarıyla başladığı söylenebilir. 1200’lü yılların ilk çeyreğidir.
Osmanlı Devleti’nde mizah türü ilk yazılar, 1840’lı yıllardan itibâren
görülmeye başlandı. Bunlar sahne eserleriydi. Söz ve hareket komiği birlikte
sergileniyordu

Önceki İçerikSorularınız Yoksa Cevapları Anlayamazsınız
Sonraki İçerikDoğum Oranlarında Keskin Düşüş
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.