Tarihi Olayları Tahrif Etmek

95

Bazı liderler nedendir bilinmez
ama tarihi olayları tahrif edip çarpıtmak için sanki özel çaba sarf ederler. Bu
eskiden olduğu gibi günümüzde de ne yazık ki devam ediyor.

Sanıyorum 2012 yılının Nisan
ayında zamanın Başbakanı gurup konuşmasında elinde Cumhuriyet gazetesini
sallayarak: “İşte CHP zihniyeti bu,
camiyi bakın nasıl ahıra çevirmişler, hem de kendi gazeteleri Cumhuriyet yazıyor
.”

Evet, 20 Nisan 1936 tarihli
Cumhuriyet gazetesi böyle bir haber yazıyordu ama bahsedilen haberin içeriği
tamamen ters-yüz edilerek veriliyordu.

Gazetede yazan olay haberin
Başlığı: “Bu ne insafsızlık,
Seferihisar’da tarihi cami ahır yapılmış

Ve yazının devamı: “Seferihisar’ın Hereke Köyü’nde bir cami
tahrip edilmiş ve ahır haline getirilmiştir. Müze müdürü, tahkikat yapmıştır.
Verdiği malumata göre, kütüphane ve medresesi vardır. Kütüphanesinden eser
kalmamıştır. Evren oğullarından Kasım tarafından inşa ettirilmiştir. Üstündeki
Arapça yazıya göre, 641 yıllık olduğu anlaşılmıştır. Osmanlı-Türk stilindedir.
Tahribata rağmen, geriye kalan kısmı muhafaza edilirse, kıymettir.

Evet, cami ahır yapılmış ama
camiyi ahır yapanlar kurtuluş savaşından önce İzmir’i işgal eden Yunan
askerleri. İşte o günkü Cumhuriyet gazetesi, Yunan askerinin kutsal mekâna
yaptığı saygısızlığı dile getiriyor.

İzmir depremi sonrasında yapılan
konuşma ve verilen demeçlerde yine tarihe şaşı bakanlarda, aynı çarpıtmayı
görüyoruz.

Canı yanmış millet perişan
vaziyette, bazı yanlış yapılan, ters giden işler var ve muhalefet sözcüleri acil
çözüm için bunları dile getiriyor.

 Vay sen misin bu eleştirileri yapan…

81 yıl geriye giden Cumhurbaşkanı
Erzincan depremini kastederek: “CHP
sözcüsünün dedesi de o zaman İçişleri Bakanı’ydı. Kalkıp da geriye bakıp neler
olmuş bunu sorgulama hassasiyetini göstermeyen bu zihniyet, kalkıyor bu yalan
yanlış ifadeleri kullanabiliyor
.”

Pes doğrusu.

CHP sözcüsü bugünkü Faik
Öztrak’ın dedesi Faik Öztrak, deprem anında bırakın içişleri bakanı olmayı
kabinede dahi yoktu. Deprem sırasındaki içişleri bakanı Refik Saydam’dı ve o da
vazifesini lâyığı ile yapmış olacak ki, bir ay sonra yeni kurulan hükümetin
başbakanı olacaktı. Faik Öztrak ise depremden sonra kurulan hükümetin yeni
içişleri bakanıydı.

27 Aralık 1939 Erzincan
depremiyle bugünkü İzmir depreminin kısa bir kıyaslamasını yapacak olursak;
ulaşım ağı olarak tek demiryolu var o da depremden büyük hasar görmüş, bugünkü
gibi cep telefonu yok, telefon telgraf altyapısı çökmüş deprem bölgesiyle
irtibat tamamen kesik. Ama bölgeden gelen haberler çok vahim, Erzincan yerle
bir olmuş, enkaz altında kaç kişi var bilinmiyor.

O günkü memleketin şartlarında
dahi hemen yurt genelinde bir kampanya başlatılıp, dolar karşısında Türk Lirası
karşılığı 1. 8 iken bölgeye yedi milyon acil yardım gönderiliyor. Bu gün bir
dolar karşılığı 7.65 olmasına rağmen İzmir’e sekiz milyon acil yardım ve destek
parası gönderildi. Kıyaslamaya bakar mısınız? O günün şartlarında bu günkü AKUT,
AFAT gibi kuruluşlar yok, iş makineleri yok, arama kurtarma çalışmalarına
hapishaneler boşaltıldı, enkaz altındakileri kazma küreklerle mahkûmlar
çıkardı.

Geçmişe laf söylerken biraz
insaflı davranıp bunların da göz önüne alınması gerekiyor. Aksi takdirde hem
ecdada vefasızlık yapmış olursunuz, hem de inandırıcılığınızı kaybedersiniz.

Sağlıklı kalın.

Önceki İçerikKur’an – Nâme
Sonraki İçerikOkul – Öğrenci – Kitap
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.