Suriye ve Türkmenler

57

Suriye konusu bizim için oldukça önem arz etmektedir.

Suriye konusu Türk Milleti için çok hassas bir konudur.

Türk Milleti, Türk Milliyetçiliği adına düşünen ve hareket edenler açısından son derece sıkıntılı bir durum ortaya çıkmıştır.

Hükümet, Suriye konusunda maalesef sınıfta kalmış ve içinden çıkılamayacak bir ortama ülkeyi sürüklemiştir.

Suriye politikası baştan beri yanlıştır. Hoş dış politikada çok doğru işler olmamaktadır ama o konu bu yazının konusu dışındadır.

Suriye’de kim iktidarda olursa olsun, bizim için önemli olan Suriye Türkmenleridir, onların güvenlikleridir ve onların Türk Dünyası içindeki yerlerinin devam etmesidir.

Suriye ve Suriye Türkmenlerini yakından bilenlerden birisiyim.

Uzun yıllardan beri Suriye Türkmenleri ile temasım sürmektedir.

Bu nedenle dün ve bugün neler düşündüklerini -en azından büyük bir kısmının- az-çok bilmekteyim.

Mevcut iktidar, Anadolu Türklüğünü kırk katır mı, kırk satır mı noktasına getirmiştir.

Neden?

Bunun en önemli nedeni, Anadolu Türklüğünün en az yüzyıldan beri Batı adı verilen Haçlı zihniyetiyle adeta boğaz boğaza savaş vermesidir.

Bu nedenle Anadolu Türklüğü, Batının bir icadı olan Arap Baharı ve bunun projesi olan Büyük Orta Doğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika oyununu nefretle karşılamaktadır.

Anadolu Türklüğü inanmaktadır ki, Suriye ve İran ile birlikte sıra kendisine gelecektir.

Bu anlayışların sonucu olarak kamuoyumuz, iktidarı, Batının oyununa gelmekle suçlamaktadır.

Suriye Türkmenleri kardeşlerim, bu durumu anlayışla karşılayacaklardır eminim. Ancak, doğru anlatılabilirse.

Öbür taraftan, Suriye Türkmenleri kardeşlerim haklı olarak Esat ailesinin Türk düşmanlığını yakından ve içinden ve de uzun yıllardan beri yaşamaktadırlar. Esat ailesinin Türkmenlere nasıl baktıklarını ve nasıl Türkmen katliamları yaptıklarını bilmektedirler.

Bundan dolayı Esat ailesine hemen hemen tamamen karşıdırlar.

İşte düğüm noktası burada başlamaktadır.

Bir tarafta Anadolu Türklüğünün, Emperyalist Batının oyununu bilmesi, görmesi, anlaması ve buna açık ve sert tepkisi, bu egemen güçlerin oyununu bozmak isteği, öbür tarafta ise, Suriye Türkmenlerinin Esat ailesine olan bakış açısı.

İktidar, baştan beri yanlış politika izlemiştir dediğimiz nokta  tam da budur.

En baştan yapılacak iş, orada 3,5-4 milyon Türkmen soydaşımız vardır ve onların güvenliği bizim güvenliğimizdir deyip başka konulara girmeden süreci takip edecekti.

Böyle bir durumda, hem ülkemiz bu kadar yalnız kalıp ağır bedeller ödeme durumunda olmazdı, hem de Anadolu Türklüğünün, Suriye Türkmenleri konusunda açıkça dikkati çekilmiş ve uyarılmış olurdu.

Bu aşamadan sonra iş çok zora girmiştir.

Irak konusunda, Barzani ile işbirliği yapıp, Irak Türkmenleri zarar görürken ve bu konunun nasıl çözüleceğini düşünürken, Suriye konusunda da, boyumuzu aşıp Anadolu Türklüğünün Suriye Türkmenleri konusunda dikkatini verememesine neden olmuşlardır.    

İşte bu nedenle, kırk satır mı kırk katır mı durumunda kaldık diyorum.

Ama, her şeye rağmen, meseleleri bilenler ve Türk Milliyetçisi olanlar, Suriye Türkmenleri kardeşlerimizi rahatsız edecek ifadelerden kaçınmalıdırlar. Onların büyük bir çoğunluğunun Türkiye’ye bağlılıklarını yakından biliyorum. En azından aydın kesimle irtibatlarımızı kurup yukarıdan beri anlatmaya çalıştığım gerçekleri bütün açıklığı ile anlatmalıyız.       

Doğru davranmak, tarihin bir yerinde mutlaka olumlu karşılığını bulur.