Azerbaycan Türklerinden Sabir Şahtahtı,14,5 X 20,5 santim ölçülerindeki 192 sayfalık eserinde; Ermeni Meselesi’nin dünü – bugünü ve Ermeni terör örgütlerinin işledikleri organize suçlar hakkında kısa ve kolay anlaşılır bilgiler veriyor. Söze; ‘Ermeni Meselesi, Ermenilerin değil, Osmanlı Devleti ile çıkarları çatışan İngiltere ve Rusya’nın dâvâsı olarak ortaya çıkmıştır. Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya ve İtalya Ermenilere destek vermiştir.’ Cümleleriyle başlıyor. Ermeni meselesinin; Osmanlı Devleti’nin parçalanmasında ve topraklarının pay edilmesinde menfaatleri olan büyük güçlerin oyunu olduğunu belirtiyor. Bu oyun, belirtilen devletlere hiçbir şey kazandırmadığı gibi Ermenileri de perişan etmiştir. Ermeniler, adı geçen ülkelerin (âmiyâne tâbiriyle) dolduruşuna öyle kanmışlardır ki, gerek terör örgatlerinin elebaşıları gerekse, din görevlileri, çok açgözlü davranmışlardır. Yazar bu hareketleri, ‘hastalıklı Ermeni hülyâsı‘ olarak vasıflandırıyor. Yazdıkları, kuru birer iddiadan ibâret değildir. Eserinin 155’ten169’a kadar olan sayfalarında kapak resimlerini de verdiği kitaplardan iktibaslar bulunuyor.
Bu iktibaslardan bazıları şöyledir:
Jorj de Malevil, 1915’te Ermeni Faciası, Bakü 1990, s:77-95:
…1914 yılı savaşının arifesinde Osmanlı yöneticileri Ermenilere karşı zerre kadar ırkçı tavır sergilemiyorlardı… Kindar teşvikçiler ne kadar iddialarda bulunsalar da, Osmanlı Devleti’nde ‘dinde ırkçılık’ anlayışı mevcut değildi. Osmanlı’nın dayandığı şeriat, yâni Kur’an nizamı bu gibi durumların aleyhindeydi… Ermenilerin gönüllülerden oluşan silahlı çeteleri sivil Türklerin soykırımına başlamak için 1916 veya 1918 yıllarını beklemiyorlardı. Onlar bu politikayı 1915, hattâ bâzı yerlerde 1914 yılı sonlarından itibâren uygulamaya başlamışlardır.
Tsertsvadze F., Ermeni Millî Birliği, New York, 2009, s:71,72
29 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’nin Van bölgesinde Ermeni gönüllülerinden ‘Doğu Anadolu’ silahlı birliklerinin oluşturulmasına başlandı… 1915 yılının başlarında Ermeni gönüllüleri Rus ordusu bünyesinde savaşlara katıldılar… 1915 yılının Mart ayında Ermeni silahlı birlikleri 40 binden fazla Müslüman’ı kurşuna dizdiler… 1915 yılının Mayıs ayında Ermeniler Müslüman Türklere karşı geniş kapsamlı soykırımlar gerçekleştirdiler. Öldürülenlerin çoğu yaşlı, çocuk ve savunmasız masum insanlardan ibaretti.
Talibi R., 1915 Senesi-Müslümanlarla Ermeniler Arasındaki Gerilimin ve Müslüman Soykırımlarının 8 Asırlık Tarihine Bakış. Tahram 2009, s: 329, 339, 365 (Farsça)
Ermeni Patriği Narses 1876 yılında Vatandaşlık Meclisi Şurasına sunduğu mektubunda şöyle yazıyor: ‘Şâyet günümüze kadar Ermeni Milleti, millet olarak korunduysa ve inancını, kilisesini, dilini, târihî ve kültürel değerlerini muhâfaza ediyorsa, bütün bunlar Türk hâkimiyetinin Ermeni milletini himâye etmesi sâyesindedir…’ Amerikalı târihçiler millî arşivlerde yürüttükleri araştırmalar sonucu şöyle bir kanaate varmışlardır: ‘Rusya’nın Kafkasya’daki ordusunda çok sayıda gönüllü Ermeni askeri vardı. Onlar iki gün boyunca Van’da yerli halkı, yâni Türkleri vahşice katletmişlerdir.’
Şahtahtı Sabir, Hazal Oldu Hocalı’nın Hazangülü, Tahran 2012, s: 15-17, 40, 89 (Farsça)
Hocalı’da esir düşün Azerbaycan Türklerinin dehşet uyandıran ifadeleri:
Emirova Hazangönül: ‘Ermeniler rehin aldıkları babamı gözümün önünde ağaca bağlayıp diri diri yaktılar…‘
Memmedova Temaşa: ‘Ermeniler gözlerimin önündü oğlumu ve damadımı kurşuna dizdiler. Kurda kuşa yem olmasın diye baş örtümü açıp oğlumun cesedinin üstüne serdim.’
Kahramanova Entige: “Ermeniler damadıma, ‘Karabağ sizim mi yoksa bizim mi?’ Diye sordular. Tevekkül de ‘Bizim’ cevabını verdiği için O’nu ağaca bağlayıp diri diri yaktılar.”
Ermeni Terörü, Bakü 2005, s: 14,133-140
Terör yöntemleri, 1885 yılında kurulan Armanekan, 1887 yılında kurulan Hınçak ve 1890 yılında kurulan Taşnaksutyun gibi Ermeni partilerinin programlarının temelini teşkil ediyor. 1989-1994 yıllarında Ermeni devleti Azerbaycan’da ağır sonuçlar doğuran çok sayıda terör eylemi gerçekleştirmiştir… 1885 yılından itibaren çeşitli ülkelerde kanlı terör eylemleri yapan Ermeni terör örgütleri faaliyetlerini devam ettirmektedirler.
Eser, Türkiye’de 2015 yılında yayınlandı.
Araz Yayıncılık:
Acıbadem Mahallesi, Nazifbey Sokağı Nu: 41/3 Kadıköy, İstanbul. Telefon: 0.536-633 71 74
e-posta: info@arazyayincilik.com www.arazyayincilik.com
SABİR ŞAHTAHTI: 1968 yılında Azerbaycan’da; Nahçivan’ın Şahtahtı köyünde doğdu. 1993 yılında Azerbaycan Devlet Petrol Akademisi’ni, 2007 yılında Devlet İdarecilik Akademisi’ni bitirdi. İlk yazıları 1983 yılında Azerbaycan Devlet Televizyonu’nun Ozan programında seslendirildi. 2007 yılının Nisan ayından 2014 yılının başlarına kadar Azerbaycan Devlet Haber Ajansı ve Azerbaycan Televizyonu’nun İran’daki resmî temsilcisi görevlerini üstlendi. 2014 yılında Azerbaycan Televizyonu’nun Türkiye ve Suudi Arabistan temsilciliğine tâyin edildi. Basılmış Eserleri: *Tanrı Sevgisi, *Azerbaycan: Takvimde Dört Kara Gün ve *Hazal oldu Hocalı’nın Hazangül’ü.
Siyâsî bilimler doktoru olan yazar, Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin üyesidir.
|
Alman Cihadı ve Ermeni Sürgünü
Kerem Çalışkan Ermeni meselesini Almanya ekseninde inceliyor. Bilinmektedir ki Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na Almanya’nın teşvikiyle girdi. Yazar, Sultan İkinci Abdülhâmid Han döneminde Osmanlı ordusunu modernleştirmek ve güçlendirmek maksadıyla dâvet ettiği Alman generallerin, Birinci Dünya Savaşı sırasında da siyâsî ve askerî yönetimde söz sâhibi olduğunu belirtiyor.
‘Biz yapmadık, Almanlar yaptı…’ bahânesinin ardına sığınmamıza kapı açmaması lâzım geldiği gerçeğini önemle belirterek, Ermenilerin nakil ve yerleştirme plânları Alman generallerin projesidir. Bu generaller, Colmar von der Goltz Paşa’nın yetiştirmesidir ve O’ndan emir almaktadırlar. Nakil ve iskân projesi ile Almanlar hem kendileri için tehdit unsuru olarak gördükleri Rusya’nın sıcak denizlere inmesini engelleyecekler hem de uzun vâdeli planları arasında bulunan Mısır ve Hindistan’a hâkim olacaklardı. 93 Harbi sırasında Almanya’daki fabrikaların ürettiği silahları Osmanlı’ya satmak da Goltz Paşa’nın vazifeleri arasındaydı.
Almanya, Ermenilerin nakil ve yerleştirme planının gerçekleşmesi sırasında hiçbir siyâsî, askerî sorumluluk üstlenmemiş, projenin bu cihetini tamamen Osmanlılara yüklemiştir.
Almanya’nın başka bir hedefi daha vardır: Anadolu’da Kürtleri güçlendirmek… Ermenilerin nakledilmesiyle sempati (!?) duydukları Kürtlere; fırsatlar, imkânlar sunuluyordu.
Kerem Çalışkan, Ermeni meselesini inceleyen diğer kitaplarda hiç ele alınmayan veya kısaca temas edilen bu hususları bütün teferruatıyla anlatıyor.
O Goltz Paşa, 12 yıl gibi uzun hizmet döneminden sonra ülkesine dönünce yazdığı ‘Türk İmparatorluğu’nun Güçlü ve Zayıf Yönleri‘ başlıklı makalesinde; ‘Osmanlı, zâten yönetemediği ve isyan hâlindeki unsurlarla dolu Avrupa topraklarını terk etmelidir. Rumeli ve Balkanlardaki Müslüman ve Türk nüfusu, Anadolu’ya taşıyarak kendisini Anadolu ve Arabistan’da sağlamlaştırmalıdır. Osmanlı yönetimi, yozlaşmış başşehri İstanbul’u da bırakarak, merkezini Konya veya Şam’a taşımalıdır.’
Goltz Paşa bu yazıyı yazdıktan 12 yıl sonra, 1912’de Balkan Savaşı patlak verdi ve Rumeli ile Balkanlardaki Müslüman Türk nüfus, Hıristiyan Avrupa topraklarından, 600.000’i öldürülerek 1.500.000’i de mecburî göçe zorlanarak kovuldu.
Bilinmektedir ki Almanya, Birinci Dünya Savaşı’ndan galip çıksaydı, 8 Şubat 1919 günü, İstanbul’a beyaz atının üzerinde, Türk bayrağının üzerinden geçerek meydan savaşı kazanmış edasıyla giren Fransız Lois Franchet d’Esperey değil, Alman generallerden biri, belki de Goltz Paşa olacaktı. İstanbul’daki yönetim kadrosunu, Türk ve Müslüman unsurlarla birlikte Konya’ya nakletmek için… Kimbilir Goltz Paşa’nın hayal hânesini, Alman İmparatoru Türk ve İslam dostu İkinci Wilhelm’i doğum yeri olan Prusya’ya gönderip Alman Kayzer’i olmak düşüncesi de süslemekteydi…
Almanya’nın (İttihat ve Terakki yöneticileri aracılığıyla) Osmanlı’yı; İngiltere’nin Arapları; Rusya’nın da Ermenileri kullandığı Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki Türk Kurtuluş Savaşı, Goltz Paşa’nın evdeki hesabını bozdu. Ki o planın içerisinde, Almanya’nın tavsiyesi ile inşa edilen Bağdat Demiryolu sâyesinde, Berlin’den Basra’ya uzanan Alman İmparatorluğu düşüncesi de vardı.
Kerem Çalışkan, gazetecilikten gelme titiz araştırmacılığından aldığı güçle, kitabının 114, 115 ve 116. sayfalarında, (özetlenerek verilen) resmî tarih bağımlılarının gözlerini faltaşı gibi açtıracak şu bilgileri veriyor:
Ermeni araştırmacı Vahakn N. Dadrian, bütün kitapları Türkçeye çevrildiği halde, yazılışının üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen Türkçeye çevrilmeyen ‘Ermeni Soykırımında Alman Sorumluluğu‘ isimli kitabında açıklıyor:
Türkiye’de Birinci Dünya Savaşı’nda 1914-1917 arasında Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten General Bronsart von Schellendorf, Ermeni meselesinin baş sorumlusudur. Bu sırada yaşanan olayları, Erzurum ve Halep’teki Alman konsoloslarının raporlarından detaylı olarak bildiği halde göz yummuştur. Diğer sorumlular: Albay Felix Guse, Albay Otto von Feldmann, Amiral Wilhelm Souchon, General Hans Friedrich Leopold von Seeckt, Albay Kont Eberhard Wolffskeel von Reichenberg, Alman Büyükelçi Hans Freiherr (Baron) von Wangenheim ve Deniz Yarbayı Alman Ataşesi Hans Humann…
Remzi Kitabevi: Akmerkez e3-14 Etiler, İstanbul. Telefon: 0.212-282 20 80 Belgegeçer: 0.212-282 20 90 e-posta: post@remzi.com.tr www.remzi.com.tr
KEREM ÇALIŞKAN 1950 Balıkesir doğumlu. 1970’de İstanbul Alman Lisesi’nden mezun oldu. 1977-1980’de Aydınlık gazetesi İşçi-Sendika servisinde, 1983-1992 arasında Cumhuriyet gazetesinde, 1992-1994 arasında Sabah Gazetesi’nde çalıştı. 1994-1998 tarihlerinde Yeni Yüzyıl gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1999-2001 yılları arasında NTVMSNBC internet haber sitesini yönetti. 2001-2005 arasında Tempo dergisi genel yayın yönetmenliğini, 2009’da Hürriyet yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Hâlen serbest gazetecilik yapıyor. Bertolt Brecht’in ‘Aşk Şiirleri’ ve ‘Tiyatro Şiirleri’ Wim Wenders’in biyografi kitabını Türkçeye kazandırdı. *100 Yılın Rövanşı *100 Yılın Darbesi-Babıâli Baskını ve *100 Yılın Örgütü-İttihat ve Terakki isimli kitapları yazdı.
|
KUŞBAKIŞI:
Türklerde Devlet Anlayışı
Târihleri boyunca planlı ve sistemli bir surette yaptıkları göçlerle eski dünyanın dört bir tarafına yayılan, muhtelif kültür ve medeniyetlerle münâsebet kuran Türkler; beylik, imparatorluk ve nihayet modern mânâsıyla devlet vasıflarını hâiz irili ufaklı pek çok müesses yapılar vücuda getirmişlerdir. Bu siyasî yapıları yalnızca zamana ve mekâna bağlı bir tesâdüfler zinciriyle vücut bulmuş teşekküller olarak değerlendirmek mümkün değildir. Dikkatlice incelendiği takdirde, söz konusu yapıların zaman ve mekân farklılıklarına rağmen müşterek bir devlet geleneğinin mahsûlü oldukları görülür. Bugün, modern Türk devlet düşüncesini incelenmek için bu târihî seyri, Türk devlet düşüncesine vücut veren siyâsî kaideleri, müesseseleri ve teşkilât yapılarını göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Ancak uzun bir mesai ve üstün birgayret gerektiren bu hususu sağlıklı bir biçimde değerlendirmek; Türk târihinin hareketli ve dinamik yapısını dikkate almak, bu dinamik yapıya karşılık devamlılığı sağlayan unsurları tespit etmek ve münâsebet kurduğu kültürleri, medeniyetleri bilmek ile mümkündür.
Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, engin vukufiyeti ve derin tarih bilgisiyle bütün bu şartları yerine getirmiş ve her Türk’ün okuması gereken bu bilgiler 16,5 X 23,5 santim ölçülerinde, birinci hamur kâğıda basılı 368 sayfalık kitap olarak Ocak 2016’da okuyucuya sunulmuştur.
Ötüken Neşriyat:
İstiklal Caddesi Ankara Han Nu: 65/3 Beyoğlu 34433 İstanbul. Telefon: 0.212-251 03 50 Belgegeçer: 0.212-251 00 12 www.otuken.com.tr e-posta: otuken@otuken.com.tr
Evliya Çelebi ve 17. Yüzyıl Osmanlı Toplumu
29 Mayıs 2008 tarihinde Rahmet-i Rahman’a uğurladığımız Yrd. Doç. Dr. Dilâver Cebeci, Osmanlı’nın görgü ve merakını temsil eden Evliyâ Çelebi’yi ve yaşadığı dönemi anlatıyor. Merhum Cebeci sadece büyük bir şair değil; aynı zamanda yaklaşık çeyrek asırdır ‘Seyyahı Fakir Evliyâ Çelebi’ imzasıyla yazdığı yazılarla, büyük Seyyahımızın üslubunu günümüzde yaşatan kalem üstadıdır. Evliya Çelebi’yi ancak O, bu kadar mükemmel anlatabilirdi.
14 X 21,5 santim ölçülerinde 142 sayfalık kitabın 2. Baskısı 2009 yılında yayınlandı.
Bilgeoğuz Yayınları:
Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65
Belgegeçer: 0.212-527 33 64 e-posta: bilgi@bilgeoguz.com.tr www.bilgeoguz.com.tr
Milliyetçiliğimizin Temel Fikirleri:
1917’de doğup 1973’te ebedî âleme intikal eden Câhit Okurer, eğitim ve kültür meselelerine gönül vermiş bir muallim, bir müellif ve fikir adamı olarak yaşadı. Mütevazı fakat gayretli ve ısrarlı bir hayatı vardı. Bu satırların yazarı da lise talebesiyken O’nun rahle-i tedrisinden feyz aldı. O’nun bir ders yılında kendisine verdiklerinin bedelini, yaklaşık yarım asırdır kültürümüze hizmet gayreti içerisinde olarak milletine vermeye çalışıyor. Borç hâla ödenememiştir…
Aziz ve muhterem hocamın yazıları eğitim başta olmak üzere milliyetçilik ve kültür, edebiyat ağırlıklıdır. Ayrıca tiyatro ile ilgilenmiş, metinler yazmış, tercümeler yapmıştır.
Milliyetçiliğimizin Temel Fikirleri isimli, 13,5 X 19,5 santim ölülerinde, 224 sayfalık kitabında bugün yazılmış gibi, günümüz meselelerini tahlil eden, yol gösteren deniz feneri mesâbesinde 40 adet makalesi yer alıyor.
Kitabın ‘Giriş’ kısmında Cahit Okurer’in hayatını veren bir metin ve vefatının ardından yakın arkadaşları, ağabeyleri olarak Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan ve Bedi N. Şehsuvaroğlu ile talebesi Burhanettin Muz’un yazıları var.
Beş bölümden oluşan, özellikle gençlerimizin okuması gereken bu seçkin eseri Ezel Elverdi yayına hazırladı.
2009 yılında kitabın basılmasını Cahit Okurer’in kurucuları arasında yer aldığı ve kütüphanesini bağışladığı Türkiye Millî Kültür Vakfı destekledi.
Dergâh Yayınları:
Merkez: Binbirdirek Mahallesi, Klodfarer Caddesi Nu: 3/20 Altan İş Merkezi Sultanahmet – İstanbul.
Telefon: 0.212-518 95 78 Belgegeçer: 0.212-518 95 81 e-posta: bilgi@dergahyayinlari.com www.destek@dergahyayinlari.com
KISA KISA… KISA KISA…
1-SELÇUKLU DEVLETİNİN KURULUŞU: A. C. S. Peacock’tan tercüme eden: Zeynep Rona / İş Bankası Kültür Yayınları.
2-ERMENİ KAYNAKLARINDA TÜRKLER ve MOĞOLLAR: Hasan Oktay / Selenge Yayınları.
3- ÇALKANTI VE DALGA: Ebubekir Eroğlu. Timaş Yayınları.
4-TASAVVUF KİTABI: Cemil Çiftçi / Kitabevi Yayınları – Mehmet Varış.
5-GALAT-I MEŞHUR – DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR: Soner Yalçın / Kırmızı Kedi Yayınları.