Andropoz,
malumunuz olduğu üzere erkek türünde artık bu dünyadan elini eteğini çekme
hissi uyandıran evlerden ırak olası bir haldir.
Kutsal
bilgi kaynağı Vikipedi andropozun ne olduğunu şöyle açıklamaktadır; “Testosteron, erkeklerde bulunan derin seslerden,
kas kütlesinden, yüz ve vücut kıllarından sorumlu olan hormondur. Erkekler
yaşlandıkça, vücuttaki testosteron seviyesi ve sperm üretimi yavaş yavaş azalır ve bu
düşük seviyelerin bir sonucu olarak fiziksel ve psikolojik semptomlar yaşarlar.
Bu doğal yaşlanma sürecinin bir parçasıdır ve
testosteronun erkeklerin 30 yaşına ulaştıktan sonra her on yılda yaklaşık %10
azaldığı tahmin edilmektedir. Andropoz erkek hormonu olan testosteronda azalma
ile ilişkili bir durumdur. Menopozdan farklı
olarak, testosterondaki azalma ve semptomların gelişmesi, kadınlarda meydana
gelenlerden daha kademelidir. 50 yaşlarındaki erkeklerin yaklaşık %30’unda
düşük testosteron seviyelerinin neden olduğu andropoz belirtileri
görülecektir.”
Yine
kutsal bilgi kaynağı Vikipedi’ye göre andropozun cinsel belirtiler dışında
kalan belirtileri şunlardır; Enerji düşüklüğü, depresyon, sinirlilik ve ruh
hali değişimleri, güç kaybı, artan vücut yağı, sıcak basmaları, özgüven kaybı,
konsantre olmada bozukluk, motivasyonda azalma, uykusuzluk veya uyuma güçlüğü.
Andropoz
fiziki bir durum bozukluğu olmakla birlikte esasında hayatın farklı
kulvarlarında da kişilerin ve/veya toplulukların bu maraza maruz kaldıklarını
gözlemleyebiliyoruz. Örneğin hayatının erken dönemlerinde çok iyi eserler
vermiş bir sanatçıda biraz da ekonomik doygunluktan kaynaklanan rehavet
nedeniyle sanatsal üretimde kısırlaşma yani sanatsal andropoz görebiliriz. Söz
gelimi bir müzisyende müzikal andropoz, şairde şiirsel andropoz, yazarda edebi
andropoz görülebilir.
Andropoz,
siyaset sahnesi için de geçerli olabilecek bir durumdur. Bir siyasi iktidar,
iktidarının belli bir döneminden sonra ülkenin sorunlarının farkında olma ve bu
sorunları çözme hususunda kısırlık yaşayabilir. Hatta bu siyasi iktidar,
ülkenin sorunlarını çözme becerisini kaybetmiş olmanın sonucu olarak, çözmeyi
beceremediği bu sorunları artık umursamamaya da başlamış olabilir. İşte böyle
bir durumda mevcut siyasi iktidar için çanlar çalmaya başlamış ve bahsi geçen
siyasi iktidar siyasi andropoza girmiştir.
Siyasi
andropoza giren siyasi iktidarlarda özgüven kaybı, sinirlilik ve ruh hali
değişimi, konsantrasyon sorunu, sıcak basması, unutkanlık, sürekli birilerine
özellikle de gençlere çatma, anlamsız korkuya kapılma gibi semptomlar
gözlemlenir.
Siyasi
andropoza giren siyasi iktidarlar sürekli birilerine hakaret ederler ancak
kendilerine yönelik en ufak bir eleştiriye tahammül edemezler. En ufak
eleştirileri bile hemen yargı yoluyla ve üstelik hukuka aykırı bir şekle
cezalandırma yoluna giderler.
Siyasi
andropoza giren siyasi iktidarlarda korku hormonu salgılaması maksimum seviyeye
çıkar. Siyasi andropoza giren iktidar herkesten ve her şeyden korkar. En büyük
korkusu da iktidarı kaybetme ve akabinde de işlediği suçlardan dolayı yargı
önünde hesap verme korkusudur.
Siyasi
andropoza giren siyasi iktidar, muhalefete özellikle Cumhurbaşkanı adayını bir
an önce açıklaması için yüklendikçe yüklenir. Muhalefet ise Cumhurbaşkanı
adayını ısrarla ve inatla açıklamaz ve bu durum siyasi andropoza giren siyasi
iktidarı meraktan ortadan çatlayacak kerteye getirir.
Siyasi
andropoza giren siyasi iktidarlarda unutkanlık ve unutkanlığa bağlı gerçeğe
aykırı sözler söyleme çok sık görülür. Siyasi andropoza giren siyasi iktidar,
ülkeyi yıllardır kendisinin yönettiğini unutur ve rüşveti ortadan kaldıracağı
şeklinde beyanlarda bulunur. Veya bazen de kendisinden on yıllar önce inşa
edilen bir havalimanını kendisinin inşa ettiğini beyan eder.
Korku
hormonunun fazla salgılanması nedeniyle iktidarını kaybetme korkusuna kapılan
iktidar, bu korkusunu bastırmak için bir takım sert önlemler almaktan da geri
durmaz. Seçimlerden önce muhalif vatandaşların kendi aleyhinde paylaşım
yapmaması amacıyla sosyal medya düzenlenmesi adı altında yasal düzenleme getirir.
Sosyal medyada hoşuna gitmeyen paylaşım yapan vatandaşlara ceza vererek onların
hayatlarını karartmak ister.
Volkan
Konak’ın bir şarkısında diyor ya hani;
“Çekilmez
bir adam oldum yine
Huysuz,
aksi ve naleeet!”
Siyasi
andropoz tam da Volkan Konak’ın tarif ettiği gibidir işte!
Görüldüğü
üzere erkek neslinin hayatının son deminde andropoza girmesi gibi, siyasi
iktidarlar da siyasi hayatlarının son demlerinde siyasi andropoza girerler. Cenab-ı
Mevla bizleri andropozdan ve siyasi andropoza girmiş siyasi iktidarların
şerlerinden korusun. Siyasi andropoza giren siyasi iktidarları bir an önce
siyaset sahnesinden temizlesin. Ülkemize huzur, refah ve mutluluk nasip
eylesin.