Mahalli seçimlerin tarihi 29 Mart 2009. Şunun şurasında 5 ay var. Hal böyle olunca siyasetçilerde de bir hareket başladı. Artık eskisi gibi değil. Siyasetçi için sabit bir taraf yok. Bakıyorsunuz sol cenahta yıllarca siyaset yapmış olan siyasetçi sağ cenaha geçivermiş. Aynı şekilde radikal sağda olan da bir bakmışsınız solda siyaset yapmaya başlamış.
Yakın zamana kadar gerek sağ, gerekse sol sloganlar değişmezdi. Artık küçüklerin bile ezberinde idi.
Son zamanlarda bu sloganlarda değişti. Eskiler bayatladı. Şimdi her iki cenahta birbirine yakın söylemleri benimsemeye başladılar. Siyaset yapmak eskisi kadar kolay değil. Bir çok insanın ezberi bozuldu. Yeni yeni konular üretmek gerek. Mahalli meselelerde bir çok problem aşıldı.
Eldeki imkanlar şehrin eksiklerine harcandıkça dile getirilmesi gereken eksiklerde bir hayli azalıyor.
Bu kent daha çok iktidar- muhalefet çekişmesinden geri kaldı. Ne zaman iktidar A partisinde, belediyeler B partisinde oldu. Şehir parasal imkanlardan istifade etmekte zorlandı.
Hükümetler kendi yandaşı partilere parayı akıtırken, yandaşı olmayanlara parayı adeta koklattı. Bu sebeple belediyelerle iktidarın aynı partiye mensup olması şehrin parasal kaynaklar açısından daha fazla imkan elde etmesine sebep olmuştur.
Bu durumu seçmende bildiğinden iktidarın mahalli idarelerdeki şansı her zaman fazla olmaktadır. Muhalefetinde birinci handikabı budur.
Bunun yanı sıra partilerin kaygan yandaşları vardır. Ekseriyetle Müteahhitlik mesleğine heveslenenler ile devletin kredilerinden istifade etmek isteyenler, daima güçlüden yana olurlar. Aslında bu tip ticaret erbaplarının bir kısmı seçim zamanı tüm partilere ayırdıkları tahsisattan iktidar olabilme şansına göre ayarlama yaparlarsa da, yanıldıklarında bile durum fazla değişmez. Çünkü paranın partisi yoktur. Daha sonra yapılacak olan etkinliklere de bol finansman sağlandı mı bozulan ara düzeltilir.
Radikal partilerde ideal ön planda ise de, global partilerde ideal in pek önemi olmaz. Orada kazanabilirlik öne çıkar.
Zaten seçmende artık kazanabilirliği dikkatle takip etmektedir. Boş vaatlere itibar etmemektedir. İşini gördürebilecek, lüzumu halinde ulaşabileceği adam aramaktadır.
Nasıl olsa seçim meydanlarında söylenenlerle iktidar sonrasındaki icraat birbirini tutmamaktadır. Seçim meydanlarındaki suçlamaları da seçmen önemsememektedir.
Bu bakımdan seçim siyasetçi için zorlaşmıştır. Kazanma şansı çok olan partide siyaset yapmak ayrılması gereken kaynak bakımından zorlaşmıştır. Muhalefet partilerinde ise kullanılacak strateji bakımından zorlaşmıştır.
Ne diyelim? Biz ancak her tarafa da kolay gelsin deriz
Köylünün tarlasına komşunun danası girmiş. Bir hayli tahribat ta yapmış. Köylü dananın sahibini bulmuş, şikayette bulunmuş. Komşuda gün görmüş biri imiş. Şikayeti alınca hemen ahıra gidip öküze vermiş sopayı. Şikayet sahibi şaşırmış.
“Komşu. Tarlama giren dana. Sen ise ahırdaki öküzü dövüyorsun. Bu ne iş?” demiş. Komşu ise; “Sen bilmezsin. Bu öküz senin tarlanın yolunu danaya göstermeseydi, bu dana senin tarlaya nasıl girecekti?” diye cevap vermiş.
Ben bu hikayeyi sürekli güncellendiği için çok severim.
Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz bir sözü var. Özetle şöyle;
Yolunuza engel koymaya çalışacak olanlar olacaktır. Siz cesaretle bu engelleri aşınız. Başarılı olduğunuzda da sizi methedenler olacaktır. Onlara da gülüp geçiniz.
Hazımsızlar ne yapar bilmem ama bizim kervan yürür.
Kalın sağlıcakla…