Sığınmacıları Değil Türkleri Korumalı…

77

Her ne kadar internet sitemiz büyük
ilgi görmekte ise de; üye ve dostlarımızı bir araya getirmeye de ihtiyacımız
olduğundan salon toplantılarını da sürdürüyoruz.

            27 Aralık
2022 Salı günü Edirnekapı Şehitliği’nde saat 14’de Milli Marşımızın şairi,
“Allah Türk Milletine bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen vatanperver,
örnek ve faziletli insan Mehmet Akif Ersoy’u kabri başında anacağız.

            Aydınlar
Ocağımız İBB Zeytinburnu tesislerinde bir faaliyete daha imza attı. Değerli
üyemiz Av. Özcan Pehlivanoğlu İzmir’den gelerek Adalarla Balkanlardaki
gelişmelerle ilgili görüntülü bilgi verdi. Türk Adalarından Balkanlara bakışı
ele aldı. Soydaşlarımızın bazılarınca pek fark edilmeyen sorunları üzerinde
durdu. Bu bölgedeki tarihi eserlerimizin durumunu görüntülü ele aldı. Toplantıya
gösterilen yakın ilgiye teşekkür ediyoruz.

            Tarafımızdan
değişik ülke sorunları ile ilgili faydalanılabilecek bir kitap listesi
hazırlanarak ilgilenenlerin ve öğrencilerin istifadesine sunuldu. Bu liste
internet sitemizde de yayımlanacaktır. Aslında her evde belirli çapta bir
kütüphaneye ihtiyaç vardır. Kütüphanesiz bir ev ışık almayan bir binaya benzer.
Çocuklarımızdan bazen şikâyet ederken yetişkinlerin onlara yeterli derecede rehber
olup olamadıklarını da düşünmek durumundayız. Bilhassa Türk Dünyası ile ilgili
bilgilerimizi takviye etmeliyiz. Nerede ne kadar soydaşımızın olduğunu öğrenmek
durumundayız. Adalar denizindeki adalarda ve Balkanlar’daki soydaşlarımız
hakkında yeterli bilgiye sahip olmalıyız. Rahmetli büyüğümüz Prof.Dr. Turan
Yazgan’ın onuncu ölüm yıldönümünde de ifade ettiğimiz gibi, orta öğretimde
müfredata Türk Dünyası’nı tanıtıcı bir ders konmalıdır. Türk diasporası ile
ilgili çalışmalar hızlandırılmalıdır. Yurt dışı tatil seyahatlerimizde ucuzdur
diye Yunanistan gibi ebedi ve ezeli Türk düşmanı ülkelere giderek gülünç duruma
da düşmeyelim. Yunanistan’ın ekonomik sorunlarını işgalci Almanya ve ABD
çözemiyor ki bizler çözebilelim.

            Türkiye’den
giden bir gurup Yunanistan’da Rumlar’la tanışıp arkadaşlık kurar; içki sofraları
kurulur; sohbet koyulaşınca ev sahipleri Atatürk düşmanlığının Türkiye’de
bulunmasından memnun ve mutlu olduklarını söylerler. Atatürk’ün onları İzmir’de
denize dökerek sözde soykırımı yaptığından bahsederler. Buna bizimkiler ne
demişlerdir bilemiyorum ama herhalde içlerinden birinin “bir bakıma doğru, O da
çok ileri gitmişti” diyebileceğini tahmin ediyorum. Batı ülkelerinin taşeronu
olarak Anadolu’yu işgale kalkan ve kullanılan Yunanlılar’ın acaba orada ne işi
vardı? diyebilen birisi de çıkmamış olabilir. Farklı coğrafyalara turist olarak
giden bazı vatandaşlarımızın gerekli incelemeyi yapmayıp Türkçe konuşan
soydaşlarımızı görerek “Yahu burada Türk var mı?” sorusunu sorduklarını da
bilenlerdeniz. Eksiklerimizi giderme çabaları görülmektedir ama bunları
yaparken garip bir çekingenlik ve utanma tavrı içine de girmeyelim.

            Türkiye’nin
mesafe alması savunma sanayiindeki güzel ve çarpıcı örnekler başta sözde
müttefiklerimizi çok rahatsız etmektedir. Türkiye de çok oluyor; laf dinlemiyor
çarpık anlayışı bize parası verilmiş F-35’lerin teslimini ve F-16 satışlarını
engellemiştir. Parasını bile verdiğimiz F-35’lerin biz verilmemesi bir çeşit
dolandırıcılıktır. ABD bir NATO üyesini diğer bir üye ülkeye karşı
kışkırtmaktadır. Ukrayna’da Rusya’yı tuzağına düşürüp Ukrayna ile çatıştıran
ABD, Türkiye’yi de Adalar üzerinden Yunanistan ile çatıştırmaya çalışmaktadır.
S-400’ler dâhil birçok bahane ileri sürülmektedir. Aslında Türk Adası olan birçok
ada Lozan paspas yapılarak silah ve mühimmat deposu olmuştur. İşi erbabına
vermezseniz liyakat yerine sadakati ve sadece belirli bir okul mezunlarını görevlendirirseniz
iftihar ettiğimiz füze ve savaş uçaklarını ortaya çıkaramazsınız. Çok şükür
bunun tersi yapılmıştır. Ürünlerde %80 yerlilik oranı herkesi mutlu etmelidir.

            Sözde
geçici koruma altına aldığımız Müslüman kardeşlerimizden bazıları iyi
niyetimizi ve fedakârlıklarımızı yok sayarak Türkiye düşmanlığı yapmaktadırlar.
Biz kimseyi zorla Türkiye’ye getirmedik. Suriye’den Türkiye’ye sığınanlar
ölmemek için gelmişlerdir. Buna rağmen, bazı Suriye’li işverenler; bizi geri
gönderemezsiniz; BOP projesi ve vatandaşlık işleri yürüyor; Suriye’liler
Türkiye’nin lokomotifidir. 10-15 sene sonra fabrika ve holdingler de bizim
olacak. Biz bu topraklarda TC hegemonyasını yıkmak için varız. Bizi Allah
gönderdi. Birçok yerde çoğunluktayız. Türkiye’ye şeriat gelecek. Okullarda
İngilizceyi atın, Arapçayı koyun. Sultan Erdoğan bizimle… Kemalist düzen
yıkılacak. Yapay sınırları tanımayız. Biz şeriatın sesiyiz. Emir bekliyoruz. Atatürk
öldü; beton oldu gibi sapık ifadeler karşısında acaba savcılarımız toptan
tatile mi çıktı?     Türkiye genel
seçimlere gidiyor. Önümüzdeki engelleri ve kuşatmayı kıracak bir siyasi iradeye
ihtiyacımız devam edecektir. Türkiye’nin güçlenmesini önleyecek veya tehlikenin
farkında olmayıp kısır çatışmalara girebilecek siyasetçi tipine ihtiyacımız
yoktur. İşbirlikçi Damat Feritlere değil, milli bağımsızlık hassasiyetine sahip
genç Mustafa Kemallere ihtiyacımız vardır.         

Önceki İçerikKıbrıs’ta 59 Yıl Önce Yaşanan Katliam!
Sonraki İçerikEkonomi Kötüymüş Diye Gel de Anlat Ama Kime?
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)