Seçimden Sonra IMF’yi Getirecekler

67

Atilla Yeşilada, ülkenin en saygın ve daha da önemlisi en objektif ekonomistlerinden biridir. Uluslararası çapta büyük sermayeli şirketlere danışmanlık yapmanın yanında, hem www.paraanaliz.com adlı internet sitesinde hem de Youtube’da kendi adını taşıyan kanalda ekonomiye dair görüşlerini kamuyla paylaşmaktadır. Yine yazılarını derlediği ve her ikisi de Parola Yayınları’ndan çıkan Muhalif Bir Ekonomistin Güncesi ve Hormonlu Büyüme Yılları adlı iki kitabı bulunmaktadır. Her iki kitabı da okuduğunuzda, Yeşilada’nın yakın geleceğe dair gerek siyasi gerekse ekonomik öngörülerinin son derece isabetli olduğunu açıkça görüyorsunuz. Atilla Yeşilada’nın diğer pek çok ekonomistten farkı, ekonomi-özgür düşünce-bağımsız yargı-tam ve gerçek demokrasi gibi kavramlar arasındaki ilişkiyi son derece güzel şekilde izah edebilmesidir.

Asıl konuya dönecek olursak, Atilla Yeşilada 16 Kasım’da Youtube kanalında yayınladığı son videosunda 2019’a dair tahminlerini açıklıyor. (videoya https://www.youtube.com/watch?v=-dR9s3AFvNE linkinden ulaşabilirsiniz)

Yazının bundan sonraki kısmı için, Yeşilada’yı takliden ve aynı zamanda hukuki bir zorunluluk olması hasebiyle şu açıklamayı yapalım. Bu yazıda yer alan ifadeler yatırım tavsiyesi değildir.

Yeşilada, yukarıda bahsettiğim videoda şu an 5.30 TL civarında olan ABD Dolarının 31 Mart 2018 seçimlerine kadar 7.00 TL bandına yükseleceğini, seçimlerden hemen sonra IMF’yle yeni bir stand by anlaşması yapılıp Doların ilk etapta tekrar 5 TL civarına düşeceğini ancak 2019 sonlarına doğru 6.00-6.25 TL bandında seyredeceğini iddia ediyor.

Seçimden sonra hükümetin IMF’den kredi isteyeceği iddiası elbette yeni değil. Ama bu iddia ilk defa bu alanda otorite olan biri tarafından bu kadar kesin bir dille ifade ediliyor.

AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bu zamana kadar en çok dile getirdiği söylem ülkeyi IMF’den kurtardıkları (!) söylemiydi. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı meydanlarda “Artık biz IMF’ye borç vereceğiz” gibi ifadeler kullanmıştı. Yazık ki, bu ifadeler seçmeni yanıltmaya yönelik bir çift tatlı sözden başka bir şey değilmiş.

Türkiye, AKP hükümetiyle aslında çok güzel bir fırsat yakalamıştı. 16 yıl boyunca, tek parti yönetiminin getirdiği istikrar ve güven ortamının ekonomiyi şahlandırmasını bekledik. Ancak bugün gelinen nokta, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılı şartlarından çok da farklı değil.

AKP, iktidarda kaldığı süre zarfında hep söylemlerinin tersi yönünde eylemlerde bulundu. Ülkeyi daha demokratik yapacaklarını iddia ettiler ama askeri vesayetten daha beter bir parti vesayeti getirdiler. Liyakat dediler, siyasi ve bürokratik kadroları partizanca bir şekilde vasıfsız kişilerle doldurdular. Bağımsız yargı dediler, yargıyı tarihinde olmadığı kadar siyasileştirdiler. Yolsuzlukla mücadele dediler, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan yolsuzluğun kat be kat fazlasını 16 yıllık iktidarlarına sığdırdılar.  Eğitim dediler, çocuklarımızın geleceğini mahveden, kaliteli bireyler yetişmesini engelleyen bir eğitim sistemsizliği getirdiler. Nihayet IMF’den kurtulacağız dediler, ama ülkeyi kötü yönetmelerinin bir sonucu olarak ülkeyi yine götürüp IMF’ye teslim etmenin eşiğine geldiler.

Önümüzdeki mahalli seçimler çok önemli. Elbette mahalli seçimlerle iktidar değişmez. Ancak AKP’nin seçmenden gelecek sağlam bir uyarıya ihtiyacı var. Şayet seçmen gereken uyarıyı sandıkta yapmazsa veya seçmen bu uyarıyı yapar ama AKP hükümeti kendisine verilen mesajı yanlış yorumlamaya kalkarsa ülke çok büyük bir siyasi krizin içine düşer. O kriz ortamında da henüz 2019 yılının içinde erken seçimi tartışıyor hale geliriz.

Siyaset her şey demek değil. Hem devletin hem de devleti kimin yöneteceğini şekillendiren siyaset kurumunun asıl görevi, insanların yani vatandaşların mutlu olmasını sağlamaktır. “Mutlu olmak” fiilinin altını siz istediğiniz gibi doldurabilirsiniz. İş ve istihdam sağlamak diyebilirsiniz mesela, daha müreffeh bir yaşam diyebilirsiniz, dünya standartlarında eğitim sistemi, dünya standartlarında yargı sistemi diyebilirsiniz. Ne derseniz deyin aynı kapıya çıkacaktır. Bu ülkede siyaset sahnesine çıkan veya çıkmayı düşünen herkesin görevi sadece ve sadece ülke insanının daha mutlu yaşamasını sağlamaktır. Gerisi laf-ı güzaftır.

 

 

Önceki İçerikMüslümanların İç Sesini Susturan Ne?
Sonraki İçerikİlâhî Güvenlik (1)
Avatar photo
1983 yılında Tokat Erbaa’da dünyaya geldi. İlk okulu Ankara’da, ortaokulu Bitlis Tatvan’da, Lise’yi Bursa’da okudu. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. 2003 yılında bu okulu terk edip Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 2008 yılında bu okuldan mezun oldu. Yüksek lisansını 2019 yılında Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde tamamladı. Halen Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimini devam ettirmektedir. 2018 yılında siyasetle de ilgilenen yazar, 2019 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın üyesi olmuş ve 2023 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın başkanlığı görevine seçilmiştir. 2018 yılında bu yana Kocaeli’de köşe yazıları yazmakta ve yazıları Kocaeli’nin muhtelif yerel basın kuruluşlarının yanı sıra Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesinde yayınlanmaktadır. Yine 2018 yılından bu yana ülke genelinde barolarda eğitimler ve Kocaeli’de yerel STK’larda konferanslar vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. ESERLERİ : A. YAYINLANMIŞ KİTAPLARI 1) Katılım Bankacılığı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2020. 2) Tayyip Erdoğan Sonrası Türkiye, Melekler Yayıncılık, Kocaeli, 2020. 3) Türk’ün Ustalarla İmtihanı, Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık, 2023. B. YAYINLANMIŞ AKADEMİK MAKALELERİ 1) Tahkim Sözleşmesinin Unsurları – Leges Hukuk Dergisi, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a Vefa Andacı, Ekim 2020, Y:11, S: 130, s. 112-133. 2) Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’na (Viyana Sözleşmesi / CISG) Göre Taşıma Halindeyken Satılan Mallara İlişkin Hasarın İntikali – Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 335-360. 3) Nama Yazılı Pay Senetleri Üzerinde Önalım, Alım, Geri Alım ve Öncelik Hakları - Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 1-59. 4) Faiz ve Vade Farkı Kavramlarının Hukuki Niteliklerinin Karşılaştırılması – Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler, Dora Basım, Bursa, 2021, s. 19-41. 5) Anonim Şirketlerde Payın ve Pay Senetlerinin Devri - Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler II, Dora Basım, Bursa, 2022, s. 313-336. 6) Limited Şirketlerde Pay Devri – Bilimsel Araştırmalar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2023, s. 113-130. 7) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü Nedeniyle Sözleşmeden Dönme, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Aralık 2023, S:28, s. 133-161.