Seçimden Seçime Halkı Hatırlamak

134

Hükümetin bu yıl içinde üç konuda aldığı kararları sizlere hatırlatmak istiyorum.

  • Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirmesi ihaleleri iptal edildi.

  • Daha önce atılan imzalara rağmen Rum gemilerinin Türk limanlarına girmesine izin verilmedi. Bu uğurda AB ile müzakerelerin belirli alanlarda dondurulmasını bile göze alındı.

  • Halk Bankasının yabancılara satılması projesi rafa kaldırıldı. Hem de yapılan hazırlıklar, firmalara yaptırılan masraflar ve hazırlıklara rağmen. Son anda bu bankanın %25 lik kısmının halka arzı kararı alındı.

Her üç kararın da ortak yönü bu projelerin gerçekleşmesinin seçimlerde iktidar partisine zararlı olabileceği görüşünden kaynaklanmasıydı.

Bu gerekçeyi düşünerek önceki bazı icraatı hatırlayarak şöyle sorular sorabilir miyiz?

  • Türk özel sektörünün ilk 500 kuruluşunun %50 den fazla bir kısmını teşkil eden şirketlerimizin, fabrikalarımızın, bankalarımızın ve bunların yanında limanlarımızın, hizmet sektöründeki diğer kuruluşlarımızın yabancıların kontrolüne girmesini sağlayan özelleştirmeler bu yıla kalsaydı yapılabilir miydi?

  • Kıbrıs’ta Annan Planı bu yıl görüşülseydi, Denktaş tasfiye edilip, yerine getirilen “yes be annem”cilere destek verilebilir miydi?

  • AB ile görüşmeler bu yılki seçim atmosferinde yapılsaydı, en hızlı AB’cilerin bile haysiyetini rencide edici tavır ve taleplere bu kadar taviz verilebilir miydi?

Yukarıda bahsettiğim üç kararla ilgili sorularımız da şöyle olsun:

Eğer seçimden sonra bu hükümet tekrar göreve gelirse elektrik dağıtım ihaleleri ile Halk Bankasının yabancılara satışı yapılmayacak mıdır? Hatta diğer varlıklarımızın da yabancılara satışı devam etmeyecek mi?

Yine seçimden sonra aynı hükümet devam ederse Türk limanlarına Rum gemileri girmeyecek, AB ile görüşmeler devam ederken sömürge ülkesi muamelesi görmeye devam etmeyecek miyiz?

Aynı varsayımla yani seçimden sonra aynı hükümet devam ederse “hepimiz ermeniyiz” diyenlerin mi sesi gür çıkacak, “hepimiz Türk’üz diyenlerin mi? 2011 yılına kadar “kurban olam ayına yıldızına” sözünü hatırlayacaklar mı?

Sözünü ettiğim kararların hangisinin doğru olduğu ayrı bir tartışma konusudur. Bu yazının konusu seçilenlerin halkın taleplerine olan saygısını değerlendirmekle sınırlı. Benzer davranışlar geçmiş bazı hükümetler döneminde de görüldü. Tabii ki bu durum mevcut hükümete bir mazeret teşkil etmeyecektir.

Demokrasilerin fazileti hükümetlerin halka hesap verme korkusu ve halk çoğunluğunun menfaatlerine uygun davranma gayesi içinde çalışmaya zorlanmasıdır.

Görüldüğü gibi hükümetin bu yıldan önceki kararları ile seçime bir yıldan az bir zaman kaldığı için, bu yılın kararları arasında ciddi farklar bulunmaktadır. Bu yıl seçim endişesi ile alınan kararlar da geçicidir ve seçimlerden sonra tekrar değişecektir.

Esasında halkın ne istediği veya neyi istemediği bilinmektedir. Seçime uzun zaman varken halkın taleplerine aykırı ve halka hesap verme duygusundan uzak karar alınabilirken, seçimlere aylar kala halka hesap verme korkusunun alınan kararların belirleyicisi olduğu görülüyor. Dört senedir icraatlarını destekleyenlerin “halk dalkavukluğu” dedikleri kararlar alınabiliyor.

Şimdi size ÖSS’ye hazırlık sorularına benzeterek, bir seçime hazırlık sorusu soracağım. Seçimlerin sadece seçilenlerin test edilmesi değil vatandaşların da nasıl yönetilmeye layık oldukları ölçen bir imtihan olduğunu hatırlayarak lütfen cevap veriniz.

Hükümet verilen bilgiler ışığında şu varsayımlardan hangisine veya hangilerine inanıyor olabilir?

  1. Türk halkı unutkandır. Hafızası 6 aydan öncesini hatırlamaya ve değerlendirmeye yetmez.

  2. Aziz Nesin’in tabiriyle “Türk halkının %80 i aptaldır.”

  3. Bir dönem içinde kendi zenginini yaratır, medyayı satın alabilirsen halkla ilişkiler (PR) ve reklâmcılık faaliyeti ile ikinci dönem halkı kandırabilmek mümkündür.

  4. Halk seçilmek için lazımdır. Güç sahipleri ise iktidarda kalmak için lazımdır.

  5. Hepsi.

  6. Hiçbiri.

Sizce doğru cevap hangisi?

Önceki İçerikNeden Trabzon ?!
Sonraki İçerikArminius Vambery
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.