Seçilmiş Olmanın Gereği (2)

130

Sonunda, pişman olduğuna da pişman olacak durumlara düşmez.

İşte bu temel çerçeve içinde:

Elbette karar, seçilmişlerindir.

Ama; bütün bunları hesaba katan seçilmişlerin,

Sırf vatan, millet ve devlet menfaat ve yararını gözeten seçilmişlerin.

Yoksa:

Karar, seçilmişliğin arkasına sığınanların değil.

Karar, keyfe ma yeşa, istediği şekilde, sorumsuzca hareket eden seçilmişlerin hiç değil.

Karar, inadî hareket eden seçilmişlerin asla değil.

Aksi takdirde böyle seçilmişler; yurdu karışıklığa iter.

Yurdu, istemedikleri bir kaosa sürükler.

Sonra, hadi bakalım ayıkla pirincin taşını, derler adama!

Velhasıl:

Seçimle iş başına gelenler “seçilmiş olmak” gibi güzel bir sonucun kıymet ve değerini çok iyi bilmeli.

Seçilmiş olmayı hüsranla sona erdirecek menfî tutum ve davranışlardan kaçınmalı.

 

“Ne büyük bahtiyarlık, olmak seçilmiş.

Olmadıkça, kendinden artık geçilmiş.” (Muhsin  Bozkurt)

 

Derken; konuyu çok ibret-âmiz, çok ibret ve ders alınacak bir hatırayla somutlaştıralım isterseniz, ne dersiniz canlarım!

Öyle canlı, öyle düşündürücü bir hatıra ki, aziz okur!

İzah ve açıklaması, ancak yüzlerce sayfaya sığacak nitelikte.

Fakat yüzlerce sayfanın sağlayacağı etkiyi; bu tarihî anı, bir çırpıda yapmakta.

İşte Sn. İlter Türkmen beyefendinin; Sn. Oğuz Haksever’e bir televizyonda anlattığı tarihî hatırası:

“Yıl 1983. İlter Türkmen, Dışişleri Bakanı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak ilanı, başta Amerika, tüm dünyada büyük tepkilere yol açmıştır. Türkmen soluğu Washington’da alır. Başkan Reagan tarafından kabul edilir.

“KKTC’nin kuruluş nedenlerini bir bir sayar. Gerekçeleri sıralar. Reagan ikna olmuştur. Ayrılırken de Türkmen’i sıcak bir şekilde uğurlar:

” ‘Anladım. Teşekkür ederim. Devlet Başkanınıza da selamlarımı ve en iyi dileklerimi iletiniz.’

“Türkmen, Amerika Başkanı’nı ikna etmiş olmanın rahatlığı içinde Büyükelçiliğe gider. İçeri girer girmez de şoka uğrar. Eline bir kâğıt tutuşturulur. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın bir bildirisidir bu.

“Başkan’la görüşmenin üzerinden daha on-onbeş dakika geçmeden bakanlık zehir zemberek bir bildiri yayımlamıştır:

” ‘Türkiye’nin yaptığı kabul edilemez! Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı kararı derhal geri alınmalıdır.’

“Türkmen neye uğradığını şaşırır. Koskoca Amerika Başkanı’yla görüşmüş, onun desteğini almıştır. Reagan, KKTC’nin ilanına itiraz etmediği gibi, Türkiye Cumhurbaşkanı’na selam bile göndermiştir. Öyleyse bu bildiri de neyin nesidir? Hemen telefona sarılır, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nı arar, âdeta hesap sorar:

” ‘Ben dün Başkan Reagan’la görüştüm, bana böyle bir şey söylemedi.’

“Aldığı yanıt, Amerika ile ilişkilerin geçmişini, geleceğini özetleyen iki sözcüktür:

” ‘Söylemesi gerekirdi.’ ” (Hikmet Bila, Cumhuriyet 30. 01. 2004)

 

 

Önceki İçerikKazanan Türkiye Oldu
Sonraki İçerikİnkılâp Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Nuri Yazıcı ile Küreselleşme Politikaları ve Avrupa’nın Yeniden Yapılandırılması Meselesini Konuştuk.
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.