Satranç oyunu hepimizin bildiği gibi zeka ve strateji oyunudur.
Bunun içindir ki bazı entelektüeller dünya siyasetini satranç tahtasına
benzetmektedirler. Bu oyunu zekice kurulmuş bir strateji izleyen
kazanır.
Dünya siyasetinin satranç tahtası da yazılarımda her zaman
bahsettiğim gibi üzerinde yaşadığımız coğrafyadır. Bu coğrafya
devletlerin kendilerini sınadıkları ve dünya üzerinde esas başarı
kazandıkları alandır.
Satrançta önemli taşlar vardır. Bunlar sırasıyla şah, vezir, kale,
at, fildir. En son olarak da piyon taşı gelmektedir. En son sırada
olmasına rağmen iyi bir oyun kurulduğunda piyon, karşı sıraya ve şahın
yerine geçip oyunu bitirebilmektedir. Satrançta hareket kabiliyeti çok
olan taş vezirdir. Şah hareket alanı az olmasına rağmen oyunu
sonlandıran taş olması hasebiyle önem arz eder.
Satranç oyununu günümüze uyarladığımızda ülkemizin geçmişte vezir
gibi hareket alanı geniş, her yere oynayabilen bir taş misali olduğu
görülmektedir. Bu durumda geçmişten gelen tarihsel bağlar önem arz
eder. Çünkü bu coğrafyada nereye gitseniz bir Türk izi bulmak mümkündür
ve bu sebeple ülkemizin hareket alanı genişlemektedir.
Ancak son beş senedir özellikle ülkemizin yabancı sermayeye dünyanın
en yüksek faizini vermesi, sıcak paraya endeksli bir ekonomik sistem
oluşmasına yol açmıştır. Bu durum ilk etapta serbest piyasada dövizin
düşüp Türk lirasının değer kazanmasını, enflasyonun ise düşmesini
beraberinde getirmiştir. Ancak sıcak paranın getirdiği bu kısa vadeli
faydalarına karşın uzun vadede yarattığı sıkıntılar daha büyük önem
kazanmaktadır ki bunların başında cari açığın gittikçe büyümesi ve
paranın yatırıma dönüşmemesi sebebiyle ülkemizin elini kolunu bağlaması
ve hareket kabiliyetini kısıtlaması gelmektedir.
Bu duruma en iyi misal şu anda içerisinde bulunduğumuz “Kuzey Irak
operasyonu” bilmecesinde yatmaktadır. “Bu operasyon yapılmalı” fikri
ortaya çıktığından beri kanaatim ekonomik dengelerden ötürü böyle bir
operasyona kolay kolay gidilemeyeceği şeklindeydi. Dikkat edilirse bu
fikir ortaya çıktığında hükümet yetkilerinin ilk tepkisi de ekonominin
zarar göreceği yönünde olmuştu.
Çünkü şu an orada müthiş bir sıcak para mevcuttur. Bu paranın
girdiği ülkelerin başında ülkemiz gelmektedir. Halen Kuzey Irak’ın
imarında Türk şirketler önemli rol üstlenmektedir. Yani tarihte her
zaman olayların başını ve sonunu hazırlayan ekonomik şartlardır. Bu
sebeple ülke ekonomisi geldiği nokta itibarıyla milli çıkarları geri
plana attırmaktadır.
Görülüyor ki, satranç tahtasında oyun kurucular oyunu kuralına göre
zekice planlamakta ve biz bu hamlelerden sonra vezir taşı olmaktan
çıkıp şah yerine geçmekteyiz. Yani oyunu sonlandıran ancak hareket
kabiliyeti olmayan taş durumundayız. Bu arada da daha önce itibar
edilmeyen piyon taşları çevremizde dolanıp şahın yerine geçmeye
çalışmaktadır.
Sonuç itibariyle oyun tüm hamleleriyle hızlı bir şekilde
ilerlemektedir. Ülkemizin son olarak yapacağı hamle ise en azından
yerini koruyup piyonlara “mat” olmamaktır.