Tercihler
arasında akılcı bir denge kurulmalı; salgından sonra gevşemeye asla
gidilmemelidir. Almanya ve Japonya virüsü kontrol altına aldığını zannedip
normalleşmeye yöneldi ve her iki ülke de sıkı tedbirler almak zorunda kaldı.
Sıradan bir grip salgını ile karşı karşıya değiliz. Uzmanların tavsiyelerine
öncelik vermeliyiz. Tahammülsüzlük, telaş, ihmal ve rehavetin bedeli binlerce
canın kaybı olmaktadır. Bazı tedbirleri erken almamıza rağmen, üç bin civarında
can kaybımız bize ders olmalıdır. Aşırı risk üstlenerek tedbirleri kaldırmak
katil virüsün ikinci dalgasını getirir. Hijyen, fiziki mesafe ve
tecrit kesinlikle korunmalı; maske değil, can kaybı bizi rahatsız
etmelidir. Zevk ve keyfimize göre hareket edemeyiz.
Büyük risk taşıyan okulların ve AVM’lerin açılması çok
erkendir ve yanlıştır. Okulların açılışı sonbaharda ele alınmalıdır. Olumlu
gidiş tam tersine de dönebilir. Evde sıkılan ve işyeri kapalı insanlarımıza da
hak veriyoruz; ama yanlış yapma lüksümüz yoktur. Amacımız her halde evlere
virüs transferine yol açmamak olmalıdır. İstanbul için ayrı bir planlama
yapılması uygundur. Spor müsabakaları seyircisiz düşünülmelidir. Çeşitli
toplantı düğün gibi birliktelikler çok erkendir. Bilhassa kapalı ortamlardan
uzak durarak fiziki mesafeye dikkat etmezsek, virüsle mücadelemiz ne anlam
taşır ki…
Virüsü yaygınlaştıran şehirlerarası
seyahatin engellenmesinde biraz geç kaldık. Bu yasak sürmelidir. Ramazan
Bayramı’nda uzaktan bayramlaşmaya mecburuz. Haklı olarak camiler ibadete ara
verip namazların evde kılınma mecburiyeti doğarken, bazı gelenek ve
göreneklerimizden, alışkanlıklarımızdan geçici olarak fedakârlık
yapabilmeliyiz. Olağanüstü bir dönem, can pazarı yaşıyoruz. Rasyonel hareket
etmeye mecburuz. Yönetenleri de zorlamaktan kaçınmalıyız. Normalleşme, ancak
normal ve akılcı düşünme ile olabilir.
Kahraman sağlık elemanlarımızdan
ölenlere şehit muamelesi yapılmalı, isimleri yaşatılmalı, uygun tazminat
ödenmelidir. Alkış ve takdir yeterli değildir. Kendilerine ulaşımda taksi
tahsisi yerindedir. Bu fedakâr kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Aşırı özelleştirme, eğitime ve sağlığa ticari bakış, koruyucu
sağlık hizmetlerinde kamunun hizmet alanının daraltılması uygun olmamaktadır. ABD’de
eyalet sistemindeki durum, bazıları için hiç beklenmeyen sorunlar, eyalet
sistemi merakına kapılanlarımızı düşündürmelidir.
Bazı sağlıkçı dernek ve vakıfların
sessizliğini de hayretle karşılıyoruz.
AYDINLAR OCAĞI GENEL MERKEZİ