Referandum günü yaşanan tatsızlıklardan söz etmeyeceğim

81

Üsküdar’da oy kullanan babamın oy kullandığı kulübeye, itiş kakış giren Sandık Başkanı’nın “evet” e mührü basarak, zarfı katlamaya çalışması bile anlatılmaya değer değil.

Şu saatlerde artık kesinleşen sonuçlara göre, %58 oranındaki “evet” oylarını daha sonraki günlerde siyasal ve sosyolojik olarak inceleyeceğiz.

Ancak bir gerçek var ki; bu orandaki bir “evet” oyu, bundan böyle AKP İktidarı’nı daha da pervasız hale getirecektir.

Pervasızca atılan adımların sonuçlarının Türkiye’nin lehine mi, aleyhine mi çıkacağı konusundaki hükmünü, yakın tarihte herkes verecektir.

Felaket tellallığı yapmak değil niyetim.

Ancak muhtemel gelişmelerin sadece birkaç tanesinin bile gerçekleşmesi, Türkiye‘ye, Türk Milleti’ne onulmaz sıkıntılar getireceğini de belirtmeden geçmek istemiyorum.

Önümüzdeki süreçte, geçmişte sıkıntı yaratan bazı uygulamaların ortadan kalkacak olması, AKP İktidarı’nı, ciddi anlamda rahatlatacaktır.  

En başta, İsrail Devleti’ni kuran Rothschilld Ailesi ile Başbakanımızın damadı Berat Albayrak‘ın yöneticilik yaptığı Çalık Holding’in, %50 şer ortak olduğu Anatolia Minerals firmasının, aldığı maden ruhsatlarının iptali yönünde karar veren Danıştay’ın bu  kararları, hukuki anlamda geçersiz kaldı.

DTP’yi, PKK’yı, ABD’yi, AB’yi önümüzdeki dönemde sıkıntılara duçar eden, Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, yargının diğer kurumlarınca verilen tek bir karar bile olmayacaktır.

Başbakan başta olmak üzere, tüm AKP kadrolarının artık Yüce Divan korkusu kalmamıştır.

“Durmak yok, yola devam..

Gittiği yere kadar.

Durursa, bakarız icabına” anlayışı hakim olacaktır, bundan böyle AKP İktidarı’nda.

Geri kalan %42 için birkaç kelam etmek gerekirse..

Türkiye’nin hiçbir döneminde, oy vermediği partiye bu kadar öfke duyan, kinlenen bir muhalif vatandaş topluluğu olmamıştı.

Kendisinin oyu ile iktidara gelmeyen bir partiye, sempati duymasa bile, kabul noktasında bir sorun yaşamazdı insanlar.

Ya şimdi?

Şimdi, mevcut İktidar’ı bırakın kabul etmeyi, meşru bulmayan bir vatandaş topluluğu var Türkiye’de.

Bunların oyu da, şu anda, hiç azımsanmayacak bir boyutta.

Her türlü tehdit, baskı, korku, rüşvete baş kaldıran % 42 oranında bir nüfus var.

AKP İktidarı’nın bu vatandaşlarla işi, daha da zor olacak önümüzdeki dönemde.

Zira bunların her biri, Sivas Kongresi’nde Milli Mücadele‘ye karşı duranlara karşı yaptığı; “Burada alacağınız karar ne olursa olsun beni ilgilendirmiyor. Yalnız şunu iyi biliniz ki; ben tek başıma da kalsam, Milli Mücadele’de kararlıyım” diyen genç doktor Hikmet Boran gibiler.

Unutmayın!

Azdan az, çoktan çok gider.

Bana gelince:

13 Eylül’de ne yazacağımı merak eden bazı okuyucularım vardı.

Söylüyorum.

Her gün bu köşede, AKP İktidarı’nın yalanlarını, yanlışlarını, kötü icraatlarını eleştirmeye devam edeceğim.

Ta ki, irademiz dışında susturulana kadar.

Allah memleketimize, milletimize zeval vermesin, acısın ve yardım etsin.