Prof. Dr. Osman Turan Makaleleri 3. ve 4. Ciltler

91

Ömrünü Türk
târihine, Türk milletinin târihî ve güncel meselelerine hasreden büyük târihçi,
mütefekkir, siyâset ve dâvâ adamı Prof. Dr. Osman Turan’ın ‘Makaleler 1 isimli
kitabı 2019, Makeleler 2 ise 2021 yılında yayınlanmıştı. Dört ciltlik bir
külliyat hâlinde projelendirilmiş olan serinin son ikinci cildi Şubat 2023’de
okuyucuya sunuldu.  I wory lüks kâğıda
basılı, 16,5 X 23,5 santim ölçülerindeki eserin 3. Cildi 580, 4. Cildi 416
sayfadır. 

Başvuru kitabı / kaynak eser’ vasfındaki
külliyatın 3. Cildi; Osman Turan hakkında kaleme alınmış 3 sayfalık makale ile
başlıyor.  ‘Cihan Hâkimiyetinden Büyük Türkiye İdealine’, ‘Türklerin Medenîyet Dâvâsı’, ‘Bunalım
Çağında Türkiye
’, ‘Türk Dilini İhya
Mefkûresi
’, başlığı altında toplanan 119 makaleden oluşuyor.

İhtisası
Selçuklu Târihi olan ilim insanı Prof. Turan aynı zamanda Türk kültürünün
temelini oluşturan Türkçe ile de yakından alâkadar olmuştur. Türk Dili’nin
grameri, Türk Dili’nin krizden kurtuluş imkânları, Türkçemizin
kısırlaştırılması, Türk dil bilgisi kaidelerine aykırı olarak uydurulan ve
ihtiyaç yokken yabancı dillerken kelime alınması suretiyle yozlaştırılması
meselelerini mâhirâne tahlil etmiş, çözümler teklif etmiştir.

Kısa bir makalesinden
alınan şu cümle dahi, onun hassasiyetini ve meseleye vukufiyetini
göstermektedir: ‘Efkâr-ı umumîye’yi,
umumî efkâr’ yapmak mümkündür de ‘umumî fikirler’ şekline sokmak mümkün
değildir. 

Nitekim ikaz dikkate alınmış ve yanlıştan
dönülmüştür.

Gülünçlüğüne rağmen uydurma dil
taraftarlığının devlet kuvvetine dayanarak Türk dili ve kültürü üzerine yaptığı
tahribata ve doğurduğu buhranın sebeplerini de çok mükemmel bir şekilde
açıklıyor. (s:
541-549)

Osman Turan
sıradan bir târihçi değildir. Milletini seven, geçmişteki parlak dönemlerinin
tekrar yaşanması için fikir üreten bir mütefekkirdir. O’nun Türk dili ve
kültürü, ahlâklı, dürüst ve prensiplere dayalı siyâset inşası için yazdığı
makaleler, Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceğinde rol almayı düşünenler
için deniz feneri ve yol haritası mesâbesindedir.

Prof. Dr.
Osman Turan’ın; makalelerinde, hâdiseleri ele alış ve yorumlayış üslûbunu
ortaya koyan satırlardan tadımlık bir bölüm:

Dünyâda hiçbir
milletin kültürü böyle bir tahribe dayanamaz ve böyle bir felâkete uğrayan,
hatâda ısrar eden memleketin maddî ve mânevî sukûtu önlenemez. Hiçbir medenî
memlekette büyük mütefekkirler dışında kimse bir kelimeyi değiştirmeye veya
farklı bir mânâda kullanmaya cesâret edemez. En küçük bir hadise derhâl ilim ve
fikir adamlarını harekete geçirmeye kâfi gelir. Türkçeyi bu duruma
sürükleyenler hakkında ilim ve salâhiyetten mahrum bulunduklarına dâir ileri
sürülen fikirler, bazı filologları aralarına almaya icbar etmiştir. Bununla
beraber o kalabalık arasında henüz ilmin sözü duyulmamış ve hükmü itibar
görmemiştir.

Türkiye’de mevcut
manevî meselelerimizin başında -hiç şüphesiz- dilimizin kurtarılması, onu bu
hâle sürükleyen parazitlerden temizlenmesi gelmektedir.  Eğer Türkçe bu hâlde bırakılırsa millî
kültürün de buhrandan kurtulmasına ve gelişmesine imkân yoktur. Yirmi beş
senelik bir tahribatı, yirmi beş senelik bir gayretle düzeltebilmek için başta
Maarif Vekâleti olmak üzere bütün ciddî mütefekkir ve münevverlerin bu millî
cihada katılması gerekmektedir. Eğer bu tahribat Maarif Vekâleti yoluyla
yapılmamış olsa ve bu teşkilat hiç değilse lise tahsilinde Türkçeyi
öğretebilseydi dil hareketi bu kadar yıkıcı bir hâl almazdı. Gerçekten orta
tahsilde ana dilini, üç beş asırlık târihiyle öğretemeyen tek medenî memleketin
Türkiye olduğunu da hiçbir zaman unutmayalım. Halbuki Meşrutiyet’ten sonra Türk
münevverleri de diğer medenî milletlerin gençleri kadar dillerine hâkimdiler.

Türkçe, târihinde
bundan farklı bazı arızalara uğramıştı. Kaşgârlı Mahmud, Âşık Paşa ve Ali Şîr
Nevaî Türkçenin zaferine çalıştılar. Âşık Paşa’nın altı asır evvelki şu:

Türk diline kimesne
bakmaz idi.

Türklere her giz gönül
akmaz idi.

 Türk dahi bilmez idi bu dilleri

İnce yolu, ol ulu
menzilleri.

şikâyetinden sonra
Türkçe zafer yolunu bulmuştu.

***

Külliyatın 4.
Cildi, ‘Türk Siyâseti Hakkında
Mülâhazalar
’ alt başlığını taşıyor. Bu ciltte Prof. Dr. Osman Turan’ın engin
bilgi birikimi ile Türkiye’nin iç ve dış siyâseti, hususî olarak da Kıbrıs
meselesi ile alâkalı ilmî titizlikle kaleme alınmış 128 makale yer alıyor. Böylece
merhum hocamızın bütün yazı verimleri kitap hâlinde okuyucuya sunulmuş oluyor. Politik
bir kimliği de olan Prof. Turan, yakın tarihimizin önemli meselelerini millî
şuurun ve hassasiyetin ölçüleri içinde ele alıyor.

Kitaptaki
makalelerden bâzılarının başlıkları:

*Köy Enstitüleri
ve Millî Şuuru Koruma Zar!ureti. *Demokrasinin Zaferi / Hatâları / İmkânları ve
Karşılaştığı Engeller. *Yabancı Sermâye Düşmanlığı ve Kısır Devletçilik. *Milliyetçilik
ve Sosyalizm. *Münevver Çılgınlığı ve Komünizm. *Komünist Budalalar. *Diyânet
Başkanlığı ve Laiklik. *50. Yılda Kalkınma ve Kadro. *İslâm Milletleri Birliği
Fikri. *Türk-İran Dostluğunun Târihî Esasları. *Türk-Mısır Münâsebetleri. *Dış
Türkler Dâvâsına Dâir. *Dış Türklerden Irak’takiler. *Rusya Milliyetçi
Türkiye’ye Aleyhtar. *On İki Ada’nın Terki Muamması. *Türk-Sovyet
Münâsebetleri. *Kıbrıs Meselesinin Halli. *Hârici Siyâsetin İflâsı.

ÖTÜKEN
NEŞRİYAT A. Ş.
 

İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu
34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50

Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: otuken@otuken.com.tr  www.otuken.com.tr

 

Prof.
Dr. OSMAN TURAN:

     Selçuklu târihçiliğinin kurucularından
sayılan Osman Turan, 1914 yılında Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı Soğanlı
köyünde doğdu.

     İlkokulu dayısının himâyesinde
Çaykara’da, ortaokulu Bayburt’ta okumuştur. Lisenin ilk iki sınıfını
Trabzon’da, son senesini ise Ankara’ya tâyin olan ağabeyinin yanında Ankara
Erkek Lisesinde tamamlamıştır. Aynı sene Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin
yatılı imtihanlarını kazanmış ve Buradan, 1940 yılında mezun olduktan sonra
aynı fakültede, dâimî bir kadro olmayıp bir çeşit burs olarak tevdi edilen ‘İlmî yardımcı’ kadrosuyla ve 30 lira
maaşla çalışmaya başlamıştır. 1941’de doktor unvanını kazanmış, 1944’te
doçentliğe 1951’de profesörlüğe yükseltilmiştir.

     1954 yılında Trabzon’dan Demokrat Parti
milletvekili seçildi. 1955’te Türk Ocakları Ankara Şubesi reisi, 1959 yılında
genel merkezin Ankara’ya taşınması üzerine umumî reisliğe seçildi.

     1956 yılında -Atsız Bey’in tavassutuyla-
Sultan İkinci Abdülhâmid Han’ın torunlarından Satıâ Sultan ile evlenen Osman
Turan, 1957 seçimlerinde tekrar milletvekili olmuş ise de 27 Mayıs 1960
askerî darbesinden sonra tutuklanmış ve 16,5 ay Yassıada’da kalmış, suçsuz
bulunarak serbest bırakılmıştır.          

      Fakülteye dönmek istediyse de ‘kadro yok’ bahânesiyle talebi
reddedilmiştir.    

     1964 yılında Adâlet Partisi kongresinde
Teşkilâttan Sorumlu Başkan Yardımcılığına getirilmiş ve 1965’te Adalet
Partisi Trabzon milletvekili seçilmiştir. 1966’da da tekrar Türk Ocağı Genel
Başkanı olmuş ve bu görevini 1973 yılına kadar devam ettirmiştir. Bu dönemde
Türk Yurdu Dergisi Osman Turan’ın gayretleriyle Türk fikir ve kültür hayatına
önemli katkılarda bulunmuştur.

     Kısa bir süre sonra Adâlet Partisi’nin yetkilileriyle
fikrî konularda anlaşmazlığa düşmüştür. Bu anlaşmazlık, Haysiyet Divanına sevkine
ve 1967 yılında partiden ihrâç edilmesine sebep olmuştur. 1969 seçimlerine
Trabzon’dan Milliyetçi Hareket Partisi’nin adayı olarak katılmışsa da
kazanamamış, fakülteye dönme teşebbüsleri de başarısız olunca 1972’de
emekliye ayrılmıştır.

     Emekliye ayrıldıktan sonra İstanbul’a
yerleşen Osman Turan’ı en çok üzen hâdiselerden biri de 1972 yılı Nisan
ayında hiçbir gerekçe gösterilmeden ve savunması dahi alınmadan Türk Tarih
Kurumu üyeliğinden çıkartılmasıdır.

     17 Ocak 1978 tarihinde evinde geçirdiği
beyin kanaması sebebiyle ebedî âleme intikal etmiştir.

 

YUNUS EMRE KALELİ

     1986 yılında Sivas’ta doğdu. İlk ve orta
öğrenimini farklı okullarda, liseyi Sivas Halil Rıfat Paşa Lisesi’nde
tamamladı. 2009 yılında Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Târih Bölümünü
bitirdi. Aynı üniversitede 2012 yılında yüksek lisansını tamamladı 

     Balkan Savaşları üzerine çalışmalarına
devam ederek biri Fransızca hatırat olmak üzere iki eser neşretti. 2014
yılında İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde Türkiye Cumhuriyeti Târihi
Anabilim Dalında doktora eğitimine başladı.

     Yayınlanmış
eserleri:
*Fâlih Rıfkı Atay’ın Yeni İstanbul Gazetesi’ndeki Makaleleri,
*Enver Behnan Şapolyo’nun Zafer gazetesinde tefrikalar halinde kaleme aldığı,
Mustafa Kemal Atatürk’ün Biyografisi, *R. P. Paul Christoff, Edirne Kuşatması
Günlüğü, *Falih Rıfkı Atay, Ali Suavi, Baş Veren İnkılapçı, *Sâtıa Hanım
Sultan’ın Hâtıralarında Eski İstanbul ve Sosyal Hayat, *Osman Turan’ın
Makaleleri.

Önceki İçerikKonudan Konuya (33)
Sonraki İçerikKan Bağışı ve Hacamat
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.