‘Oğuznâmelerin
mesajlarında; doğruluk, ahlak ve kahramanlık kavramları ön plandadır.’
Oğuz Çetinoğlu: Oğuznâmeler hakkında umûmî mâhiyette
bilgi lütfeder misiniz?
Prof. Ahmet Bican Ercilasun: Oğuzname, Oğuz Kağan*’ın ve onun
soyundan gelen hükümdarların hayatlarını, yaptıklarını anlatan, Türklere ait
sözlü / efsanevi bir tarih, Oğuz kahramanlarının destani hikâyelerini içine
alan bir destan, Korkut Ata*’nın / Dede Korkut’un hikmetli sözleriyle
atasözlerinden oluşan bir öğüt kitabıdır. Bugün elimizde bulunmayan ilk
Oğuzname’de bunların üçü de bir arada bulunuyordu. Bunların tamamı bugüne de
ulaşmıştır; fakat ayrı ayrı kitaplarda. Elbette her yazma, meydana getirildiği
dönemin rivayetini yansıtmaktadır.
Çetinoğlu: Oğuznâmedeki metinlerin incelenmesiyle
elde edilen bilgilere göre Türklerin İslâmiyet öncesi inanç kültürü ile İslâmî
akideler arasındaki bağlar hakkında hangi bilgilere ulaşmak mümkün olabiliyor?
Prof. Ercilasun: Türklerin Müslümanlıktan önceki inançları hakkında
çeşitli kaynaklar vardır: Komşu devletlerin, özellikle Çin ve Bizans
kaynaklarının yazdıkları, Müslüman olmadan önceki Türkçe metinler ve başta
Oğuznameler olmak üzere Türk destanları. Bütün bu kaynaklar, eski Türklerde tek
Tanrı inancına işaret eder. Tek Tanrı, gökte olduğuna inanılan Türk Tanrısı
idi. Kağan ve katunları o yükseltir, onlara kut* ve ülüşü* o verirdi. Bunun
yanında büyük tabiat varlıklarının da kutsal ruhları vardı. Bir de çocukları
koruyan Umay Ana*. Eski Türklerde “atalar kültü*” ve ataların ruhlarına at kurban edilmesi de
önemliydi. Bütün bu kaynaklardan, Türk yaşayışında “ahlak”ın da çok önemli
olduğunu anlıyoruz. Yalnız cinsî ahlak değil, her türlü ahlak. Eski Türklerde
içki olark kımız* içildiğini de Dede
Korkut destanları bize söylüyor.
Çetinoğlu: Oğuznâmeler, günümüz insanlarına ve
özellikle gençlere hangi mesajları veriyor?
Prof. Ercilasun: Oğuznamelerin başlıca mesajı, doğruluk, ahlak ve
kahramanlıktır. Atalara saygı ve soyluluk da en önemli mesajlardandır.
Çetinoğlu: Oğuznâmelerdeki Türk kültürünün günümüze
yansıması hakkındaki düşüncelerinizi okuyucularımız için açıklar mısınız?
Prof. Ercilasun: Oğuznamelerde çok önemli yer
tutan kahramanlık kavramı bugün de kaybolmuş değildir. Türklerde kahramanlık
duygusu genetik* ve kültürel olarak devam etmektedir. Destanlarda yer alan
konukseverlik, merhamet gibi iyi insan nitelikleri de bence yaşamaktadır. Ancak
doğruluk ve ahlak kavramlarının bir hayli yıprandığını söyleyebilirim. Yine de
toplumda ciddi bir ahlak arayışının bulunması bizi umutlandırabilir.
AÇIKLAMALAR (Oğuz Çetinoğlu)
Oğuz Kağan: Oğuz Kağan Destanı’nda anlatılan Oğuz Han,
Büyük Hun Türk İmparatorluğu’nun kurucusu Mete Han ile özdeşleştirilir. Türk
devlet geleneğinin temel taşlarını koyan, Türk Hakanının vazettiği kanunlar,
Oğuz (Türk) Töresi olarak bilinir.
Korkut Ata: ‘Dede
Korkut’ olarak da bilinir. Oğuz Türklerinin eski destanlarında yüceltip saygı
gören bir varlık olarak kabul edilmiştir. Bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok
iyi bilen, kabile teşkilatını koruyan yarı-efsanevî bir bilgedir ve Türklerin
en eski destanı olan Dede Korkut Kitabı’ndaki hikâyelerin anlatıcısı
ozandır.
kut: Orta Çağ Türklerinde ülkeyi yönetme yetkisinin
hükümdar ve ailesine bağlı olması geleneği olarak kabul edilmektedir. Bu
yetkinin Gök Tanrı tarafından verildiği kabul edilir. Ayrıca kelime anlamı
olarak mut ve mutluluk anlamlarına gelmektedir.
ülüş: Orta Asya eski Türk devlet geleneğine göre
ülkenin hanedan üyeleri arasında paylaştırılması âdetini ifade etmektedir.
Umay Ana: Eski Türk kavimleri Umay’ı, İyilik
tanrıçası, Ana tanrıça ve Hayat tanrıçası kabul ederler. Türk halklarının
çoğunda Umay ana, tanınır ve bilinir. MESELÂ Oğuzlar, Umay anayı ana karnındaki
bebeklerin koruyucusu olara kabul ederler. Hatta “Kim Umay’a hizmet ederse
oğlan çocuğu olur” deyimini atasözü gibi kullanırlardı.
atalar kültü: İnsanoğlunun
soyundan geldiği kimselere karşı tabii ve fıtrî olarak her zaman duymakta
olduğu saygı ve sevginin zaman zaman aşırı bir şekle dönüşmesi, ataları
ölümlerinden sonra da çeşitli şekillerde yaşatma fikrini ve gayretlerini ifade
eden anlayış.
kımız: Süt
şekerince zengin olan kısrak sütünden îmâl edilen kımız, beyazımsı bir sıvıdır.
Çok eski bir tarihi vardır. İlk olarak Orta Asya’da Türkistan ve Moğolistan
taraflarında yaşayan kavimlerce içilmiştir. Kımız, benzeri süt ürünleri gibi,
belirli bir mikroorganizma topluluğunun faaliyeti sonucunda meydana gelir.
genetik: Bitki, hayvan ve insanlardaki kalıtım
hâdiselerini inceleyen ilim dalı.
Prof. Dr. AHMET BİCAN ERCİLASUN: 8 Şubat 1943 târihinde İzmir’de dünyaya Aynı Ercilasun, 1967-1971 yılları arasında, bir yandan 1971 Haziran 1976- Ağustos 1977 döneminde Doktora sonrasında çalışmalarını daha 1980 yılında Türk Kültürünü Araştırma 1984 yılında “Dilde Birlik” adlı eseriyle, 1986 yılında Gazi Üniversitesi 1991 yılında, dönemin Kültür Bakanı 03.11.1993 Türk Cumhuriyetleri’ni, ata dede Türk Arpaçay |