Otoritenin Gerçeği- Gerçeğin Otoritesi

193

Geçen gün can sıkıcı bir tablo elden ele dolaştı. Çeşitli
ülkelerdeki COVID-19 ölümlerini veriyordu. Johns Hopkins Üniversitesi
kaynaklıydı. Bazı ülkeler, “Karşılaştırmada kullanılabilir- güvenilir
diye işaretlenmiş. Çin ve Türkiye’nin rakamları verilmemiş ve şu not düşülmüş:
Bu ülkelerin verileri güvenilir değil“. Aynı kaynaktan bir başka
tabloda da sadece verilerine güvenilmeyen ülkeler, “Çürük elmalar” diye
sayılmış: Vietnam, Hindistan, Venezuela, Mısır, Suriye, Yemen, Türkiye ve Çin.

Bunu hak ediyor muyuz? Bence hayır. Rakamlarımız COVID-19
ölümlerinin tamamını yansıtmıyor. Hele başlangıçta, henüz sayılar küçükken,
test-raporlama zinciri henüz kurulmamışken epey kaçak oldu. Fakat kasten
gizleme yapıldığına inanmak istemiyorum. Mayıs başında burada yayımlanan, “Bildirilmeyen
COVID-19 ölümleri
” yazımda bunu incelemiştim.  Mevsimlik ölüm
istatistikleri, birçok Batı Avrupa ülkesinde ve ABD’de rapor edilen ölümlerle
gerçek arasında %100’e varan sapma olduğunu gösteriyordu.

Hanke’nin Derdi ne?

İki tabloda da Prof. Steve Hanke’nin imzası var. Kim bu
Prof. Hanke? Johns Hopkins Üniversitesi’nin uygulamalı iktisat hocası. Cato
Enstitüsü’nde Kıdemli Üye ve Sıkıntıdaki Para Birimleri Projesi Yöneticisi;
nihayet, Johns Hopkins Uygulamalı Ekonomi, Global Sağlık ve İş Girişimleri
Enstitüsü Eşbaşkanı.  Dünyanın 14 ülkesinde devlete danışmanlık yapmış.
Bizim İstanbul Kültür Üniversitesi, Hanke’ye 2012 yılında Fahrî Doktora unvanı
vermiş.

Prof. Hanke’nin bizimle derdi ne? Bu işin bir geçmişi var.
Hanke’nin üzerinde çalıştığı ve doğruluğunu birkaç ülkede denediği bir ölçütü
var. Yüksek enflasyonlu dönemlerde ülke parasının rezerv paraya (dolara) göre
değeri, enflasyonu yakından izliyormuş. Çalışmasını, Charles Bushnell’le
birlikte World Economics dergisi’nin 2017 Sonbahar sayısında yayımlamış.
 Hanke, 2019 yılında Türkiye’de enflasyon %49 demiş. TÜİK’in verdiği rakam
%12!

TÜİK’in enflasyon verilerine inanan kaç kişi kaldı bilmiyorum.
Bu inanç sarsılmasında kurum yönetiminin defalarca değiştirilmesinin üstüne
yetkililerin bazı beyanlarının da katkısı olmuştur sanıyorum. “Büyüme
rakamlarını değiştirmek için bir sebep görmüyorum
“, gibi…

Hissedilen pahalılıkla TÜİK’i açıkladığı bir birini
tutmuyor. İnsanlar, “TÜİK’in alış-veriş yaptığı süpermarket hangisi acaba
diye şakalaşmaya başladı. Tahminim, Hanke, bizim yalan söylediğimiz kanaatine
ölüm rakamlarımızdan ulaşmadı. Ekonomi hakkındaki beyanlarımıza bakarak vardı.
Ve muhtemelen, ekonomide bu kadar atıyorlarsa, sağlıkta da doğru söylemez
bunlar diye düşündü.

Fakat sağlıkta bu değerlendirmeye müstahak değiliz ve
muhatap da olmamalıydık.

Sovyetler ABD’yi ne zaman geçecek?

Altmışlı, yetmişli yıllarda Samuelson’un Ekonomi‘si
temel ders kitabıydı. Benim hocalık yaptığım ODTÜ’de de bu kitap okutulurdu.
Alıp okudum tabi. Samuelson’un meşhur bir grafiği vardı ve orada mevcut eğilim
sürdüğü takdirde Sovyetler’in ABD’yi seksenli yıllarda geçeceği gösteriliyordu.
Seksenli yıllar geldi. Sovyetler, ABD’yi geçmedi. Samuelson’un yeni baskısı
çıktı. Grafik kaldırılmamış, biraz değiştirilmişti. Sovyetler, ABD’yi doksanlı
yıllarda geçecekti.

Doksanlı yıllarda Sovyetler çöktü ve çöküş sebepleri
arasında başı ekonomi çekti. Geriye dönülüp otopsi yapıldığında, Samuelson’un o
kadar da kabahatli olmadığı, Sovyet istatistiklerinin tamamen uydurma olduğu
anlaşıldı. Yalanın ortaya çıkma gibi bir huyu var. On yıllar sonra bile…

Makam gerçeği tashih eder

Nasıl beceriliyor? Geçen asırdan kalma bir hatıramı nakledeyim.
Hayatımda yapmadığım iş kalmadı. Bir ara arkadaşlarımla birlikte hayvan yemi
ham maddesi ticareti yapıyorduk. İstatistikler ve yalan hikâyem bu yem ham
maddesi dönemindendir. Soya fasulyesi, balık unu gibi değerli maddelerin üretim
miktarlarını yakından izlerdik. Arz-talep dengesi, fiyatlar bu verilere göre
teşekkül edecekti. Neyi ithale neyi ihraca hazırlanmamızın doğru olacağını da
yerli rekolteye göre kestirirdik. Türkiye’de bir elin parmaklarından az
sayıdaki soya işletmesinden aldığımız rakamlarla Toprak Mahsulleri Ofisi’nin
verdikleri tutmuyordu. TMO’daki bir arkadaşımıza telefon açıp sorduk. Cevabı
şöyleydi: “Biz verileri toplayıp makama arz ederiz. Makam gerekli
tashihi yapar. Bizim açıkladığımız rakamlar düzeltilmiş rakamlardır.”
 Ne
demek yani diye sormadık. Teşekkür edip telefonu kapattık. Bu soruyu sormak
siyaseten de doğru değildi, duygusal zekâya da aykırıydı.

Aradan on yıllar geçti. Şimdi uydu fotoğrafları ile her
ürününün gerçek rekoltesi daha tarladayken belirleniyor. Ekonomik veriler de soya
fasulyesinden farksız. Bugünkü şartlar o zaman olsaydı, Samuelson yanılmazdı.

2020 yılında verileri makama arz edip, makamın tashihinden
sonra yayımlamak hiç akıl kârı değil. Duydunuz mu sevgili makamat?

Gerçeğin otoritesi sonunda otoritenin gerçeğini yeniyor.(Alıntı:
Milli Düşünce Merkezi)


Önceki İçerikLondra Kraliyet Sanat Akademisinde: Türkler (3)
Sonraki İçerikAziz Dostum Prof. Dr. HASAN ZUHURİ SARIKAYA’nın Vefatı Üzerine ( 1 )
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)