“Ellerin bağında güller açarken, Bizim ele kar geliyor gardaşım“. A. R. Karakoç
Biz doğulu Müslümanların kaderi mi bu dünyada ecir çekip, ahrette cennete gitmek, yoksa batılıların mı bu dünyada zevk ve sefa içinde yaşayıp, ahrette cehennemi boylayacak olmaları!
Çünkü böyle yazıyordu isminin önünde “Hz. Bilmem kim derki” diyen bazı kitaplar.
Amerikalı Gorg’un çocuğu Katrin, güle oynaya sabah okuluna giderken, Suriyeli Abdullah Kurdi’nin kızı Aylan bebeğin kaderi, sonu belirsiz çıkılan yolculukta ölüsünü dalgaların sürüklediği deniz kenarı mı olmalıydı?
Ortadoğu’da Müslümanlar din ve mezhep uğruna “Allahu ekber” diyerek ölüyor ve öldürüyorsa bunlar başka başka Allah’lara mı inanıyorlar ki birbirlerini katlediyorlar? Bu katliamlardan kaçanlar neden başka (Türkiye hariç) Müslüman ülkeye iltica etmiyor da bin bir türlü meşakkate katlanarak dinlerini dahi değiştirme pahasına Hıristiyan ülkelerine sığınıyorlar?
Türkiye, işsizlik oranında 2015 verilerine göre (%11,5) Avrupa sıralamasında birinci iken, güneyimize sığınan 2,5 milyon Suriyeliye çalışma izni vermek, hangi aklın ürünü izah edecek bir baba yiğit çıkar mı acaba? Avrupa da ihracat fazlası veren Almanya dahi mültecileri ülkesine sokmaz iken acaba yanlışta olan Almanlar mı yoksa biz Türkler miyiz? Bu mültecilerin önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin demografik yapısını nasıl etkileyeceği ve hangi sonuçlara götüreceği, hiç düşünüldü’mü? Veya her işimizde olduğu gibi “biz Türk’üz, bize bir şey olmaz” deyip geçiştirecekmiyiz?
Benim ülkemde, en büyük bilim ve teknoloji kuruluşu olarak tanıdığımız kurumun (TÜBİTAK) ta kabul görülmeyen Liseli İlayda Şamilgil’in projesi “First Step To Nobel Prize In Physics” (Nobel Fizik Ödülü’ne Doğru İlk Adım) yarışmasında, 70’e yakın ülkeden 5 bin fizik projesini geçerek dünya birincisi olması, bizde mi bir yanlışlığın var olduğunu gösterir, yoksa bu yabancı kuruluşta’mı bir sakatlık var?
Enerji, Demir ve Pamuk, ülkelerin kalkınmasında potansiyel öncü maddeler olmasına rağmen ve hepsi de İslam ülkelerinde yeterli miktarda bulunuyorken, Türkiye neden yıllardır Avrupa birliği kapılarında bekleme meşakkatine katlanır? Neden diğer Türk ve islâm devletleriyle ekonomik işbirliği oluşumu için çalışmaz, bizden adam olmaz toptancı ve peşin hükümlü yaklaşımlarıyla, Avrupanın ırkçı, küçümseyici tavırlarına rıza gösterir?
Dünya fındığının %75’i Türkiye’de üretilirken, fındık borsasının Almanya’da kuruluyor olmasını ne ile izah edeceksiniz? Fındığı üreten eğer Hasan’sa onun fiatı’nı koymak neden Hans’a düşüyor anlaşılır şey değil.
Görüldüğü gibi onların ve bizim aramızdaki nüans, nelere kadir oluyor ve biz bu farklılığın ne kadar farkındayız?
Derken aklıma Ünlü Türk yazarı Cengiz Aytmatov’un “Gün olur asra bedel” kitabında sürekli tekrarladığı;
“Bizim buralarda trenler, doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelir” sözü takıldı.
Eğer Türk-İslam âlemi kendine gelip aklını başına toplamaz ise daha çok gelip giden trenlere bakıp seyirci kalırız.
Saygılarımla.