O’ki O Yüzden Varız!

107

O zât, ebedî saâdet ve mutluluğun kapısını açacak bir anahtar sahibidir.

O zât, bütün kâinatın Rabbi, bütün mevcudatın Hâlık’ı / Yaratıcısı olan Cenabı Hakkın sohbetiyle şereflenmiştir.

O zât, bütün kâinatta yansımaları görünen Esma-i Hüsna’yı / Allah’ın Güzel İsimleri’nin hepsini birden, ruh aynasında gösterebilmektedir.

O zâtı, insanoğlunun mânen en âzam / en büyük ferdi olan Hz. Muhammed’i; Yüce Allah en büyük tecellisine / zâtının tecellisine mazhar kılmıştır.

O zâtı şerifte doğrudan doğruya, celâl ve büyüklük sahibi olan Allah’ın her şeye ayrı bir özellik veren Ehadiyeti, çok yönlü olarak kendini gösterir.

O zâtta, Ahmed’in / Hz. Peygamber’in sırrı, bu İlahî tecellide saklıdır.

O zâtın velâyeti / veliliği / Allah Dostu oluşu; risaletine / peygamberliğine başlangıç olmuştur.

Öyle bir zât ki, velâyetiyle Halk’tan Hakk’a gitmiş.

Öyle bir zât ki, risaleti / peygamberliğiyle, Hakk’tan Halk’a gelmiştir.

X

Madem bu kâinat / evren; gayet / son derece muntazam / düzgün bir memleket. Gayet muhteşem / ihtişamlı ve haşmetli / gösterişli bir şehir hükmündedir.

Madem bu mevcudat, bu varlıklar; son derece müzeyyen / süslü bir saray gibidir.

Elbette onun bir hâkimi / hâkimiyet sahibi, onun bir hükmedeni ve idare edeni / yöneticisi, bir mâliki, bir ustası vardır.

Madem, böyle haşmetli, celâlli bir mâliki, mükemmel bir Hâkimi, güzeller güzeli yani cemal sahibi bir Sanatkârı / Sanatla Yaratanı vardır.

Hem madem bütün o âleme, o memlekete, o şehre, o saraya alâka ve ilgi duyan, his ve duygularının hepsiyle münasebet ve ilişki içinde bulunduğu her şeye; küllî / kapsamlı bir bakışı olan insan vardır.

Elbette, o muhteşem Sanatkâr Yaratıcı olan Yüce Allah; o küllî / kapsamlı nazar ve bakış sahibi, her şeye karşı ilgi duyan, şuur ve bilinç sahibi olan insanla; herkes ve her şeyden ziyade bir münasebet ve ilgi kuracak. Ona kudsî / kutsal bir hitabı / çağrısı ve âlî / yüksek bir teveccüh ve yönelişi olacaktır.

Hem, madem Âdem Aleyhisselâm’dan şimdiye kadar, şu münasebet ve ilgiye mazhar olanların içinde biri var ki, eserlerinin şehadet ve tanıklığı ile, yeryüzünün nısfını / yarısını tasarruf dairesine almış. İnsanların beşte birini etkilemiş. Kâinatın mânevî şeklini değiştirmiş. Evreni mânen ışıklandırmış. Daha bunlar gibi, en yüksek bir mertebede bulunmayı; ancak Hz. Muhammed gösterebilmiş. Onun içindir ki, Yüce Allah, o abdini / kulunu insanın sahip olabileceği maddî-manevî tüm mükemmellik ve güzelliklerle donatmıştır.

Yüce Allah, onu farklı isim ve sıfatlarının tecellîsine, görüntü ve yansımalarına mazhar kılmış. Yani o zâtı muhteremde Yüce Allah; her isim ve sıfatını, onda bir nebze de olsa yansıtır, aksettirir olmuş. Böylece diğer insanlar için, nümûne-i imtisal / örnek alınacak davranışları, onun şahsında gözler önüne sermiştir.

Yüce Allah, O Nebiyyi Zîşânı / O Şanlı Nebiyi, bütün kâinat tabakalarına nâzır kılarak; tüm gözlerin ona çevrilmesini istemiştir.

Onu; Rububiyet / Rablık saltanatını, yani bütün varlıkları yaratıp, onların ihtiyaçlarını gidererek, tam bir hâkimiyetle sevk ve idare ettiğini âlemlere bildirecek bir dellâl / ilân edici / tanıtıcı / Hakka çağırıcı bir mübelliğ / tebliğ edici kılmıştır.

Yüce Allah onu, İlahî isteklerini halklara sunacak şanlı bir Resûl, kutlu bir elçilikle vazifelendirmiş. Kâinatın tılsım / sır ve gizini açmakla görevlendirmiştir. Velhâsıl:

X

O ki, o yüzden varız

Yoksa, yokluk olurdu bize muarı

 

Önceki İçerikSevgi Eken Sevgi Biçer
Sonraki İçerik“Bana Çok Sadıktır” Dediği General Darbe Yaptı
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.